Yenilenebilir enerji olarak Biyokütle veya Biyoenerji gerçekten çevreci mi?

Her ne kadar son yıllarda biyokütle veya biyoenerji gündemde olsa da, belki de insanoğlunun kullandığı en eski enerji kaynağıdır.

Peki! Biyokütle nedir?

Biyokütle; eski veya yeni canlı organizmalardan elde edilen malzemelerdir. Dolayısıyla, eski ağaç parçaları, talaş gibi ağaç işleme atıkları ile mısır, şeker pancarı veya ayçiçeği gibi çeşitli bitkilerin üretimi sonrasında açığa çıkan sap, küspe gibi bitki atıklarını kapsar. Bunların dışında hayvansal atıklar (mezbahane atıkları ve çiftlik hayvanlarının dışkıları) ve evsel atıkları da (insan dışkıları dâhil) biyokütle sınıfında yer alır.

Yukarıda ifade ettiğim üzere; Biyokütle kömür, petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtların bünyesinde barındırdığı organik malzemeler veya elementleri (C, N, S ve H) barındırmaktadır.

Peki, biyokütlenin fosil enerji kaynaklarından farkı nedir?

Fosil enerji kaynakları milyonlarca yıl öncesi benzer bitki ve hayvan atıklarının basınç ve sıcaklıkla bünyesinde yüksek hidrokarbon biriktiren fosiller olurken, biyokütle ise yakın zamanda atıl olmuş canlıların fosilleşme süresi ile ayrılmaktadır. Ayrıca, biyokütleler günümüzde mevcut canlı organizmaları sürekli üretilerek yinelenebilir özelliği kazanmaktadır.

Peki, biyoenerji nedir? Nasıl oluşturulur?

Biyoenerji biyokütle malzemelerin belirli sıcaklıkta çürümeye terk edilmesi ile elde edilen metan, hidrojen gibi gaz formu, etanol, metanol, biyodizel gibi sıvı formu ve bitki atıklarından briket veya pelet halinde katı formunda oluşturulmuş yakıtların yakılması sonrasında elde edilen bir enerji türüdür.

Halkımızın yanlış bildiği konulardan biri de; yinelenebilir (yenilenebilir) enerji kaynaklarının tamamının çevreci olduğu yanılgısıdır.

Bünyelerinde organik elementleri ihtiva ettiği için biyokütlelerden elde edilen metan gazının (CH4) yakılması sonrasında ortaya çıkacak olan CO2 gazları üretmeleri ile fosil enerji kaynaklarından farkı yoktur. Üstelik biyokütlelerin yandığında atmosfere kömüre göre %25 daha fazla bir sera gazı olan CO2 emisyonu yayarlar.

Biyoenerji üretimi yapanların çoğu biyokütle yakıt çevriminin nasıl çevreci olduğunu sürekli aşağıda vermiş olduğum resimdeki argüman ile ifade ederler. Bu argüman, biyokütlelerin yanması sonrası ortaya çıkacak CO2 gazının, oluşturulacak ormanların fotosentez yolu ile parçalayarak atmosfere oksijen yayacakları gerçeğidir.

Evet, ormanlar atmosferde bulunan CO2 gazlarını fotosentez yolu ile parçalayarak oksijen üretirler.

Peki! Kömür gibi fosil yakıtların atmosfere yaydıkları CO2 gazını da ormanlar fotosentez yolu ile oksijene dönüştüremezler mi? Tabi ki dönüştürürler.

O zaman fosil enerji kaynakları da çevrecidir (!) diyebiliriz. Aksi durumda biyoenerji de çevreci değildir dememiz gerekmez mi?

Neden Kömür çevre açısından kötü de Biyokütle iyi? Bunu anlamak mümkün değildir.

Ayrıca, biyokütle tesislerinden yanma sonrasında ağır metallerin ve polisiklik aromatik hidrokarbonlar (PAH) gibi zehirli olan gazların atmosfere yayılarak insanların solunum yolları ve kalp rahatsızlıkları ile birlikte kanser riskinin arttırdığı da bilimsel bir gerçektir.

Biyokütle temeline dayalı enerji santrallerine ister evsel atık, ister hayvansal atık, isterse de bitki atıkları olsun tüm atıkların tesise toplanıp tesise ulaştırılması organizasyon açısından zorluklar içerir.

Ayrıca, atıkların tesise taşınması sürecindeki nakliye giderleri termik santrallere kıyasla çok daha maliyetlidir. Biyokütle ile elde edilecek biyoenerji belki yerel çözüm sunabilir. Fakat Türkiye gibi nüfusu 85 milyonu aşmış bir ülke için kurtuluş olamaz.

Biokütle konusunda diğer bir yanlış anlaşılan konu ise Biyodizel’dir.

Biokütle üreten tesislerde sıvı formda Biyodizel’de üretilmektedir. Buradan elde edilen biyodizel mevcut petrol’den elde edilen dizel’den çok daha düşük enerji değerine sahip olması sebebiyle doğrudan araçlarda kullanılamamaktadır. Bugün için mevcut dizel yakıta %5 kadar biyodizel eklenebilmektedir. Bu sonuca bakıldığında, biyodizel gelecek için araçlarda kullanılabilecek bir alternatif yakıt olması da beklenemez.

Biyokütle veya biyoenerjiyi yukarıda bahsettiğim dezavantajları açısından da düşünmek gerekmez mi?

Sizlere bol enerjili ve aydınlık günler dilerim…(devam edecek)