Geçtiğimiz hafta HÜMÖD (Hitit Üniversitesi Mezunları ve Öğrencileri Derneği) Başkanı sıfatıyla, Çorum Devlet Tiyatrosu ile ilgili bir basın açıklaması yayınlamıştım. Basın açıklamamda Tiyatronun, bireye ve topluma kazandırdıklarına değinirken, Çorum ve Üniversitemiz için ne derece önem arz ettiğini, üniversite şehri için tiyatronun olmazsa olmaz bir değer olduğunu ifade etmiştim. 
Hep daha iyiyi ve güzeli arzu ettiğimizi, bunun en doğal hakkımız olduğunu ve yeni beklentiler içinde bulunduğumuzu söylerken bir de öz eleştiri yapmış ve sahip olduğumuz değerlerinde farkında olmamız gerektiğini vurgulamıştım. 
Nitekim o gün basın açıklamamızda ne söylediysem, görüşlerimin aynen arkasında olduğumu bu köşeden tekrar belirtmek isterim.  
Açıklamamın arkasından, Devlet Tiyatrosu müdürümüz Sayın İbrahim Yıldız’dan, çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden ve vatandaşlardan teşekkür ve tebrikler aldım. Devlet Tiyatrosu Müdürü Yıldız, göndermiş olduğu yazılı mesajda bizlere teşekkür ederken, cuma, cumartesi ve pazar günü sergiledikleri oyunlara daha çok seyirci çekebilme amacında olduklarını ifade etmekteydi. Suare oyunlarında doluluk oranlarının memnuniyet verici olduğunu buna karşın Cumartesi 14.00 seanslarının %50-60 arasında kaldığını belirtmekteydi. Yıldız, %50-60 doluluk oranının, sahnesi olan iller arasında en düşük durumda kalmamıza neden olduğunun da altını çiziyordu. Bu arada, çevre iller arasında yalnızca Çorum ve Samsun’da tiyatro sahnesi olduğunu öğreniyordum. 
Tüm bunlar, hem yazar hem STK temsilcisi ve yöneticisi olarak,  üzerimizdeki sorumluluğun bir kat daha artmasına neden olmuştu. Hemen arkasından tüm üyelerimize mesaj gönderip hafta sonu 14.00 seansındaki tiyatro oyununda birlikte olmayı teklif ettim. Tiyatroya gittiğimde, sonuç mükemmeldi.
 
Tiyatro sonrası üniversite öğrencileriyle, kendilerinin Çorum’da sanatsal ve kültürel faaliyetlere bakış açılarını öğrenmek ve görüşlerini almak maksadıyla kısa bir toplantı yaptık. Tüm öğrenciler, birlikte tiyatroya gelmiş olmaktan ötürü fevkalade mutluydular. Toplantımız esnasında ortaya çok fikir çıktı. Bunları burada paylaşmam mümkün değil ancak özellikle dikkatimi çeken bir husus, bazı öğrencilerimizin hayatlarında ilk kez tiyatroya geliyor olmalarıydı. 
Bu durum onların suçu mu derseniz?
Kesinlikle hayır!
Öğrencilerimizin üniversiteye gelene kadar tiyatroya gitmemiş olmaları, onlara bu fırsatları sunmayanların düşünmesi gereken bir durumdur. 
Bir diğer husus ise, hangi oyunun hangi tarihte ve hangi saatte sergileneceğine dair yeterli tanıtımın yapılmadığına dairdi. Öğrenciler, gerek şehirde, gerekse üniversite ve öğrenci yurtlarında herkesin görebileceği muhtelif noktalara yerleştirilecek kültür sanat ilan panoları sayesinde tiyatro vb. gibi etkinlere katılım daha yüksek olacağını belirttiler. Bu konuda elçiye zeval olmaz sanırım. 
Sonuç olarak, hafta sonu tiyatroya giden öğrencilerimizden çoğunun aklındaki, tiyatroya dair algılarda büyük değişiklik olduğu inancındayım. Bu algı değişikliğinden de büyük mutluluk duyuyorum. 
Ama asıl mesele şu, bu ve benzeri etkinliklerin sürdürülebilir olması. Eğer sürdürülebilirliği sağlayabilirsek işte o zaman başarılı olduk demektir. Bu noktada görev yine biz Çorum paydaşlarına düşmektedir.
Tekrar görüşünceye dek hepinize saygılarımı sunarım…