Sözlerime nasıl başlayacağımı bilmiyorum diye bir başlangıç yapmayacağım. Çünkü söylenecek o kadar söz var ki neresinden başlarsam başlayım içimdeki isyan çığlıklarını dindiremiyorum. Peki dinmek bilmeyen isyan çığlıklarımın sebebi neydi? Tabi ki Şırnak’ta gördüklerim ve yaşadıklarım…
Türk milletinin gözü kara yiğit evlatlarından birisi olan Milliyetçi Hareket Partisi Şırnak Milletvekili Adayı Bülent Bora Baltacı ile Şırnak’ta seçim çalışması yapma ve her türlü baskıya tehdide Elif gibi dim dik duran, şanlı hilalimizi Şırnak’ta dalgalandıran çok kıymetli Ülküdaşlarımızla tanışma onurunu yaşadım. Şırnak’ta bulunduğum süre zarfında Türk milletine televizyon ekranlarından gösterilmeyen ve gizlenen gerçekleri görme imkanına da eriştim.
Gizlenmeye çalışılan tüm gerçekleri yalansız, riyasız bir şekilde dile getireceğim. Dile getireceğim gerçeklerden iktidar mensupları ve çözüm çığırtkanlığı yapanlar ciddi derecede rahatsız olacaklar… Hatta ve hatta kabullenmeyecekler… Lakin gerçekler acıdır. Ülkemiz ve milletimiz de bu gerçeklerin acısını her gün gelen şehit haberleri ile yaşamaktadır…
Ortaya koyacağım gerçeklere yalan diyeceklere gerçekler Şırnak’tadır, Hakkari’dedir, Diyarbakır’dadır diyorum. Eğer rahatlıklarını bozup, oturdukları makamlardan kalkıp vatan toprağımız Şırnak’a gitme zahmetinde bulunurlarsa yaptıkları bu ziyaret yıllardır görmeyen gözlerinin açılmasına da vesile olacaktır…
Aslında Şırnak gerçekleri, çözüm diye Türk milletinin önüne konulan sürecin, çözülme süreci olduğunun ispatıdır.
Habur’da başlayan ve güzel şeyler oluyor diye lanse edilen bu kara sürecin acı meyvelerini bugün Türk milletine yedirmeye çalışıyorlar…
Çözülme sürecinin başladığı günden bugüne uyarılarımızı görmezden gelen iktidar sahipleri bugünkü tablonun tek sorumlusudur. Pkk terör örgütünün, sizin övündüğünüz bu süreç sayesinde şehirler de ciddi derecede bir yapılanma sağlayacağını ve dağdan şehirlere ineceği yönündeki uyarılarımızı sağır sultan duyarken, ne yazık ki kara sarayın sultanı duymadı.
Bu uyarılarımız o günler de dikkate alınmış olsa idi bugün Şırnak’ta polisimizin giremediği, pkk’nın hakimiyet sağladığı sokak ve mahalleler olmazdı. Tabi sadece bizim uyarılarımız değil, yetkililere sunulan bir de istihbarat raporları var.
Hadi canım polisin, askerin giremediği yer olur mu dediğinizi duyar gibiyim. Hemen bu konuya açıklık getireyim. Hemen hemen tüm mahallelerde hendekler kazılı ve barikatlar var. İlginç ama görüntü alınamasın diye mahalle aralarına çekilen perdeler var. Bunla kalsa iyi. Bu hendeklere ve barikatlara tuzaklanmış tahrip gücü yüksek el yapımı mayınlar var. Ellerinde keleşlerle nöbet tutan yaşları 14 ile 17 arasında olan çocuklar var.
İşin vahim olan kısmı Şırnak halkının pkk’nın insafına bırakılmış olması. Pkk’nın hakim olduğu mahalle ve sokak aralarındaki yaşayan vatandaşların evlerine de bu mayınlardan döşenmiş… Bu sayede bu bölgede yaşayan vatandaşlarımıza her istediklerini yaptırıyorlar.
Pkk’nın hakim olduğu bölgede yaşayan bir vatandaşımızın anlattıkları yenilir yutulur cinsten değil… Vatandaşımız hemen hemen her eve mayın tuzaklandığını ve her gece çocuklarına silah verilip hendekler de onların tabiri ile kurtarılmış bölgelerde nöbet tutturulduğundan bahsediyor.  Neden şikayetçi olmuyorsunuz diye sorduğumuz da ise aldığımız cevap karşısında endişelerimiz daha da arttı. Vatandaşımız şikayetçi olanların olduğunu lakin adliye içerisinde pkk baskısı altında yada gerçekten örgüte hizmet edenlerin olduğunu ve şikayetçi olanların isimlerinin daha adliyeden çıkmadan örgüte bildirildiğini iddia ediyor…
Şırnak halkı devletin biran önce irade gösterip kararlılıkla terörle mücadele etmesini ve yaşadıkları acziyetten kurtarılmayı bekliyor…
Fedakarca bölgede görev yapan hakları ödenmez kahraman güvenlik güçlerimiz de bahsettiğim konuları doğrularken, yetki verildiği takdirde kısa sürede huzur ve güven ortamını sağlayacaklarını dile getiriyorlar… 
Ceplerinde, yazdıkları vasiyet mektuplarıyla dolaşan yiğitlerin sessiz isyanı adeta arşı inletiyor. Kelle koltukta yürüttükleri mücadelelerinin sahiplenilmesini istiyorlar… Öldürülen teröristlerin sivil halk söylemleri ile masumlaştırılmaya çalışılmasının yüreklerini acıttığını dile getiriyorlar. Medya baskısı ile fedakarca görev yapan canını namlunun ucuna koyan yiğitlerin soruşturmalarla alaşağı edilmek istendiğini belirtiyorlar…
O kadar çok yaşanmışlıkları, o kadar çok anlatacakları var ki yiğitlerimizin, lakin kralın çıplak olduğunu Türk milletinin görmesi gerekiyor.
Bölgedeki terör faaliyetleri iç ve dış mihrakların heveslerini kabartsa da şahadete eren silah arkadaşlarının ardından “Vatan sağ olsun. İnşallah darısı başımıza. Hepimiz şahadet sıramızı bekliyoruz.” diye haykıran kahraman Polislerimiz ve Mehmetçiklerimiz olduğu sürece Şırnak, Hakkari, Tunceli, Van, Diyarbakır düşmeyecek, şanlı bayrağımız sonsuza dek dalgalanacak…
Yeter ki siyasi rant için değil, memleketin bekası için yiğitlere yetki verilsin…