Yakınıyoruz...
Vay efendim, bizi kimse dinlemiyormuş, diye..
Derdini dinlemiyorlar belki ama telefonunu dinliyorlar hiç olmazsa...
Bu da bir hizmet...
Başta "Büyükkulak" Amerika... Almanya... Paralel... Paralel içindeki paralel... Mahkeme kararı olsun, olmasın polis, MİT...
Bizi dinlemeyen mi var Allah aşkına...
Yeterki sen anlat telefonda, gün gelir sayfalar dolusu tapelerle çıkarlar karşına. E-maillerin de kontrol altında. Whatsapp, Facebook, Twitter mercek altında.
Akvaryumda ki balık gibisin kardeşim. Nereye doğru kanat çırpıyorsun, kuyruğu ne zaman salladın?
'Ulen ben böyle memleketin' diye dertlenme kardeşim.
Memleketin de dinleniyor, dedik ya...
Şimdi Almanlar bizi dinlemiş diye dertleniyoruz, höykürüyoruz...
ABD adına casusluk yapma şüphesiyle 3 Temmuz’da Markus diye bir Alman gözaltına alınmış. Markus R. adlı Alman Federal İstihbarat Teşkilatı (BND) ajanının Türkiye’nin Almanya tarafından dinlendiği ve bilgilerin Amerikalılara verilmiş olduğu, 217 gizli belgeden birinde yer aldığı iddiaları tartışılıyor.
Almanya'nın hükümeti de olayı yalanlamıyor.
Almanya'nın gazeteleri sayfa sayfa yazıyor. Bizde tık yok günlerdir.
Şaşkın ördek gibi bakınıyoruz, bir sağa bir sola.
Dostumuz Almanlara soruyoruz, "Bu nasıl dostluk yahu? Bizi dinlediniz mi? Böyle faaliyetleriniz varsa hemen durdurun" diye bağrınıyoruz.
Komiğiz...
Hem de çok...
Bakanın da boş, Başbakanın da...
Türk Telekom'u siz satmadınız mı Araplar'a... Tutulan kayıtlara müdahale etmeye gücünüz yeter mi?
Elin arabı bastı keş parayı... Verdiniz Gül gibi Telekom'u...
Telsim İngilizler'in oldu.
Kayıtlar çok net... "very clear phone records" yani.
Turkcell'in yarısı Finliler ve Ruslar'da.
Avea Lübnanlılar'da...
Sen ver haberleşmeni elin oğluna, ondan sonra "Beni dinliyorlar" diye otur dert yan...
Komiğiz... Hem de çok...
Sadece haberleşmeyi mi verdik. Ne kaldı ki?
Bankalar elden çıktı. Ekonomimizi bizden iyi biliyorlar.
Adabank Kuveyt Bankası, Finansbank, MNG Bank Yunan. ordumuzun kurduğu Oyakbank ile Dışbank Hollandalılar'ın, Denizbank Belçika, TEB Fransız oldu, Cbank İsrail, Şekerbank Kazaklar'ın oldu.
Yapı Kredi'nin yarısı İtalyanlar'a, Garanti Bankası'nın yarısı Amerikalılar'a gitti.
Diğer kuruluşları saymayacağım, çünkü yerim dar...
Birini daha anımsatayım, noktayı koyayım. Hani her kadeh sonrası, "N'olcak bu memleketin hali" diye dertlendiğimiz, içerek memleket kurtardığımız milli içkimiz rakı var ya rakı... Onun kuruluşu Tekel var ya, onu bile sattık Amerikalılar'a. Daha ne diyeyim?
Özetle dünyanın tüm ülkeleri girmiş yurduma... Elde avuçta ne varsa silmiş, süpürmüş. Kar eden tüm kurum ve kuruluşlar yabancı.
Yani dünya girmiş bize...
Bizimki havalarda geziniyor, ayakları yere değmiyor, böbürleniyor, "Dünya lideriyim" diye...
Bir hakkını teslim edelim. Zaten geçmişte kendisi de söylemişti, "Ben iyi bir pazarlamacıyım" diye...
Liderliği pazarlamadan geliyor, ülkemizi dünyaya pazarlayan lidere, "Dünya lideri" deniyorsa siz hep bir ağızdan haykırın, "Çok yaşa Dünya Lideri" diye...
Ama sonra dönüp ağlamayın, "Bizi dinliyorsunuz" diye...
Elin oğlu senin yatak odanı bile gözlüyor, nefesini bile kaydediyorsa bil ki, bu işlerin sorumlusu "Pazarlamacı Dünya Lideri"dir.
Bilin... Ve öyle konuşun... Ve ağlayın...
Hıçkıra.. Hıçkıra...
Ya da kahkahalarla gülün...
Yine hıçkıra... Hıçkıra...