Sarıkamış tarihi nice zaferlerle dolu olan bir milletin adını her duyduğumuzda gönül telinin titrediği yer. Binlerce vatan evladını ya donarak ya hastalıktan ya esir düşerek işkenceyle ya da çatışarak Allahuekber ve Soğanlı dağlarında şehit verdiğimiz yer.
Eksi 35 derecede aç ve çıplak bir şekilde tereddütsüz bir şekilde mücadele ederek savaş anında koşulsuz emre itaat nasıl olunur ve vatan için nasıl gözünü kırpmadan candan geçildiğinin simgesi olan yer.  Türk milletinin mücadele ruhu yadsınamaz bir gerçeği. Kadınıyla çocuğuyla, yaşlısıyla genciyle vatan toprakları için yapmayacağı fedakârlığın olmadığını biliyoruz. Özellikle her biri tarihin bir döneminde yer almış ve yaptıklarıyla tarihin seyrini değiştirmiş kahraman Türk kadınlarının yaptıkları fedakarlıkları. Sarıkamış harekatında gönüllü olarak görev almış Kahraman Türk kadınlarımızdan bazıları; 
Fatma Seher (Kara Fatma)
Erzurum'da dünyaya gelen Fatma Seher, Balkan Harbi yıllarında asker olan eşiyle Edirne'ye yerleşir. Sarıkamış'a gönderilen eşiyle bu defa Doğu Cephesi'nde çeşitli görevler üstlenir. Eşi Binbaşı Ahmet Bey Sarıkamış’ta şehit düşer. I. Dünya Savaşı'ndan sonra ülkede işgallerin başlaması üzerine önceleri yakın aile çevresi, akrabaları, köylüleri ile küçük savunma çeteleri kurdu; daha sonra çetesiyle düzenli orduya katıldı.[1] İstiklal Savaşı'nda üç sene hizmet etti ve 300 kişilik bir müfrezeyi yönetti. Yaya ve atlı olarak silah ve cephane yükleri ile cepheden cepheye gitti. I., II. İnönü Muharebesi, Sakarya Meydan Muharebesi ile Dumlupınar Meydan Muharebesi’nde çarpıştı. İstiklâl Madalyası sahibidir. 
Savaşın sona ermesinden sonra İstanbul'a yerleşen Fatma Seher, devletin kendisine bağladığı maaşın tek bir kuruşuna bile dokunmadan Kızılay'a bağışlar. Fatma Seher, 2 Temmuz 1955'te İstanbul Darülaceze'de hayatını kaybetti.
Meryem ATMACA
Yıl 1914…Sarıkamış Harekatı’nda esir düşen askerlerimiz Ruslar tarafından trenlerle esir kamplarına götürülür. Çoğu kömür ocaklarında ve tren raylarının tamirinde çalıştırılır. Rusya’da 1917 yılındaki rejim değişimi ile esirler için zaten zor olan şartlar daha da zorlaşmıştır. Kalacak yerleri bakımsız ve yiyecekleri de gelmez olmuştu.

Aralarından bir kısmı kaçıp  yurda dönme fırsatı yakalarken, bir kısmına da bu esaret hayatı maalesef mezar oldu.
İşte yazımızın kahramanı olan Meryem Atmaca, tam bu sırada kendini gösterdi. Elinde babasından miras kalan on bin altını vardı. Düşünülürse, belki de hiç kimsenin yapmayacağı fedakârlığı yaparak, zimmetinde bulunan altınları Ruslarla pazarlık yaparak onlara verdi ve 1800 esir Türk askerini kurtardı. Savaşın bilinmeyen ve Türk tarihinin satırları arasında gizli kalmış olan Meryem Atmaca 1926 yılında fakir bir kadın olarak ölmüştür.
Kahraman Meryem altınlarını Mehmetçik için feda etti. Türk kadınının vatanseverliğini tüm dünyaya kanıtladı.
Bilinmeyi ve fedakâr bir kahraman olarak anılmayı hak eden Meryem Atmaca’yı saygı ve rahmetle anıyoruz.

Havva Nine
2 Kasım 1914’te seferberlik ilan edilir. Seferberlik ilan edilmeden önce kayınpederinin şehit haberi gelir. Seferberlikle ilan edildiğinde Akyazı’da eli silah tutan tüm erkekler gönüllü olur, bunların arasında kocası Hasan’da vardır. Oğlu Ahmet’le tek başına kalmıştır Havva gelin. Askere bir gidenin 10 sene gelmiyordu, geride kalan gençlerde de o sırada askere alınmış oluyordu. Devletin tüm gücünü cepheye verdiği sırada dağlarda eşkıyalar ve asker kaçakları millete musallat olmaya başlamıştı. 
Havva gelin için iş başa düştü  köyün bütün kadınlarını örgütledi. ‘’Gelin düşmandan kaçmış erkekliği kadınlara sataşmak sanan adi mahluklar!’’ diyerek geride kalanlar birlikte köyün koruculuğunu üstlenmiştir. Savaş bitmiş diğerlerinin kocası gibi onun kocası da Sarıkamış’tan dönmemiştir. O artık hem şehit eşi hem de şehit gelinidir. 
Daha nice kadın kahramanlara vatan olmuştur Anadolu…