Ard arda gelen haberlerle paslı ve yorucu bir iklimden geçiyoruz ve bu iklimde sadece zihnimiz ve kalbimiz değil; hayalimiz, umudumuz, ufkumuz da yorgun artık ve biraz nefes almaya, bir parça tebessüme, bir tutam umuda, teşehhüd miktarı sakinleşmeye,...
Söyleşilerimden biri idi sanırım farkındalığı yakalayabilmiş bir genç sormuştu; 'Hocam bir avuç sahabe nasıl oldu başardı da biz bugün yaklaşık iki milyar insan başaramıyoruz?” Akabinde de başka bir genç merakla atılmıştı;...
Bir gün birbirini hiç tanımayan ama mecburen bir arada olmaları gereken altı insanın yolu bir yerde kesişti ve hep birlikte uzun ama tehlikeli bir yolculuğa çıktılar. Ayazın iliklerini dondurduğu bu yolculuk sırasında hava kararmak üzereyken...
Adamın biri gitmiş Nasreddin Hoca'ya 'Yahu hocam bizim ev pek dar, sığamıyoruz bir türlü, ama büyük eve de paramız yetmiyor, ne yapayım?” diye sormuş. Hoca bu abuk soru karşısında ne desin, kafasını karıştırmış biraz, düşünür...
Hocam 'Büyüklerimizden duyduğumuz kadarıyla eskiye oranla maddi durumlarımız çok iyi olduğu halde, neden ruhlarımız doymuyor” diye sormuştu gençlerimizden biri, bir söyleşi esnasında. Anımsıyorum o an kısaca 'kapitalizm” demiştim...
Çok değil bundan en fazla on beş yirmi yıl önce güzeli görenler gördüklerini tefekkür ederek, içlerine iyice sindirerek, kendilerine katarak hallerinde, lisanlarında, insanlıklarında görünür kılmaya gayret eder, bunun mücadelesini verir...
Yaşı kırk ve üzeri okurlarım bilirler çok değil bundan yirmi yıl önce birileri gelip bize insanların bakışlarıyla çeşitli boylardaki ekranlara kilitlendiğini, ekranlarca tutsak alındığını söylese herhalde deli olduklarını düşünür;...
Çok değil bundan en fazla on beş yirmi yıl evvel işten dönerken bakkala uğrayan; ceplerinden ve çantalarından filelerini çıkarıp alışverişini yapan insanların zamanı idi. Günlük ihtiyaç listelerimiz ekmek, un, şeker, çay, yağ, pirinç,...
Kelimelerin boşluğu dövdüğü, anlamların buharlaştığı, kutsalların sinirlerinin alındığı bu çağda 'saatler harcayıp, uykusuz gecelerde kelimeleri yan yana getirerek anlamlı bütünlükler oluşturmaya çabalamanın bir anlamı kaldı...
Yaşı kırk ve üzeri okurlarım bilirler çok değil bundan yirmi yıl önce birileri gelip bize insanların bakışlarıyla çeşitli boylardaki ekranlara kilitlendiğini, ekranlarca tutsak alındığını söylese herhalde deli olduklarını düşünür;...
Ard arda gelen haberlerle paslı ve yorucu bir iklimden geçiyoruz. Bu iklimde sadece zihnimiz ve kalbimiz değil; hayalimiz, umudumuz, ufkumuz da yorgun artık ve biraz nefes almaya, bir parça tebessüme, bir tutam umuda, teşehhüd miktarı sakinleşmeye,...
Zannetme hevesleri 'fark etme” iştiyaklarından önde giden insanlar, sahip olageldikleri zanlar sayesinde mutluysalar (ki çoğunluk mutluydu) 'hakikati araştırma” ihtiyacı hissetmezler. Boş vermişlik ve idraksizlik eliyle üretilen bu...
Yıllar önce, sınıfımda bir öğrencimin altını ıslattığını gördüm. Öğrencim ile göz göze geldik. Korku ve kaygı dolu gözlerle bana bakıyordu. Öğrencimi iyi tanıyordum; benden değil, olayı duyup kendisiyle dalga geçecek olan arkadaşlarından...
'Lebbeyk Allâhümme lebbeyk, Lebbeyke lâ şerîke leke lebbeyk, İnnel hamde venni'mete leke vel mülk, lâ şerîke lek.” İşte sana geldim emrindeyim Allahım! Davetine icabet için buradayım. Huzurundayım Allahım. Senin eşin ve ortağın...
Malum Kurban Bayramı yaklaşıyor ve bayramla birlikte özellikle son yıllarda yoğunlaşan manasız bir 'kurban” tartışması; 'Dinde kurban kesmek var mıdır, yok mudur?” Toplum –hep olduğu gibi– ikiye ayrılıyor bu tartışmayla....
Çokça bilinen bir Kur'an ayetinde şöyle buyurulur: 'Biz emaneti göklere, yere ve dağlara yükledik de onlar onu üstlenmeye yanaşmadı. Ondan korktular da insan üstlendi. Hiç şüphesiz insan çok cahil ve zalimdir.” (Ahzab; 72). Kitabullah'ın...
Annemin tespitiyle 47 yıl önce bugün 15 Temmuz 1973 tarihinde bir pazarın seherinde evin ilk çocuğu olarak; ikinin ikincisi ama diğeri vefat ettiği için belki de ‘talihlisi' olarak gelmişim dünyaya… Annem, 'bu dünya iki Rıdvan'ı...
Yaşanmışlıkların yorumlanmasında 'niyet” ve 'amaç” unsurları kadar konuya ilişkin 'fikir” ve 'kabullerimiz” de önemli sanırım. Çünkü fikir ve kabullerden kurtulmak yerine onların bilincinde olmak; anlam inşasının...
Doğduğum günden nefes alıp verdiğim şu ana kadar ömrümün her bir saniyesi sihirli bir el tarafından fotoğraflanmış ve şimdi beni kaldırıp sararmış, kırılmış, yanmış, buruşmuş, renkli, siyah beyaz, büyük, küçük, flu, net milyarlarca...
Yaklaşık yetmiş beş ayette direkt ve üçyüze yakın ayette de ‘dolaylı' olarak 'akla” yapılan atıf uyarınca nasiplilerinin aklen, zihnen, ruhen ve bedenen 'diri” olmaları gerektiğinin bilinci içinde bir yolculuğa çıkalım...
Para, iş, eş, aş, aşk, evlat, ev, araba, kıyafet, sağlık, itibar. Benim param, benim arabam, benim evim, benim çocuklarım, benim telefonum, benim bilgisayarım veya; 'şu da benim olmalı”, 'bu benim elimde kalmalı”, 'benim bir...
Okudukça fark ediyorum ki; zihnim, insanın ve dolayısıyla insanlığın tekamülünü dört niteliksel zaman dilimine bölüyor ve insanlık tarihini kıyamete doğru kötülüğün sürekli arttığı bir süreç olarak tanımlıyor; Beynimin altın,...
Sanırım Bitlis İli idi. Kalabalık bir İmam Hatip Lisesi Salonu'nda söyleşimiz başlamak üzere iken onaltı onyedi yaşlarında bir delikanlı konuşma yapacağım kürsüye peçete ve su bırakırken farkettim. Herkesin sahip olmak isteyeceği...
Dağın birinde yaşayan bir bilge, tanındığı herkes tarafından çokça sayılır çokça da sevilirmiş. Gençlerden biri, bilgenin bilgeliğini kabul etmeyip ‘maskesini' düşürmek istemiş ve bir plan kurmuş. Küçük bir kuşu avucunun arasına...
Bir fetret olmasını umut ettiğim, bunu zaman zaman kavli dualarımda dillendirdiğim, fiili dualarımla da var gücümle temizlemek adına çabaladığım paslı bir iklimden geçiyor ömrümüz. Zira imanla inkarı, İslam'la küfrü, tevhidle şirki,...
Bir gün birbirini hiç tanımayan ama mecburen bir arada olmaları gereken altı insanın yolu bir yerde kesişti ve hep birlikte uzun ama tehlikeli bir yolculuğa çıktılar. Ayazın iliklerini dondurduğu bu yolculuk sırasında hava kararmak üzereyken...