Mayıs ayında Antalya – Kemer’de yapılan Afet ve Acil Durum Eğitim seminerinde  Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara hoca kendine özgü
üslubuyla ‘Afet risklerinin azaltılması’ konulu bir sunum yaptı.Biz sivil savunmacılar da en yetkili hocayı karşımızda bulmuşken dikkatli bir şekilde dinlemeye ve en üst seviyede istifade etmeye çalıştık. Işıkara Hoca; afetlere karşı korunmanın bireyden başladığını bu nedenle sadece kanun çıkarmakla, yöneltmelik yayımlamakla tam manasıyla korunmanın mümkün olamayacağını, çünkü bunun uygulayıcısının yine insan olduğunu ifade ederek, toplumda temel afet bilinci oluşturulmazsa yapılmadığı halde ‘-mış’ gibi uygulamaların olabileceğini belitti. (Bu noktada yönetilenlerin yönetenleri denetlemesi çok önemlidir. Bizde bu maalesef pek gelişmemiş. Çünkü zaman zaman enteresan olaylarla karşılaşabiliyoruz. Bir televizyon programında belediye başkanından dinlemiştim.İstanbul’da bir vatandaş İlçe belediye başkanına gelir.Kendisinin beş çocuğun olduğunu ve her birine bir daire verdiğini dolaysıyla kendisine daire kalmadığını ifade ederek, bir kat daha ruhsat ister. Belediye başkanı ‘Bu mümkün olmaz. Kocaman Marmara depremini yaşadık, binlerce vatandaşımız hayatını kaybetti, buralar deprem bölgesi, kural dışına çıkamam’ diye cevap verir. Vatandaşın cevabı düşünmeye değerdir. ‘BAŞKAN ALLAH’IN GÖGÜNÜ BENDEN Mİ ESİRGİYON ? BIRAK TA BİR KAT DAHA  YAPAYIM…! ‘ der. Tabi müsaade edilmeyince seninde bir gün bize işin düşer (!) diyerek küsüp gider.)
Işıkara Hoca; afet risklerinin azaltılması  noktasına yeni bir bakış açısı geliştirdiklerini, ‘Türk Kızılayı toplum liderleri projesi’ kapsamında başta Milli Eğitim Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere, bir çok kamu kurum ve kuruluşu ile protokol imzalandığını ve 81 İl’de toplum liderleriyle bir araya geleceklerini, bunun bir kısmında bu çalışmaların başladığını ve bu noktada en büyük desteğin diyanetten geldiğini söyledi. Geçmiş yıllarda Ankara Kocatepe Camisinde cuma namazında deprem konferansı verdiğini ve bu konferansı 800 bin Ankaralının dinlediğini belitti. (bende imkan verilirse Çorum Ulu camide bir cuma günü ‘Deprem ve korunma yolları’ konusunda konuşma yapmayı isterim. Her türlü imkanı kullanarak toplumda temel afet bilincinin oluşumunun sağlanmasının gerektiğine gönülden inanan birisiyim.)
       Önceden devlet olarak afet sonrasına odaklanıyorduk ama yeni yapılanmayla beraber artık afet öncesine odaklanmaya çalışılmaktadır. Bu nedenle afetlere hazırlık eğitiminin yayılması gerekir. Çünkü bu eğitimler çok önemlidir. Bunlar toplum liderleri olarak adlandırdığımız kişilerdir. Öğretmenler, müdürler, müftüler, kuran kursu öğretmenleri, imam – hatipler, sivil toplum örgütleri, muhtarlar… (Anasınıfı değil, ana kucağından itibaren öğrenciler, halk eğitim kurslarına devam eden bayanlar, kuran kurslarına devam eden bayanlar vs.)
ÇORUM’DA UYGULAMAYA ÇALIŞIYORUM’’ dedim ve ekledim:
10 YILDIR  
       Seminer vesilesi ile Işıkara hocamızla yakınen konuşma imkanı bulunca kendilerine; Sayın Hocam,  ‘’ SİZİN YENİ DEDİĞİNİZ BU EĞİTİM, DENETİM NOKTASINDAKİ HUSUSLARI BEN 
 
  1. Afet eğitimi anasınıfı değil, ana kucağından başlamalı düşüncesiyle; anasınıflarında ‘’EĞLEN-ÖĞREN-UYGULA-UYGULAT’’ metoduyla oyun şeklinde deprem, yangın , ilk yardım , erzak dağıtımı vs. eğitimi verildi.
  2. İlköğretim ve orta öğretimdeki öğrencilere, okul aile birliklerine, öğretmenlere, idarecilere   afetler  farklı bir üslupla sevdirilerek anlatılıyor.
  3. Geçmiş yıllarda il müftülüğü işbirliği ile Hıdırlık Kuran kursu öğrencilerine ve diğer kuran kurslarına devam eden yetişkin bayanlara deprem eğitimi verdim.
  4. Mahalli basınımızın samimi destekleriyle, sürekli gündemde tutmak için yazılar yazıyorum. E-posta yoluyla ulaşabildiğim (şu anda sabit 2.500 kişi) kişilere bu yazıları göndermeye çalışıyorum ve çok olumlu tepki geliyor.
  5. Öğretmen ve müdürlerimiz samimi, daha çok gönüllülük esasına dayalı olarak  alışılmışların dışında, okuldaki tüm personelin ve öğrencilerin, öğrenci velilerinin katılımıyla,  imkan dahilinde sponsor yardımıyla tatbikatlar yapılıyor.
  6. Verilen eğitimler, yapılan tatbikatlarla ilgili anketler yapıldı.Sonuç % 100 olumlu.
  7. Okullardaki florsanlar, televizyonlar, dolaplar vs. düşmemesi için sabitlendi. ( Tüm okullarımızda uygulandığını öğrenince Sayın Işıkara’nın dikkatini çekti)
  8. Türkiye’de tek Çorum’da okullarımıza sedye –megafon-geçme merdiven-yangın söndürme cihazı-el feneri vb. verildi. Afetlere hazırlığının önemine inanan dershaneler-özel okullar-yurtlar kendi imkanlarıyla bu malzemeleri temin etti.
  9. Tüm okullarımızın duvarlarına  ‘ Saçak Altında Durmayınız ’ uyarı levhası asıldı.
 
ö    ‘Devletin dili yazıdır. Bu nedenle, yapacağını yaz ama yazdığını da yap ’ hesabı bunların hepsinin belgesi mevcut dedim. ‘’O zaman onları bize ulaştır’’ dedi. Bende çalışmalarımızı bir dosya halinde  hazırlayarak Işıkara hocanın yönlendirdiği, Türk Kızılayı eğitim müdürü sayın  Vildan ERÖZMEN hanım efendiye Ankara’da teslim ettim. Türk Kızılayı Toplum Liderleri projesi kapsamında Çorum’un 2010 ve 2011 programına ALINMADIĞINIğrenince, bu noktada Çorum’da hazır alt yapının olduğunu ve aktif olan KAF hattının tehdidi altında bulunduğunu ifade ederek, 2011 ek programına alınmasını kendilerine 23.06.2010 tarihinde arz ettim….
 
Bende yeni duydum, Çorum bu programa dahil edilmiş ve sayın A. Mete IŞIKARA hoca   Çorum’a geliyormuş….
 
Sevdiğim sözler: ‘’Kişinin kendisinden beklentileri çok, başkalarından beklentileri de az ise kimse ona kin beslemeyecektir’’ (Confucius)