Patrona Halil İsyanı, Osmanlı Devletindeki Lale Devri'nin sonunu getiren ayaklanmadır. Patrona Halil idaresindeki ayaklanma 28 Eylül 1730'da başlayıp günlerce sürmüştür. Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa idam edilmiş; Sultan III. Ahmet tahttan indirilmiş ve yerine yeğeni I. Mahmut padişah olmuştur.

Patrona Halil isyanının lideri Patrona Haili, isyan sonrası iktidar boşluğundan yararlanıp OsmanlıDevletini 44 gün süreyle idare etmiştir. Patrona Halil bir gün halkla konuşurken, fedailerinden biri kendisine verilen kağıdı Patrona Halil’e uzatıyor. Patrona Halil göz ucuyla kağıda baktıktan sonra cebine koyuyor. Kağıtta “Saraya gitme seni öldürmek için tuzak kurdular” yazıyordu.Birinci Mahmut kendisi ve avenesiyle görüşmek üzere yemek düzenliyor ve bu yemeğe avenesiyle birlikte Patrona Halil’i çağırıyor.

Patrona Halil öldürüleceğini bile bile saraydaki davete katılmasının nedeni, aslında öldürüleceğini bilmemesi. Çünkü, Patrona Halil okuma yazma bilmiyor. Daha ilginci okuma yazma bilmediğini avanesinden de saklıyor. Konuşma yaptığı sırada okumuş gibi yapıp kağıdı cebine koyma nedeni, kendince oluşturduğu karizmasını çizdirmek istememesi. CAHİLLİĞİN BEDELİ ACI VE ISTIRAPTIR.

YAŞAMDAKİ ACILAR TUZ GİBİDİR, NE AZDIR NE DE ÇOK

Hint’li yaşlı bir usta çırağının sürekli herşeyden şikayet etmesinden bıkmıştır. Bir gün çırağını tuz almaya gönderir. Çırak döndüğünde yaşlı usta ona, bir avuç tuzu bir bardak suya atıp içmesini söyler. Çırak tuzlu suyu içer içmez tükürmeye başlar.

Tadı nasıl? diye soran yaşlı adama çırak çok acı diye cevap verir. Usta çırağının kolundan tutar ve dışarı çıkarır, sessizce az ilerdeki gölün kıyısına götürür.

Çırağına “bir avuç tuzu göle atıp gölden su içmesini söyler ve tadı nasıl?”diye sorar.

Ferahlatıcı diye cevap verir genç çırak. “Tuzun tadını aldın mı diye sorar yaşlı adam. “Hayır” der çırak. Gölün yanında çırağının yanına diz çöken yaşlı adam, “Yaşamdaki acılar da tuz gibidir, ne azdır ne de çok. Acının miktarı hep aynıdır. Ancak bu acının şiddeti,neyin içine konulduğuna bağlıdır. Acın olduğunda yapman gereken tek şey, acı veren şeyle ilgili hislerini genişletmektir. Onun için sen de artık bardak olmayı bırak, göl olmaya çalış.

BİLGE BAADDİN’DEN SEÇİLMİŞ GÜZEL SÖZLER

1—Mevlana’nın 25,596 beyitlik Mesnevisi için Yunus Emre Mevlana’ya “Hazret güzel söylemişsin ama sözü biraz uzatmışsın, ben olsam “Ete kemiğe büründüm, Yunus diye göründüm” der keserdim demiş.

2—Şair Eşref sarhoşken aldığı ve sonra boşadığı ikinci eşi Manisa’lı Ayşe için

“Bütün dünya benden korktu, ben de bu karıdan korkardım” demiş.

3—Amerika’lı bir rahip New York’ta bir otele inmişti. Resepsiyonda kendisine uzatılan formu doldururken şu soruda takıldı. “Müşterinin temsil ettiği firmanın adı” Rahip kısaca düşündükten sonra “ Tanrı ve Şurekası” diye yazdı.

4—Erkekler olmakta olanla yetinir, kadınlar olması gerekeni hayal eder.

(Mehmet Özata)

5—Temel’e sormuşlar, “Sen hangi dindensin, mezhebin nedir, hangi hocadan feyz aldın, hangi caminin cemaatısın?” Temel, “Ben tirek Allah’a bağlıyım” demiş.

6—Para ve ahlak ters orantılıdır. Biri azaldıkça diğeri artar. (Platon)

7-- Elinde bir mumla yürüyen çocuğa sordum: “O ışık nereden geliyor?” Çocuk mumu hemen söndürdü, “Bana nereye gittiğini söyleyin, ben de size nereden geldiğini söyleyeyim. “demiş.

8-- Sizlere bütün kapıları açan bir anahtar vereceğim. Bu anahtarın üzerinde iki şey yazılıdır. 1) Sabır, 2 ) Nezaket

SEVDİĞİM DÖRTLÜKLER

Mahsuni Şerif’im gayri gam yemem / Ondan ötesini kimseye demem,

Ufak vücuduma kefen istemem / Varsa insanlıkla sararlar beni,,, (Mahsuni Şerif )

Vardım ileriye döndüm geriye / Ben de şaştım sarındığım deriye,

Kendime rastladım varsam nereye / Tenli, tensiz, dinli dinsiz benimdir.. (Sefil Selimi )

Bizleri yarattın anladık senin / Yerlerde göklerde aradık seni,

“Allah’ın evi gönüldür” dediler / Gönüller yaparak yaşadık seni..( Mehmet Özata)

8 Nisan 2022 / Mehmet Özata