Polis Meslek Yüksekokulu’na 2.500 öğrenci alınacak: Başvurular başladı
Polis Meslek Yüksekokulu’na 2.500 öğrenci alınacak: Başvurular başladı
İçeriği Görüntüle

Türkiye'nin önde gelen iş insanlarından İnan Kıraç'ın, 20 Aralık 2024 tarihinde Emine Alangoya ile yaptığı evlilik, kızı İpek Kıraç'ın açtığı dava sonucunda mahkeme kararıyla iptal edildi. Anadolu 18. Aile Mahkemesi'nin aldığı bu karar, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Kararın temelinde, İnan Kıraç'ın evlilik akdinin gerçekleştiği tarihte "hukuki ve fiili ehliyetinin" bulunmadığı tespiti yatıyor. Bu gelişme, hem Kıraç ailesinin iç dinamiklerini hem de hukuki bir kavram olan fiili ehliyetin önemini gündeme taşıdı.

Mahkemenin gizlilik kararı nedeniyle detayları basına kapalı olarak yürütülen dava süreci, Adli Tıp Kurumu'nun kritik raporuyla şekillendi. İpek Kıraç tarafından, babasının evlilik sırasında karar verme yetisine sahip olmadığı iddiasıyla açılan davada, mahkeme Adli Tıp Kurumu'ndan rapor talep etti. Kurumun hazırladığı raporda, İnan Kıraç'ın fiili ehliyetinin yerinde olmadığı ve kendisine bir vasi atanması gerektiği yönünde görüş bildirildi. Bu rapor, davanın seyrini belirleyen en önemli delil oldu ve mahkemenin, evliliğin butlanına yani mutlak olarak geçersizliğine karar vermesine zemin hazırladı.

Mahkeme Süreci Nasıl İlerledi? İpek Kıraç'ın Talepleri ve Adli Tıp Raporu

Dava süreci, kızı İpek Kıraç'ın, babasının evliliğinin yasal geçerliliği olmadığını öne sürerek mahkemeye başvurmasıyla başladı. İpek Kıraç'ın temel iddiası, babasının ilerleyen yaşı ve sağlık durumu nedeniyle, evlilik gibi önemli bir hukuki işlemi gerçekleştirirken sonuçlarını tam olarak idrak edebilecek zihinsel yeterliliğe, yani fiili ehliyete sahip olmadığı yönündeydi. Bu iddia, Aile Mahkemesi tarafından ciddiyetle ele alındı ve konunun uzmanlar tarafından değerlendirilmesi için dosya Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.

Adli Tıp Kurumu'nun uzman hekimlerden oluşan heyeti, İnan Kıraç üzerinde yaptığı kapsamlı değerlendirmeler sonucunda, iş insanının karar alma ve eylemlerinin sonuçlarını öngörme yetisinin tıbbi olarak kısıtlı olduğu sonucuna vardı. Raporun mahkemeye sunulmasının ardından, Anadolu 18. Aile Mahkemesi, bu bilimsel görüşü esas alarak İnan Kıraç'ın evlendiği 20 Aralık 2024 tarihinde fiili ehliyete sahip olmadığına hükmetti. Bu kararla birlikte, Türk Medeni Kanunu uyarınca ehliyet eksikliği nedeniyle evlilik mutlak butlanla batıl sayıldı ve hukuken hiç var olmamış gibi kabul edildi. Süreçte, Kıraç'a önce geçici, ardından Anadolu Sulh Hukuk Mahkemesi kararıyla kalıcı vasiler atandı.

Fiili Ehliyet Nedir ve Evlilik İçin Neden Önemlidir?

Bu davanın merkezinde yer alan "fiili ehliyet", bir kişinin kendi eylemleriyle hak edinebilmesi ve borç altına girebilmesi için gerekli olan ayırt etme gücüne sahip olması anlamına gelir. Türk Medeni Kanunu'na göre, bir kişinin yaptığı hukuki işlemlerin (evlilik, sözleşme yapma, mal satma vb.) geçerli olabilmesi için o kişinin fiili ehliyetinin bulunması şarttır. Ayırt etme gücü olmayan, yani yaptığı işin anlamını ve sonuçlarını kavrayamayan kişilerin yaptıkları hukuki işlemler yasal olarak geçersiz kabul edilir. Evlilik de tarafların özgür iradeleriyle verdikleri bir karar olması ve ciddi hukuki sonuçlar doğurması sebebiyle, fiili ehliyetin varlığını zorunlu kılan en önemli hukuki işlemlerden biridir.

İnan Kıraç davasında mahkemenin evliliği iptal etmesinin temel nedeni de budur. Adli Tıp raporuyla Kıraç'ın evlilik tarihinde ayırt etme gücüne sahip olmadığı tespit edildiğinden, evlilik akdinin kurucu unsurlarından biri olan "sağlıklı irade beyanı"nın eksik olduğu sonucuna varılmıştır. Bu karar, ilerleyen yaş veya çeşitli sağlık sorunları nedeniyle zihinsel yetilerinde zayıflama olan kişilerin mal varlıklarının ve hukuki menfaatlerinin korunması açısından da emsal bir nitelik taşımaktadır. Mahkeme, fiili ehliyeti olmayan bir kişinin, kendisini ve mal varlığını riske atacak hukuki işlemler yapmasının önüne geçmeyi amaçlamıştır.

Muhabir: Haber Merkezi