Bir zamanlar hayatımızdaki en önemli unsur televizyonlardı. Gerçi bir kuşak için halen öyle olmaya da devam ediyor. Televizyonlarda bize ne gösterilirse ona inanır, onunla duygulanır, ona güler, ona üzülürdük. 7’den 70’e herkeste bir televizyon kültürü oluşmuştu. Fakat bu kültür her zaman da sorgulanmıştı. 
Acaba televizyon faydalı mı zararlı mı diye…
Tüm bu sorgulamalar televizyonun insanlar üzerindeki etkilerini inceleyen çeşitli çalışma ve araştırmaların yapılmasına da neden oldu. Araştırmacılar televizyonun, çocuk ve gençler üzerinde olumsuz etkiler yarattığına dair uyarılar yapmaya başladı. 
Yoksa televizyon toplumsal yapıyı tehdit mi ediyordu?
 Devletin denetim mekanizmaları konuyla ilgili olarak, ihtiyaç duyulduğunda gerekli müdahale haklarının kendilerinde olduğunun altını çiziyordu. Yani bir tehdit söz konusu olamazdı.
Bu ülkede televizyon kanalları, hiçbir zaman kimsenin kendi iradesine bırakılmamıştır. Yasal yayın yapan televizyon kanalları hem devlet tarafından hem de kanalların kendi iç denetim mekanizmaları tarafından sürekli kontrol altında tutulmuş ve uygunsuz yayınlara müsaade edilmemiştir. 
Bilgi ve teknoloji her geçen gün daha da gelişmiş ve ilerlemiştir. Artık televizyonlar o eski ihtişamlı günlerini kaybetmiş, yeni jenerasyon facebook, twitter ve youtube ile yetişmeye başlamıştır. Fakat bu durum beraberinde bir takım tehdit ve risk unsurlarını da getirmiştir. Çünkü internet üzerindeki denetim mekanizması televizyonlara nazaran zayıf kalmıştır. Öyle ki, özellikle facebook, twitter ve youtube gibi internet sitelerine giren kimselere ne yaşları ne de kimlikleri sorulmuştur. 
Hiçbir ebeveyn, çocuğunun tanımadığı kimselerle görüşmesini veya arkadaşlık kurmasını istemez. Ya da ben öyle düşünüyorum…
Ne yazık ki bugün farkında olmadan bu duruma izin veriliyor. Sosyal medya denen ortamda insanlar tanımadığı kimselerle arkadaş oluyor. Tanımadığı kimselerin durumunu beğeniyor, paylaşımına yorum yapıyor, ortak platformda tartışmalara katılıyor. Sonuç olarak kişiler arası bir etkileşim oluyor. Bu durum tamamen yanlıştır diyemeyiz ancak tehlike unsurları oldukça fazladır. 
Şöyle düşünün; 
Sokağa çıktığınızda karşınıza kötü niyetli kaç kötü insan çıkabilir? 
Peki bilgisayar karşısında kaç tane?
Emin olun bugün sokaklar internet dünyasından daha temizdir. Eskiden topluma Zaralı unsurların kuytu köşelerde veya yer altı diye tabir edilen yerlerde olduğunu düşünür ve ona göre davranırdık. Fakat şimdilerde bu zararlı unsurlar sanal alemde faaliyet göstermekte. Hem de denetim ve kontrolden uzak bir biçimde…
Tekrar görüşünceye dek hepinize saygılar…