Çocukluk arkadaşım Mustafa Yağan’la Osmancık Kızılırmak mahallesinden arkadaşız. Ben 1955 yılında Osmancık Gemici ilkokulundan mezun olduktan sonra Osmancık Ortaokuluna, Mustafa ise Hasanoğlan Atatürk Öğretmen okuluna gitmişti. 

Osmancık’ta iki Mustafa Yağan vardır. Biri emlakçı Mustafa Yağan, biri de amcasının  oğlu öğretmen Mustafa Yağan’dır.  
Şimdi sözü Mustafa Yağana bırakıyorum. 
Hasanoğlan Köy enstitüsü 10 Nisan 1941 yılında kurulmuş, Köy enstitüleri kapanınca "Atatürk Öğretmen Okulu" olarak ilkokul öğretmeni yetiştirmeye başlamıştır. 
İşte bu okula 1956 yılı Ekim ayında giriş sınavlarını kazanarak kaydımı yaptırdım.
01.01.1945 Osmancık doğumluyum. Gemici İlkokulundan mezun oldum. İlkokulda beş yıl sınıf öğretmenliğimizi yapan merhum HAKKI İÇTEM öğretmenimiz bizleri sınavlara hazırlamış, velilerimizi yatılı okula gitmemiz için ikna etmiştir. 
Değerli öğretmenimiz, benim hayatım boyunca unutamadığım öğretmenlerim arasında çok önemli bir yere sahiptir. Huzur içinde, ışıklar içinde yatsın.
Köy enstitüsü ağabeylerimizin inşaat ustası ve işçisi olarak yapmış oldukları 70 adetten fazla binalarda altı yıl okuduktan sonra 1962 Haziran döneminde mezun oldum. İlkokul öğretmeni olarak Çorum ili Kargı ilçesi, Günyazı köyüne tayin oldum. Bir yıl öğretmenlik yaptıktan sonra, Ankara Yüksek Ticaret Öğretmen Okulu sınavlarına girerek, Ekim 1963'te bu okulda burslu olarak okumaya başladım.
1966 Haziran döneminde Okulu bitirdim. Milli Eğitim Bakanlığında çekilen kura sonucunda Ordu Ticaret Lisesine muhasebe ve meslek dersleri öğretmeni olarak tayin edildim. Okulda edebiyat öğretmeni olan Suna Güney ile tanıştıktan sonra 1971 yılında evlendik. Eşimle birlikte Çorum Ticaret lisesine tayinimizi istedik. 

                                                   (  Mustafa Yağan eşi ve torunu ile birlikte  )

1975 yılında İzmir-Gaziemir Ulaştırma yedek subay okulunda kısa dönem askerlik hizmetini tamamladıktan sonra Ankara Ticaret Lisesine eşimle beraber tayin olduk. 1992 yılında ikimizde emekli olduk. Bir kızım bir oğlumun eğitim hayatı ilkokuldan üniversiteye kadar Ankara' da geçti. Kızım ODTÜ Gıda mühendisliğini bitirince Ziraat Bankası Genel Müdürlüğünde uzman olarak çalıştı. Geçen yıl emekli oldu. 
Oğlum Gazi Üniversitesi Maliye bölümünü bitirince, serbest muhasebeci ve mali müşavirlik belgesini aldıktan sonra kendi ofisinde çalışmalarına devam etmektedir.
Çocuklarımızın eğitim ve iş hayatları Ankara'da geçtiği için onlarla beraber Ankara'da emekli hayatımıza devam ediyoruz. 
Köy Enstitüleri, Türkiye'de 17 Nisan 1940 tarihli ve 3803 sayılı yasa ile kurulan okullardır. Tamamen Türkiye'ye özgü olan bu eğitim projesini 28 Aralık 1938 tarihinde Milli eğitim bakanı olan Hasan Ali Yücel (1897-1961) yönetmiştir.
1940 yılından başlayarak tarıma elverişli geniş arazisi bulunan köylerde veya onların yakınlarında 21 bölgede köy ilkokullarına öğretmen yetiştirmek üzere Köy Enstitüleri açılmıştır. Burada yetişen öğretmenler, gittiği köylerde okuma-yazma ve temel bilgileri verecek, modern tarım tekniklerini öğretecektir. Köy enstitülerinde kitaba deftere dayalı öğretim yerine iş için, iş içinde eğitim ilkesi uygulanıyordu. Her Köy enstitüsünün kendisine ait tarlaları, bağları, arı kovanları, besi hayvanları, sebze-meyve bahçeleri, iş atölyeleri vardı. 
Derslerin %50 si temel eğitim, kalanı uygulamalı eğitimdir.
1940 yılından başlayarak dönemin Cumhurbaşkanı sayın İsmet İnönü önderliğinde, Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç'un özverili ve çok başarılı çalışmaları sonucunda Köy enstitüleri açılmıştır. Böylece Türk Milli Eğitim tarihinde bir devrim başlamış, Atatürk ilkelerine bağlı, Cumhuriyeti koruyacak, ilelebet yaşatacak nesiller yetiştirecek Köy enstitüleri kurulmuştur.
Köy enstitüleri, Hasan Ali Yücel'in 1946 yılında Milli Eğitim Bakanlığından ayrılması ile kapatılmaya başlanmıştır. Yücel'den sonra bakan olan, Köy enstitülerine karşı tutumu belli olan Reşat Şemsettin Sirer, bir konuşmasında açıkça şunları söylemiştir: "Köy enstitülerinde hem öğretmen, hem demirci, hem marangoz çıkacak? Bu bir hayaldir" Atatürk Devrimlerine açıkça karşı çıkamayan politikacılar ve toprak ağaları, tutucu Sirer'in bakanlığı döneminde harekete geçerek Köy enstitülerini kapattırmışlardır. 

Mustafa Yağan öğretmendir, güzel bir insandır,
Çocukluk arkadaşımdır, herkes ona hayrandır, 
Ankara’da Osmancık’lıları temsil eder, yardım eder,
Tevazu sahibidir Mustafa seçilmiş bir aydındır…(Mehmet Özata)

                        18 Ağustos 2023 / Mehmet Özata