Efendim; şimdi nereden çıktı bu leblebili pilav diye soracaksınız. Açıklamaya çalışayım. Leblebili pilav olur mu demeyin. Çorumlu isterse leblebiden pilavda yapar, çorba da. Malum leblebi Çorum’un markası, pilav ise pirinçten yapılıyor ve Osmancık markası. Dolayısı ile her ikisi de biz Çorumluları doğrudan ilgilendiriyor.
İşte bu sebeple Çorum çevre yolunda bol bol leblebi satışı yapılıyor. 1980 yılında açılan D- 100 karayolu ise 30 yıldan bu yana leblebi Osmancıklının rızık kapısı olmuş. Dolayısı ile yüze yakın leblebici Osmancık’ta çevre yoluna renk vermiş.
Gözlemlerime göre ticari açıdan Osmancıklı sanki biraz daha kıvrak zekaya sahip gibime geldi. Neden mi? Osmancıklı pirincin yanında leblebi satışı ya da leblebinin yanında pirinç satışını ana ürün olarak değerlendirmiş. Ha keza reklam tabelaları da öyle leblebi ve pirinç yan yana.
Bu akılı kullanmak için yazı yazmaya ne gerek var. Demek oluyor ki Osmancıklının aklı Kayseriliye daha yakın. Çünkü pirincin yanında leblebi var ya da leblebinin yanında pirinç.
Gelelim Çorum merkeze leblebinin yanında pirinci ben göremedim. Gören varsa resmini çekip göndersin. Çorum çevre yolundaki esnaf bu inceliği bir türlü keşfedemedi gitti. Belki de ruhlarındaki merkeziyetçilikten midir? Bilmem ama akıllı adam Çorum merkez çevre yolunda bal gibi pirinç satar ve koca koca levhalarla Osmancık pirinci yazar.
Eeee Osmancık Çorum demek değil midir zaten? Osmancıklı bu durumu otuz sene öncesinden keşfetmiş siz nerede kaldınız diye sormazlar mı adama.
Burada amaç Çorum coğrafyasında yetişen ürünleri pazarlayıp coğrafi ürün işaretlerini ön plana çıkarıp ilimizin ve bölgemizin tanıtımına kaklıda bulunurken ayrıca bir girdi sağlamak değilmi dir? Bu arada mevcut olan istihdamı daha da genişletmek ve pastayı büyütmek değilmi dir?
Gelelim pirinççilere pazarlama konusunda Osmancık’ın Çorum olduğunu otuz sene önceden keşfederek önemli bir iş yaptınız. Malum hala Çorum’un Osmancık olduğunu keşfedemeyenler var. İşte onu anlatmaya çalıştım ya.
Figen hanım sağ olsun pirinç sabunu üretti. Belki de pirincin Uzakdoğu da asırlar boyu güzellik ürünü olarak kullanıldığını coğrafyamızdaki pek çok insan bilmiyor. Peki hanginiz tezgahına pirinç sabunu koydu ve hangi dükkanın önünde koca ışıklarla pirinç sabunu yazıyor. Ben göremedim.
Yeri müsait olanlar neden sıcak pilav servisi yapmazlar bilmem. Koca totemler üzerine “PİLAVCI” yazılarak tüketim niye körüklenmez ki?. Bir hayal edin Osmancık bölgesinden geçiyorsunuz. Sizleri ışıklı totemler karşılıyor. Pilavcı Necati, Pilavcı Osman, Tavuklu Pilav ya da kırmızı ışıklı bir yazı şeridi geçiyor; Pilav çıktı, Tavuklu Osmancık pilavı, Pilav + Ayran = 10 TL falan. Wc yi yazıyorsun da pirinç sabununu niye yazmıyorsun ki? Amaç pirinci tanıtıp tüketimi artırmak ise Çayeli’ndeki Hüsrev’in kuru fasulyesinin şöhreti nasıl marka olduysa Osmancık’taki Hasan’ın Pilavı da öyle olur. Yeter ki siz proje üretin
Hadi şimdi pilavın içine biraz leblebi katın ve adı olsun leblebili pilav. Neden olmasın ki?