İnsanın varlıklar içinde önemli mevki var. Diğer varlıklardan farkını bilmeyenimiz yok. İnsana da bahşedilen ömür büyük nimetlerdendir.
İnsan doğumuyla hayata adımını atar, ölümüyle de dünyaya veda eder. Doğanlar hep ölürler. Ölümün kötü olduğunu düşünenler vardır. Ölümün yokluk olduğunu da savunanlar olabilir.
Felsefeciler tarihin başlangıcıyla hala aynı sorunun üzerinde durmaktalar. Akıl yoluyla bir nebzede olsa cevap bulunuyor.
İnsanın içinde ki ürperti sonlanmıyor. Yaşayan insanın sorumluluğu olmalı dediğimiz halde hala aşağıdan gelen mi var? Bizim kadim kitabımızın inanç kaidesinde hesap günün olacağı çok net ifade edilir.
Verilen nimetlerin, ömrün, imkânların mutlaka hesaba çekileceğini de peygamber efendimiz açıkça belirtmektedir. İnsanın ömrünün tarifinde birçok deyim vardır.
Ağacın gölgesi, namaz kılınma zamanı, göz açıp kapamak, bunların dilimize yerleşmiş olan deyimlerden bazılarıdır.
Her ne kadar böyle söylense de insanın arzuları ve nefsi var. Dünyada kaldığı süre zarfında hayatını idame ettirmesi gerekiyor. Hayat mücadelesinde hırslanırsa hata yapmaya yatkın oluyor.
Öyle ki kısa ömrümüzün muhasebesini yapınca çevremizden birçokları öbür âleme göçtü.
Cenaze namazlarında can yakıcı sualin cevabını dinlerim. Nasıl bilirsiniz? İyi biliriz sesinin yükselmesine sevinirim.  Kim olursa olsun ölüm gerçekten zor.
Felsefecilerin aradığı cevabı kitabımız kur anı kerim vermektedir. İnsan hesaba çekilecektir. İnsanın yaptıklarının dökümüne göre berzahta durumunu yaşayacaktır. İnsanın hesaptan kaçması mümkün değil.
Yakınımız içinde uzaklarımızdakiler içinde aynıdır. Dünya kısa zaman olarak değerlendirilse de imkânlar dâhilinde faydalı olunmalı. Nesillerin iyi yetişmesi büyükleri için güzelliktir.
Hayırlı evlat dediğimiz toplumun yerleşmiş olan örf, adet, gelenek, görenek değerlerine önem veren evlat yetiştirmek kabir hayatının ve de ahiret hayatının rahat geçmesine vesile olur.
Çocukların yetiştirilmesi, iyi geçinmek, örnek insan olmak ölümsüzleştirir insanları. İnsanın akıbeti hesaptır. İnsanın verilen zamanı bereketli kullanması hayrınadır.
Dilini tutması, insanlara faydalı olmak mükemmelliktir. İmkânları olanların imkânı olmayanlarla paylaşmasının getirisi çoktur. Yaklaşık kırk yıl yaşayanlar çevrelerinde ki, komşularındaki ölümsüz evin olmadığını bilir. Gençlerin yanlışlarına alkış tutmamalıyız. Hayırlı insan olmak için gayretli olunmalı.
Sonumuz toprakla beraber olmak olduğunu hepimiz idrak etmeli. İnsanları üzerek, kişilerin cefa çekmelerine yol açmak ölümlülere yakışmaz.
Evlat sahipleri ölüyor, geride kalanlar üzülüyor. Teselli olması için güzel sözler duymak ister insan. Yakınlarını kaybedenlerin acısını paylaşmak bizim dinimizin emridir. İnsani olarak, komşuluk olarak ta yakınımızdan cenaze çıkınca radyo açılmaz. Televizyon seyredilmez. Komşumuzun üzüntüsüne ortak olunur.
Sekarat dediğimiz ölüme doğru gidişlerde hastaların canını sıkmamak gerekir. Dinini bilenler ve hastanın sevdikleri yanında olmalı.
Bize verilen hayat emanettir. Emaneti korumak Müslümanların görevidir. Çalışmak vazifesidir. Ana babanın evladına en büyük mirası güzel edepli olmasını sağlamasıdır. Ahlaklı evlatlar yetiştirmek amel defterini kapattırmaz.
Gençlerinde atalarına saygılı olmaları gerekmektedir. Kabir hesabın ilk durağıdır. Kabirlerin aydınlaması da bizim irademizde.   Büyüklerin hayır duasından mahrum kalmak dünyanın en yoksulu olmaktır.
Ana babasının hayır duasını alanlara ne mutlu.
Babamın kısa hastalığı döneminde Altınyayla Aile Sağlığı Hekimi Sayın Doktor Bünyamin Sağlam Beyin fedakârlığı için ayrıca hemşire Sergül Tekin’e  buradan teşekkür ediyorum.