Seçimler öncesi etik olmaz diyerek bu alındı yazıyı yayınlamadım. Seçimi başkan Ahmet Gelgör’ün kazanması üzerine parka “Mustafa Kemal Atatürk Parkı” adını veren Başkan Ahmet Gelgör’e teşekkür etmek için bu yazıyı yayınlıyorum. 

Osmancık’ta Alpaslan Türkeş parkı, Necmettin Erbakan parkı, Muhsin Yazıcıoğlu Parkı vardı ama dünya çapında liderimiz ve milli önderimiz Mustafa Kemal Atatürk adını yaşatacak bir parkımız yoktu.  Sağ olsun bu eksikliği Ahmet Gelgör başkanımız giderdi. Kendisine özel teşekkür ve minnettarlığımı sunuyorum. 
Türkiye'nin en uzun nehri olan Kızılırmak'ın kenarına kurulan millet bahçesine, "Mustafa Kemal Atatürk Parkı" adının verilmesine çok sevindim. 
Nüfusu 30 bini aşan Osmancık'ta 275 metre yüksekliğindeki kayanın üzerine kurulan binlerce yıllık Kandiber, Kalesi Kızılırmak üzerine kurulu yaklaşık 5 asırlık Koyunbaba Köprüsü ilçenin önemli kültürel hazineleri arasında yer alıyor.

Köprü ve kalenin arasında Kızılırmak'ın kenarına kurulan millet bahçesi ise ilçede sosyalleşmeye katkı sağlıyor. Osmancık Belediyesince eski semt pazarı ile şehirlerarası otobüs terminali yıkılarak inşa edilen millet bahçesi, Kızılırmak, Koyunbaba Köprüsü ve Kandiber Kalesi ile güzel görüntü oluşturuyor.

Yaklaşık 35 bin metrekare alanıyla ilçenin en büyük sosyal alanı olarak hizmete sunulan millet bahçesine Osmancık Belediye Meclisince, "Mustafa Kemal Atatürk Parkı" ismi verildi. Belediye Başkanı Ahmet Gelgör, Atatürk portresiyle isim levhaları takılan parkı ziyaret etmiş.

Gelgör, millet bahçesinin, ilçede Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ismini taşıyan ilk sosyal alan olduğunu söylemiş.
Gelgör, "Kızılırmak'ın kenarında, Osmancık Kalesi ve Koyunbaba Köprüsü ile birlikte şehrin vitrinini oluşturan, yeşil dokusuyla şehrimizin güzelliğini yansıtan bu alana Ata'mızın ismini vererek güzel bir hizmeti taçlandırmış olduk." demiş.

OSMANCIK TABURU

Bedevi kadınları ellerinde defler, yanık sesle şarkılar söylüyorlardı. Şarkıların konusu da deve etinin lezzetiydi. Bu etin kebabının, haşlamasının ve kızartmasının, ne kadar lezzetli olduğu yanık yanık, şarkı makamı içinde anlatılıyordu.

Töreni tertipleyen, Osmanlı Teşkilatı Mahsusa Reisi Eşref Sencer Kuşçubaşı Bey bir de gördü ki, hazır ol vaziyetinde olan Anadolu’nun aslan yapılı Osmancık Taburunun erlerinden bazılarının Arapça deve eti kasidesini dinlerken, gözyaşları yanaklarından şıpır şıpır damlıyordu. İyi Arapça bilen Eşref Bey şaşırdı, Ere : "-Oğlum ne ağlıyorsun?" diye sordu. Hazır oldaki Mehmetçik, durumunu bozmadan cevap verdi:

"-Kumandanım bakın ne güzel Kuran okunuyor...
Bu saf, pırıl pırıl yürekli Anadolu çocuğunun duyguları önünde gözleri dolan Eşref Bey dayanamıyor: "-Oğlum bu bedevi kadınları kendilerine dağıtılacak deve etinin lezzetini anlatan kasideyi makamla okuyorlar, Kur'an okumuyorlar, sil gözyaşlarını. " demiştir... (KAYNAK: Cemal Kutay, Türkçe İbadet)

HAYATIN İÇİNDEN

1—Eğitim Sen sendikası “Laiklik ve bilim karşıtı yeni Milli Eğitim müfredatını reddediyoruz.” diyerek karşı çıkmış. Çağdışı hurafelerle bezenerek   çocuklarımızın aklını karıştıran yeni milli eğitim müfredatını ben de reddediyorum. 
2—Televizyonlarda aptal dizilerde eşini ve çocuklarını terk edip kızı yaşındaki çocuklarla aşk yaşayan adamların hikayelerini ballandıra ballandıra anlatılıyor.  Nasıl ayrı yaşanır, nasıl eş aldatılır, aile düzeni nasıl bozulur, kadınlara şiddet nasıl yapılır, ailede kıyamet nasıl koparılır, moda nasıl takip edilir sürekli işleniyor. Maalesef özellikle kadın ve erkeklerin yüzde sekseni bu aptal dizileri izleyerek zamanını öldürüyor. Kitap okumak, müzik dinlemek kimsenin aklına gelmiyor.  
3—Parklarda, caddelerde, sokaklarda minik çocuklar bile Scoother kullanarak  
trafiği allak bullak ediyorlar. Çocuklar daha yürümeyi öğrenmeden Scootherle  cadde ve sokaklarda gezmeye başladılar. Anne ve babaların çocuklara hayır demesini öğrenmeleri ve öğretmeleri gerekir. 
                            10 Mayıs 2024 / Mehmet Özata