İki haftadır ekrandan düşmeyen en önemli konu haline geldi Arap ülkelerindeki halk isyanları… Adı da konmuş bu yeni yetme devrim hareketinin; “Yasemin”
Ben ilk duyduğumda şaşırdım, beklemezdim o bölgede bu türlü bir hareket. Ne kadar çektikleri acılar dayanılmaz olsa da sinesine çekmeye alışmıştı halk. Yok, bu bir halk isyanı olamaz dedim kendi kendime.
Hem kimdi ki bu “Yasemin”? Anası, babası kimdi?
Sonra Obama’dan rahatlatan açıklama geldi; halkları takdir ediyor, kutluyordu. Babası belli olmuştu Yasemin’in!  
Turuncu devrimden sonra Yasemin devrimi mi moda olmuştu şimdi? BOP’u uygulamaya koyamayan ABD “Ortadoğu bana yar olmazsa, başkasına da yar olmasının peşinde miydi acaba? “ Yaşanılan kaos ortamının fırsata çevirebileceğini ifade eden Obama anlayana gerekli mesajı veriyordu.
Tunus’tan kaçan Zeynel Abidin Bin Ali’ye yıllarca koyun koyuna olduğu Fransa’nın sırt çevirmesine ne demeli?
Yıllarca kullanılan despot devlet adamlarının kalemleri bir çırpıda kırılmıştı. Aslında yakın tarihte yaşanılan Saddam örneğinin Ortadoğu’ya hiç ders vermediği bir kez daha anlaşılıyordu. Tarih yine tekerrür etmişti, çünkü insanoğlu ibretin ne olduğunu unutmuştu.
Banu Avar olanları halk devrimi sanmak aptallık, işin altında “Soros” var diyor. Kemal Kılıçdaroğlu ise halk isterse neden olmasın demiş.
Türkiye’de de Yasemin gelir mi diye soranlara ise hele bir İran’ı görelim diyerek kaçamak bir cevap vermeyi tercih ediyorum.
Kalın sağlıcakla…