1987’de Polonya’da 23 saat süren bir kalp naklinin hemen sonrası... Ameliyattan sonra tamamen tükenmiş, hastasının kalbini ekranda izleyen bir profesör...

Arka köşede, ameliyat sonrası yorgunluktan uyuyakalan bir asistan...
Ameliyatın gerçekleştiği ağır koşullar fotoğrafta açıkça görülüyor... 

Masada yatan hasta, Profesör Religa'nın 19. hastası ve Polonya'da kalp nakli yapıldıktan sonra en uzun yaşayan kişi... Cerrah, hastasını son bir kez daha kontrol ediyor. Bu hasta kalp naklinden sonra tam 30 yıl yaşamış ve 2017’de vefat etmiş. Profesör ise, 2010’da yaşamını yitirmiş...
Yukardaki fotoğraf, National Geographic mecmuası tarafından, tarihin en önemli 100 fotoğrafı listesine dahil edilmiş. Bilime ve doktorlara her zaman saygı duyarım.
Hayatta hiçbir şey ölümden daha ciddi ve önemli değil. Yaşatmak da öyle.
Doktorluk kutsal meslektir. İyi ki varlar. 
Tıp Bayramı, her Mart ayının 14'ünde kutlanan, Türkiye'de tıp alanından çalışanların hizmet sorunlarının tartışıldığı, bilime katkılarının ödüllendirildiği bir anma ve kutlama günüdür. 14 Mart 1827'de, 2. Mahmut döneminde, Hekimbaşı Mustafa Behçet’in önerisiyle ilk Cerrahhane’nin,Şehzadebaşı'ndaki Tulumbacıbaşı Konağında Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire adıyla kurulması, Türkiye'de modern tıp eğitiminin başladığı gün olarak kabul edilir. 
Okulun kuruluş günü olan 14 Mart, "Tıp Bayramı" olarak kutlanmaktadır.
İlk kutlama, 1919 yılının 14 Mart'ında işgal altındaki İstanbul’da gerçekleşmiştir. 
O gün, tıbbiye 3. sınıf öğrencisi Hikmet Boran'ın önderliğinde, tıp okulu öğrencileri işgali protesto için toplanmış ve onlara devrin ünlü doktorları da destek vermişti. 
Böylece tıp bayramı, tıp mesleği mensuplarının yurt savunma hareketi olarak başlamıştır. 
“İnsan hayatının kutsallığından ödün vermeden ülkemizin dört bir yanında gece gündüz demeden üstün bir gayret ve sabır içinde çalışan, salgın sürecinin pelerinsiz kahramanlarının “14 Mart Tıp Bayramını kutluyorum.”
“Varlıkları ile mucizeler yaratan doktorlarımızın bayramı kutlu olsun..” (Zafer Kalaycı)
Ben de 3 doktor bir eczacı babası olarak doktorlarımızı çok sever ve sayarım. 
Sevgili doktorlarımız biz yaşlılara “Durma, düşme, üşütme” derler. Çok haklılar.
Ben de bir dörtlüğümle yaşlı dostlarıma kardeşce bir tavsiyede bulunayım.
Elden ayaktan düşme, yalnız kalırsın,
Canın, cananın yok olur, gelir sanırsın,
Hayat sahnesinde ahde vefa arama,
Düşenin dostu olmaz, düşünce anlarsın….(Mehmet Özata)
Bu vesileyle bütün doktorlarımızı ve sağlık çalışanlarımızı sevgi ve saygıyla anıyor, kutsal mesleklerinde başarılar diliyorum. 
BİLGELERDEN GÜZEL SÖZLER.
1—Hekimlik bedenin kötülüklerini, bilgelik ruhun kötülüklerini iyileştirir.
(Demokritos)
2—Hayliden hayli yobazlık kalınlaştı yeniden,
Softalık zorlu anırtı ile aldı yürüdü,
Kara bir kinle taassup pusudan çıktı yine,
Yurdu şahane cehalet yeni baştan bürüdü…(Neyzen Tevfik)
3—Felaketin başı hiç şüphe yok cehaletimiz,
Bu derde çare bulunmaz, ne olsa mektepsiz,
Ne kürd elifbeyi sökmüş, ne Türk okur, ne Arap,
Ne Çerkez’in, ne Laz’ın var bakın elinde kitap…(Mehmet Akif Ersoy)
4—Neden Osmanlıyız bilmem ki biz Türk oğluyuz yahu,
Yalancı şahit olduk gitti, beyhude şehadetten… (Şair Eşref)
5—Dedem koynunda yattıkça benimsin ey güzel toprak,
Neler yapmış bu millet, en yakın tarihe bir bak,
Yerim sensin, göğüm sensin, cihanım, cennetim hep sen,
Nasıl bir millet çıktı, gördüm hasta sinenden…( Süleyman Nazif)
                        8 Aralık 2023 / Mehmet Özata