Son altı ay içerisinde Ankara, Diyarbakır ve Bolu'da yaşanan ve aralarında bebek ile çocukların da bulunduğu çok sayıda vatandaşın hayatını kaybetmesine yol açan büyük yangınlar, Türkiye'de yapı güvenliği ve denetim sistemindeki derin çatlakları bir kez daha gözler önüne serdi. Bu trajik olayların ardından Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), kamusal denetimin önemine vurgu yaparak can ve mal kayıplarının önlenmesi için derhal yasal düzenlemeler yapılması gerektiğini duyurdu. Mühendis ve mimar odaları, mevcut sistemin insan hayatını piyasanın insafına terk ettiğini belirterek yetkililere acil sorumluluk alma çağrısında bulundu.

Resmi Gazete'de yayımlandı: İletişim Başkan Yardımcılığı'na Ferhat Pirinççi ve İlhami Giray Şahin atandı
Resmi Gazete'de yayımlandı: İletişim Başkan Yardımcılığı'na Ferhat Pirinççi ve İlhami Giray Şahin atandı
İçeriği Görüntüle

Peş peşe gelen facialar, bir tesadüf olmanın ötesinde, mevzuat eksiklikleri, uygulama hataları ve denetimsizlik sarmalının acı bir sonucu olarak değerlendiriliyor. TMMOB'ye bağlı Elektrik, İnşaat, Makina Mühendisleri ve Mimarlar Odaları tarafından yapılan ortak açıklamada, bu yangınların temel nedeninin projelendirme aşamasından başlayarak, yapım ve kullanım süreçlerindeki ihmaller zinciri olduğu vurgulandı. Özellikle yüksek katlı binaların ve toplu yaşam alanlarının hızla arttığı günümüzde, yangın güvenliği önlemlerinin kağıt üzerinde kalması ve periyodik bakımların yapılmaması, potansiyel facialara davetiye çıkarıyor.

Ankara'dan Bolu'ya Uzanan Ateş Hattı: Son 6 Ayın Acı Bilançosu

Türkiye'nin farklı kentlerinde meydana gelen yangınlar, benzer ihmallerin nelere mal olabileceğini acı bir şekilde gösterdi. Bu trajediler zincirinin en son halkası, 12 Temmuz 2025'te Ankara'nın Çankaya ilçesi Alacaatlı Mahallesi'nde yaşandı. Lüks bir sitedeki 26 katlı bir apartmanda çıkan yangında, 3,5 aylık bir bebek ile birlikte üç kişi duman ve alevler arasında can verdi. Bu olaydan yaklaşık bir ay önce, 6 Haziran 2025'te Diyarbakır Kayapınar'da bir apartmanda çıkan yangın, üçü çocuk olmak üzere dört vatandaşımızı hayattan kopardı. Yılın başında ise Türkiye, en büyük yangın facialarından biriyle sarsıldı. 21 Ocak 2025'te Bolu'daki Kartalkaya Grand Kartal Otel'de çıkan yangın, 36'sı çocuk tam 78 kişinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlandı.

Bu üç büyük yangın, farklı mekanlarda ve zamanlarda meydana gelmiş olsalar da, ortak bir soruna işaret ediyor: etkin bir denetim mekanizmasının yokluğu. Uzmanlar, özellikle otel gibi kamunun yoğun olarak kullandığı tesisler ile yüksek katlı konutlarda yangın algılama, uyarı ve söndürme sistemlerinin kritik önem taşıdığını belirtiyor. Ancak bu sistemlerin sadece kurulmuş olması yeterli değil; aynı zamanda düzenli olarak test edilmesi, bakımının yapılması ve çalışır durumda tutulması gerekiyor. Yaşanan facialar, bu bakım ve işletme süreçlerinin ne denli ihmal edildiğini ve mevcut denetimlerin yetersiz kaldığını acı bir şekilde ortaya koydu.

TMMOB Neden "Kamusal Denetim Şart" Diyor? İşte Çözüm Önerileri

TMMOB ve bağlı meslek odaları, bu faciaların kader olmadığını, aksine öngörülebilir ve önlenebilir olaylar olduğunu savunuyor. Yapılan ortak açıklamada, sorunun temelinde yapı üretim ve denetim sürecinin piyasa koşullarına terk edilmiş, kamucu bir anlayıştan uzaklaşmış olması yatıyor. Uzmanlara göre yangın güvenliği, bir binanın mimari projesi çizilirken başlamalı, statik, mekanik ve elektrik projeleriyle bir bütün olarak ele alınmalıdır. Kaçış yolları, yangın merdivenleri, ateşe dayanıklı malzeme seçimi gibi pasif önlemler ile duman dedektörleri, sprinkler (yağmurlama) sistemleri gibi aktif söndürme sistemlerinin projelendirilmesi ve uygulamasının titizlikle denetlenmesi hayati önem taşıyor.

Bu ihmaller zincirini kırmak için TMMOB somut çözüm önerileri sunuyor. Bu önerilerin başında, yapı üretim ve denetim sürecinde kamunun etkin rol alması ve sorumlulukların net bir şekilde belirlenmesi geliyor. 2012'de kaldırılan ve mühendis ile mimarların mesleki yeterliliklerini denetleyen "Sicil Durum Belgesi" uygulamasının yeniden getirilmesi talep ediliyor. Ayrıca, yapı ruhsatı verilirken itfaiye görüşünün zorunlu hale getirilmesi, yangın tesisatlarının periyodik muayenelerinin merkezi bir sistemle takip edilmesi ve bu alanda özel "Korunma, İşletme ve Bakım Yönetmeliği" hazırlanması gerektiği vurgulanıyor. Odalar, "İnsan hayatı piyasanın insafına bırakılamaz" diyerek, kamusal sorumluluk bilinciyle bu süreçlerde her türlü desteği vermeye hazır olduklarını belirtiyor.

Muhabir: Haber Merkezi