Mutsuzken anlatacak o kadar çok şeyim olurdu ki… bu sayfalar kelimeler sanki sırf ben nefretimi, küskünlüğümü, sahte özlemlerimi anlatmak için vardı. Peki şimdi…? Şimdi mutluyum ve yazamıyorum. Doğru insan dediğimi buldum. Pişmanlığım ise eski saçma sapan duygularım. Neden dile getirdiğimi bile bilmediğim sahtekarlıklarım varmış benim.
Bu aşk değil… biliyorum… bu daha güzel, daha derin, daha da gerçek bir duygu. Ayaklarım yere basıyor. Ne yaşadığımın farkındayım. Ama öyle deli dehşet bir güven duygusu var ki içimde büyüyen. O varsa eğer yanımda ben her şeyi yapabilirim…
O elimi tutarsa cehenneme kar yağdırabilirim…
O üşüdüğünde kış günü içimde güneşler açtırabilirim… ısıtırım onu…
O varsa eğer… her şey var…
Aşk bir kere gelebilir başınıza ve bir gün biter. Bittiğini bile anlayamazsınız çoğu zaman. Çünkü arkasında çok güçlü bir sevgi bırakır. Onun dağınıklığı gözünüze batsa da, gülümsediğinde, umurunuzda olmaz o dağınıklıklar. Çünkü bilirsiniz; o da sizin kusurlarınıza katlanıyor. Aşık olmadan o derin sevgiyi yakaladım ben işte. Deli divane severek gelecek planlamak aşkın o körü körüne bağlanmasını gölgede bırakıyormuş. Her şeyin farkında olarak, hayatı yaşayarak, başka birinin hayatına ortak olduğunu bilmek… şimdi bile gülümsetiyor beni.
Kahvaltıda masaya koyulan fazladan bir bardak çay bir insanı mutlu edebilir mi? Sabah kahvesini içerken karşımda birinin beğendiğini ifade etmesi mesela; ya da evimizde bu kalmamış diye birinin seni uyarması, Pazar listesi oluşturması, akşam eve yorgun argın geldiğinde demlenmiş çay... bunların hepsi seni mutlu etmek için. Ve ben hepsine sahibim.
Çok mutluyum. Aylardır tek satır yazamıyorum belki ama mutluluk nasıl anlatılır bilmiyorum…
Otuz sene sonra, aynı adamla, ortalama on bin dokuz yüz elli sabah sonra aynı kahveyi içmeyi istiyorum. Eminim bundan; biz hala gülümsüyor olacağız. Borç bataklarına girip çıkabiliriz, ben felç geçirebilirim, ailelerimizle kavga etmiş olabiliriz, yiyecek ekmeğe muhtaç kalmış olabiliriz bu otuz senede… her şey gelebilir ailemizin başına. ( felç geçirince bana kendisinin bakacağına inanıyorum. 18 Şubat 2015’te kustuğum yeri temizleyen adam o)
Ama yine de on bin dokuz yüz elli sabah sonra, nerde olursak olalım, sevdiğimle karşılıklı kahvemi içmek istiyorum.
Son olarak söylenecek ne olabilir ki… ömrümün dileği buyken başka ne söylenebilir ki…?