Aslında yazılarımı haftalık yazmayı düşünüyordum ancak, Amerika’da yapılan başkanlık seçimlerini ve seçimlerin ardından 4 yıllığına yeniden ABD Başkanı seçilen Obama’ nın bazı açıklamaları bu yazıyı kaleme almama neden oldu.
Dikkat ettiyseniz bu güne kadar yazmış olduğum yazılarımda, birlik ve beraberlik temaları üzerinde durmuşumdur. Hiçbir zaman hiçbir yerde, bir olmadan birlik olunamayacağının hepimiz farkındayız diye düşünüyorum. Lafı uzatmadan asıl konuya gireyim. Geçtiğimiz günlerde ABD seçime gitti ve seçim sonucunda Obama bir kez daha Başkanlık koltuğuna oturdu. Obama seçimi kazandıktan sonra uzun bir konuşma yaptı, konuşmasının büyük bir bölümü teşekkür konuşması niteliğindeydi. Başta yardımcısı ve eşi olmak üzere kendisine destek olan herkese teşekkür etti. Teşekkür konuşmalarından daha ziyade, konuşmasında benim asıl dikkatimi çeken başlıklardan birisi şuydu; Obama konuşmasının bir bölümünde "Artık mavi ve kırmızı eyaletler yok Amerika var" vurgusunu yaptı. Bildiğiniz gibi mavi ve kırmızı renkler Amerika’ da Demokratlar ve Cumhuriyetçileri temsil eder. Konuşmasının son bölümünde yaptığı açıklamadaki mesajı ise daha netti: “Eğer çaba sarf etmek istiyorsanız nereden geldiğiniz, siyah mı beyaz mı Asyalı mı eşcinsel misiniz heteroseksüel misiniz bunların bir önemi yok. Bizler bireysel hırslarımızın önüne geçebilecek bir kapasitedeyiz. Biz kırmızı ve mavi renklerin ötesine geçerek dünya üzerindeki en yüce ülkede yaşadığımızı gösterebilecek durumdayız.” Renk, ırk, cinsiyet veya etnik köken fark etmeden, “biz birlik olabiliriz” i net bir şekilde vurguladı. (ensonhaber.com)
623 Yıl cihana hükmetmiş bir ecdadın torunu olarak, bu açıklamaları izlerken aklımın bir tarafında, Osmanlının, insanları hiçbir zaman dillerine, renklerine, ırklarına veya inançlarına göre ayırt etmediğini, bilhakis herkese eşit muamele ettiğini düşündüm. Tarih bilgilerini biraz kurcalayanlar hatırlayacaktır. Macar Kralı’nın “Sırbistan’ın her tarafında Katolik kiliseleri tesis edeceğim, Protestan kiliselerini yıkacağım.” demesine karşılık, Fatih’in Sırp Kralı Brankoviç’e, “Eğer devletime itaat ederseniz, her caminin yanında bir kilise inşa edilecek; buralarda herkes kendi Hâlıkına ibadet edecek” demesi onu inanç hürriyetine nasıl baktığını gösteren en güzel örneklerden biridir. Öyleyse güçlü bir millet olabilmenin sırrı, birlik beraberlik ve hoşgörüde yatıyor. Bu güne kadar hepimiz, Ay Yıldızlı bayrağımızın altında hoşgörü ve saygı çerçevesinde bir arada yaşadık ve yaşamaya da devam edeceğiz. Zaman zaman fikri çatışmalara şahit olduğumuz oluyor. Bu çatışmalar kimi zaman, maalesef, oluşturduğumuz sinerjiye zarar veriyor ancak beni hiçbir zaman umutsuzluğa itmiyor. Çünkü biliyorum ki bu ülke bize atalarımızın mirası olduğu kadar torunlarımızın da emanetidir. Bizler bunun farkındayız. Sahip olduğumuz toplumsal değerlerimiz içerisinde, emanete hıyanetlik yoktur ve emanet sonsuza dek yaşatılacaktır. Saygılarımla…