Son günlerde çokça duyduğumuz bir ifade “Faiz Lobisi” Aslında Türkiye bu ifadeyi yıllardır konuşuyor. 1990’lı yılları hatırlayanlar ne demek istediğimi anlayacaklardır.
 
Ana konuya girmeden önce nedir faiz bunu açıklayayım; Faiz, paranın belli bir sürede getirdiği pay tutarı. Paraya karşılık alınan kardır. Bina, makine teçhizat gibi sermaye gerektiren üretim yöntemlerinin yaygınlaşması, sermayeyi kullanmak için katlanılan maliyeti de arttırmıştır. Sermayenin belli bir süre kullanımı sonucu ödenen bedele faiz denilir. (muhasebedersleri.com)
 
Ekonomistin biri demiş ki; “Türkiye’de aç kalan dünyanın her yerinde aç kalır” Hiç merak ettiniz mi dünya ülkelerinde faiz oranları kaç diye? Gelişmiş Ülkerlerde faiz oranları en yüksek %1 seviyelerinde iken Türkiye’de bu oran %4 - %6 bandında seyretmektedir. (1990’lı yıllarda bu oranların %180’lere kadar ulaştığı da görülmüştür)  Hatırlarsanız Sayın Başbakan Reel faizi sıfırlamaktan bahsettiğinde bazıları hemen tepki göstermişti. 25 Şubat tarihinde Sabah gazetesinde okuduğum bir yazıda dünyada en yüksek faiz oranlarının Türkiye’de olduğunun altı çiziliyordu. O günün şartlarındaki oranlar Avrupa’nın beş ABD on katı civarındaydı.
 
Fed Başkanı Ben S. Bernanke Mart ayında gerçekleştirdiği bir konuşmasında, gelişmiş ülkelerde düşük faiz oranlarının dünya ekonomisine yardım ederek, zayıf döviz kuru üzerinden ticaret bölünmelerinin de yaşanmamasını sağlayacağını belirtmişti. Bu açıklamanın yorumunu size bırakıyorum.
 
Peki faiz lobisi paradan parayı nasıl kazanıyor. Bu konuyu şöyle açıklamaya çalışayım. Dedik ki Türkiye’de faiz oranları %4 - 6 bandında seyreder. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde bu oran en yüksek %1 seviyelerindedir. Bu oranın üzerine çıktığını o ülkelerde çok fazla göremezsiniz. Atıyorum, bu ülkelerden birinde yaşayan bir vatandaşın 1 milyon eurosu olsun. Bu parayı alsın ve Türkiye’deki bir bankaya yatırsın. O gün için Türkiye’deki yıllık faiz oranını %5 olarak kabul edelim. 1 milyon euroyu TL’ye çevirdiğimizde 2.5 milyon TL tutmuş olsun. Bu paranın bir yılsonundaki faiz geliri 125.000 TL olacaktır.  Euro olarak 50.000 euro. Peki bu parayı kendi ülkesinde bir bankaya yatırsa ne kadar kazanacaktı? Beşte birini yani 10.000 euro. Bakın hiç zahmet etmeden, ülkesinden bile çıkmadan oturduğu yerden bir yılda 40.000 euro kazanıyor. Bu da en kötü ihtimalle. Bu faiz oranının %1 değil de %01 olduğunu varsayalım o zaman da bu rakam 80.000 euroya yaklaşır.
Tabi bu bir yıl içerisinde kazancı sadece de faizle de sınırlı olmayacak. Euro da TL karşısında değer kazanmaya devam edeceği için bir yıl sonra kur artışından kaynaklı da bir gelir elde etmiş olacak ki bunu da bonusu kabul edebilirsiniz.
 
İşte değerli okurlar bahsettiğimiz faiz lobisi bu şekilde çalışıyor. Bu örneği şahıs olarak değil de milyar dolarlık şirketler olarak düşünecek olursanız, bu ülkeden çıkan parayı daha iyi anlamış olursunuz.
 
Bu sebeple düşük faiz oranları, faiz lobisinin hoşuna gitmez. Piyasada yaratılacak spekülasyonlar neticesinde oluşabilecek faiz artışları bu lobiyi memnun edecektir. Analistler boşuna bağırmıyor, ‘gezi parkı olayları sonrasında 1 milyar doların üzerinde para faiz lobisinin cebine indi’ diye. Son olayların bize maliyetinin bütün etkileriyle birlikte 50 milyar lira civarında olduğundan bahsedenlerin de olduğunu belirtmekte fayda görmekteyim. Bu sebeple kaos ortamlarının kimleri mutlu edip kimleri üzdüğünü iyi düşünmek gerekir.
 
Tekrar görüşünceye dek saygılar…