Uluslararası İstihbarat Örgütlerinin Satranç Tahtası Olarak Kullandığı Hatay’da Neler Oluyor?
Ülkemizin Ortadoğu’ya açılan kapısı. Bir başka ifade ile tarih boyunca medeniyetin beşiği olmuş Mezopotamya’nın Akdeniz’e çıkış kapısı.
Dinler tarihinde peygamberler şehri unvanını almış ender kentlerden birisi.
Antakya değişik din ve inançlara mensup insanların sevgi ve hoşgörü ile bir arada yaşadığı güzel şehir.
Ve Antakya tarihi boyunca Anadolu’nun göçlere açık olmasını sağlayan, yaşamı kolaylaştıran iklim koşulları ve verimli topraklarının yanı sıra Anadolu'yu Çukurova yoluyla Suriye ve Evlad-ı Fatihan Filistin'e bağlayan yolların kavşak noktasında bulunan, çan,ezan ve hazan seslerinin hoşgörüyü dillendirdiği hoşgörünün başkenti.
Amik Ovası’ndan Belen Yaylasına, Amanos dağlarından İskenderun limanına kadar bereket timsali.
Uygar dünya hoşgörü sınavında adeta sıfır çekerken ve güzelim Antakya birlik, dirlik ve beraberliğimizin simgesi.
 
*          *          *
Antakya’nın üzerinde taşıdığı hoşgörü misyonunun üzerine kara gölgeler dolaşmaya başladı.
Ve Antakya’da neler oluyor?
İran İstihbarat Örgütü Savama, İsrail İstihbarat Örgütü MOSSAD ve Amerikan İstihbarat Örgütü CIA ajanlarının cirit attığı Antakya’da aleni olarak etnik faaliyetler yapılıyor.
Her üç ülke ajanlarının adeta bir satranç oyunu misali hamleler yaptığı Hatay’da en zayıf halka ise Türkiye’nin istihbaratı.
Suriye’den gelen ve pek çoğunun ne olduğu bilinmeyen mülteciler Hatay’ın yerli halkını rahatsız ediyor. Astığım astık kestiğim kestik türünden halleri ile dikkat çeken mültecilere yönelik ne bir yaptırım ne de bir engelleme var.
Talan mantığı ile istediği işyerine giren mülteciler ile esnaf ve halk adeta karşı karşıya.
Mültecilerin hırsızlık, kap kaç, vur kaç tavırlarına karşılık Hatay halkının iyice huzuru kaçmış durumda.
Toplam nüfusu bir milyon dörtyüz bin civarında olan Hatay’da yaklaşık yüz bin Suriyeli mülteci bulunuyor.
Devletin hoşgörü adına ses çıkarmadığı Hatay’da mültecilerin sayısı gün be gün artarken bölgedeki sosyal yaşam dengeleri de her geçen gün bozuluyor.
Bütün bu olumsuzların yanı sıra Amanos dağlarında teşkilatlanmış olan PKK buradan Hatay başta olmak üzere İskenderun, Dörtyol, Osmaniye ve Adana gibi önemli kentleri tehdit ediyor.
1978 yılında Maraş’tan önce ilk hedef olan Hatay’da yapamadığını bu defa sahneye koymaya hazırlanan MOSSAD ve CIA ajanları bölgedeki etnik yapıyı kaşıyor.
 “Ajanlar gazeteci veya yardım gönüllüsü kılığında Antakya’da cirit atıyor Hataylı bu durumdan rahatsız.
Amerikalılar resmen sokaklarda elini kolunu sallayarak geziyor.. Fransızlar da var, İtalyan da.
Amerikalı ajanlar kentte bar bile açmışlar. Anadolu Restaurant Hatay’daki Amerikalıların uğrak mekanı olmuş. Uzun bir masaları var ve her akşam kafa çekiyorlar.
Peki bu ABD’liler kimdir ve Hatay’da ne yapmaktadır. Maalesef artık Hatay’daki ajan sayısı artık binlerle ifade ediliyor.
Bunlar her gün MOSSAD ve CIA’nın merkezine istihbarat geçiyor, kentte dedikodu vb. provakatif girişimlerde bulunuyor ve ülkelerinin menfaatleri doğrultusundaki planları uygulamaya konuluyor.
Sınır adeta yol geçen hanı olmuş. Çeçenistan’dan ve Libya’dan Hatay’a gelip, savaşmak için Suriye’ye geçenler bile var.
Pasaportsuz geliyorlar. Kimin ne olduğu belli değil. Savaşan, cihat yapan insanlar var. Herkes biliyor. El-Kaideci de var. Ancak bu gruplar sınırın öbür yakasında, tampon bölge denen yerlerde konuşlanmış durumda. Cilvegözü Kapısı muhaliflerin elinde, Yayladağ ise Esad’ın kontrolü altında.”
Suriye’deki otorite boşluğundan yararlanan PKK’da bu durumdan nemalanmaya çalışıyor. Esad yönetiminin  artık açıktan desteklediği PKK’nın eline geçen tehlikeli silahlarda Türkiye’nin Güneydoğu’sunda sükun içerisinde bulunan pek çok kenti tehdit etmeye başlamış.
En son Gaziantep saldırısı bu tablonun en büyük belgesi.
Bölgede bir başka ürkütücü tablo ise PKK ile ASALA’nın dirsek temasında olması.
Bu günlerin hesabını adeta on yıllar öncesinden yapan Esad kendisine bağlı zengin silahlı ve sayıları yüzbinleri aşan bir grup oluşturmuş. Dolayısı ile yıkılacağı yok.
Sonuçta Esad Türkiye’nin karşısında olan hangi örgüt varsa mutlaka destekliyor. Bu bağlamda On yıllardan bu yana içerisinde yaşattığı Hatay arzusundan da vazgeçmiş değil.
 
*          *          *
Bütün bu bilgiler ışığında Hatay uluslar arası istihbarat örgütlerinin satranç oyunu oynadıkları ve her geçen gün yeni yeni hamlelerin yapıldığı bir satranç tahtası haline gelmiş.
1978 de programlanan ve sahneye konulamadığı Maraş’ta uygulanan plan bu gün Hatay’da sahneye konulmak isteniyor.
Bölgedeki etnik yapı sürekli kaşınıyor. Pek çoğu gazeteci kılığındaki ajanlar tansiyonu yükseltmek için düğmeye basmış durumda. Bölgede bir mezhep ayrışması ve alevi Sünni çatışması çıkarmak için fırsat kollanıyor.