Boyabat barajı yaklaşık 30 yıldır konuşuluyor. Son on yıldan bu yana da inşaatı devam ediyor. Boyabat barajına su tutulduğunda Osmancık’ın ırmak boyundaki köyleri ve en önemlisi arazileri baraj gölü altında kalacak.
            Buna ek olarak Kargı Hes inşaatı nedeniyle de çeltik ekim alanlarının yaklaşık %27 si elden gidiyor. Bir başka ifade ile Osmancık’ta 25.000 bin dönüm çeltik arazisi 18.000 dönüme düşüyor.
            Böylece pirinçte marka olan Osmancık sonuç itibarı ile bu sektördeki liderliğini de diğer rakiplerine kaptırmak üzere.
            Topraksız köyü neyleyim derken baraj ve heslerin önemini de biliyoruz. Tabii ki bu ülkenin enerjiye ihtiyacı var.
            Ancak; Perşembenin gelişi çarşambadan belli olur derler ya Osmancık’ın gelen Perşembeye hazırlıksız yakalandığını düşünüyorum.
            Boyabay barajına da Kargı Hes’e de evet diyoruz. Ancak istimlak sonucunda ödenen paralar için Osmancık’ta alternatif çözümler ve projeler üretebilirdik olmadı.
            Bakınız Osmiad başkanı Sakin Bilge bir araştırma yapmış. Sakin bey genç gazeteci Emrah Akıllı’nın Osmancık FM de hazırlayıp sunduğu “Beyaz Masa” programına konuk olmuş. Böyle fırsat 50 yılda bir gelir ve değerlendirmek gerekir diyor sayın başkan.
            Dilerseniz Sakin beyin tespitlerini gözden geçirelim.
           Osmancık ilçesinin Boyabat Barajı ve Hidroelektrik Santrali nedeniyle istimlak yapılan arazilerden dolayı bölgeye gelen 250 milyon TL değerinde sıcak parayı değerlendiremediğini savunarak ilçenin 50 yılda bir doğacak büyük bir fırsatı kaçırdığını söyledi.
            Bilge, Boyabat Barajı ve HES nedeniyle hem Osmancık ilçesinin hem de Kargı, Vezirköprü, Durağan ve Boyabat ilçelerinde arazilerin istimlak edildiğini hatırlatarak toplam istimlak bedelinin 250 Milyon TL’yi bulduğunu belirtti. Bu sıcak paranın bölgenin merkezi konumunda olan Osmancık ilçesi için büyük bir yatırım fırsatına dönüştürülmesi gerektiğini vurgulayan Bilge, zamanında hazırlık yapılmadığı için bu paranın büyük bir bölümünün bölge dışına çıktığını ifade etti.
            Arazileri ve evleri istimlak edilen vatandaşlar için Osmancık’ta hazır arsa ve arazi tahsisi yapılmadığından hazır parası olan bölge vatandaşının Türkiye’nin dört bir yanına göç etmekte olduğunu belirten Bilge; “Bölgemizdeki baraj çalışmaları nedeniyle ilçemize 50 yılda bir doğacak büyük bir fırsat sunuldu. Ancak biz bu fırsatı değerlendiremedik.
            Ne yapılması lazımdı diye değerlendirme yapacak olursak önceden alt yapısı ve imarı tamamlanmış arsalar oluşturup buradaki vatandaşlara cazip bir fiyatla sunmak gerekirdi. Arsa yatırımı, arazi yatırımı, konut yatırımı olarak değerlendirildiğine buradaki vatandaşların tamamının zorunlu yapması gereken yatırımlar bunlar. Üstelik istimlak ödemelerinden dolayı sıcak sermayeye sahip olanların yapacağı yatırımlar. Şu an bizim bölgemize bir yıl içinde gelen 250 milyon TL, yani eski para değerimizle 250 trilyonun büyük bir kısmını ilçe dışına, hatta il dışına kaçırdık. Elimizdeki hazır parayı değerlendiremedik. Lüleburgaz’dan dahi ev alanları duyduğumda kaçan fırsatın boyutunu bir kez daha anımsadım” diye konuştu.
            Önlem alınmaması durumunda fırsatın tamamının kaçacağını dile getiren Bilge, yetkililere gayri menkul piyasasını kontrol ederek evleri istimlak edilen vatandaşlara yeni bir kapı açarak sıcak paranın ilçemizde kalması için girişimde bulunmaları çağrısında bulundu.
            Barajdan etkilenen bölge vatandaşları için müteahhitlerle görüşerek toplu konut, arsa ve ev imkanları sunulabileceğini belirten Bilge; “Kaçan yatırımın arkasından seyirci kalmamak gerekir. Zararın neresinden dönsek kardır mantığı ile bakmalıyız ve hem yerel yönetim hem de gayrimenkul yatırımcıları harekete geçmeli. İstimlak bedellerinden doğan sermayeyi ilçemize kazandırmak için yatırıma zorunlu olan bölge vatandaşına cazip gayrimenkul fırsatları sunmalıyız. Üstelik bu ilçemizin nüfusuna da olumlu gelişme sağlayacaktır. Çünkü bir kentin gelişmesinde hız kazanabilmesi için nüfusunun en az 50 bine ulaşması gerekir”
Evet sayın Bilge’nin tespitleri;Osmancık olarak örgütlenme hususunda ne derece yoksul olduğumuzu bir kez daha ortaya koyuyor. Bilge Osmiad’ın böylesine bir örgütlenmeye destek vereceğini ve oluşturulacak lobi ve reklam faaliyetlerinin de içerisinde olacağını sözlerine eklemiş.
Belki az da olsa bu fırsatlardan yararlanmanın mümkün olduğunu düşünmekteyim.
Bu bağlamda Osmancık’ın alternatif projelere düşünen, çevre ve memleket sorunları hakkında fikir analizleri yapan ve düşündüklerini kamuoyu ile paylaşan iş adamlarına daha çok ihtiyacı olduğu kanaatindeyim.
Yetkililer vakit geçte olsa bu tür olumlu tespitleri değerlendirmelidir. İvedi çözüm önerilerini tartışmaya açmak ve çözüm üretmek için adımlar atılmalıdır. Böylece Osmancık kaçırdığı fırsatların yanında kalanların kaçırılmaması için tarihi bir adım atmış olacaktır.