Dünyada gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin önemli bir kısmı elektrik sorununu nükleer enerji ile üretim yaparak çözmüşlerdir. Dünya genelinde elektrik üretiminin % 13,5 ‘i nükleer enerjiden sağlanmakta olup, Ekim 2014 yılı itibariyle 31 ülkede 437 nükleer reaktör faaliyette bulunmaktadır. 16 ülkede 72 nükleer reaktörün yapımı devam etmektedir. 2030 yılına kadar da 164 adet nükleer reaktörün yapımı planlanmaktadır.
Türkiye’de  henüz nükleer enerji santralı yoktur, ancak gelişmiş ülkelerin birçoğu elektrik üretiminin önemli bir kısmını nükleer enerjiden sağlamaktadırlar.2013 yılında ABD elektrik üretiminin yaklaşık % 20 ‘sini, Fransa % 77’sini, Güney Kore yaklaşık % 28 ‘ini , Ukrayna yaklaşık % 44’ünü nükleer santrallardan üretmiştir.
Dünyada en çok nükleer santraline  sahip üç ülke sırasıyla ABD, Fransa ve Japonya’dır. ABD’de 100 Fransa’da 58 ve Japonya’da da 48 nükleer santral bulunmaktadır. ABD’ de 5 nükleer santralın inşası devam etmekte 13 adet nükleer santralında ( 2030 yılına kadar) yapılması planlanmaktadır.
Dünyanın en hızlı büyüyen ülkesi konumunda bulunan Çin’de 22 adet nükleer santral işletmede olup, 28 adet nükleer santralın inşası devam etmekte, 51 adet nükleer santralın yapımı ( 2030 yılına kadar) planlanmaktadır.
Dünyada ülkelerin gelişmişlik ölçüsü tükettiği elektrik enerjisi ile değerlendirilmektedir. Bir başka ifadeyle , enerji tüketiminin artması gayri safi milli hasılayı ( GSMH ) büyütüp ekonomiyi geliştiriyor.
ABD’nin  4,26 Trilyon kWh’ lik yıllık elektrik üretimi ile yıllık kişi başı elektrik tüketimi 14200 kWh, Japonya’nın 1,088 Trilyon kWh lik üretimi ile 8600 kWh, OECD Ülkelerinde de yıllık kişi başı elektrik enerjisi tüketimi 7800 kWh’ i bulmaktadır. Ülkemizde ise 239,3 Milyar kWh’lık üretim ile yıllık kişi başı elektrik tüketimimiz 3000 kWh civarındadır.
2002 yılında 132 Milyar kWh lik elektrik enerjisi üretimimiz son 10 yılda 100 Milyar kWh’ ın üzerinde bir artış göstermiştir.Ancak bu yeterli değildir.
Ülkemiz elektrik enerjisi üretimi açısından % 60’ ın üzerinde dışa bağımlıdır.
Hükümetimizin, Cumhuriyetimizin 100.cü kuruluş yılı olan 2023 yılı için koymuş olduğu 500 Milyar kWh’lik elektrik enerjisi üretim  hedefine ulaşmak için tüm kamu ve özel sektör kuruluşlarının konulan bu hedefi gerçekleştirmek için yoğun çaba göstermesi gerekmektedir.
Hedeflediğimiz üretimleri gerçekleştirebilmek için her yıl 4-5 bin MW lık üretim santrallarını devreye almamız gerekmektedir.
1950’ li yıllarda ekonomik açıdan Türkiye’den çok kötü durumda olan ve Türkiye ile aynı dönemlerde nükleer çalışmalara başlayan Güney Kore ‘nin bugün 23 adet nükleer santralı işletmede bulunuyor, beş adet nükleer santralın inşaatı devam etmekte ve beş adet nükleer santralın yapımı da (2030 yılına kadar) planlanmaktadır.
Bugün Güney Kore geçtiğimiz 30-40 yıl içerisinde kazandığı tecrübe ve bilgi birikimi ile nükleer santrallarını kendisi inşa eder konumuna geldiği gibi, dış ülkelere de nükleer teknolojisini ihraç etme konumuna gelmiştir.
Ülkemiz son yıllarda büyük bir gelişme göstererek Avrupanın 6.cı, dünyanın 17.ci en büyük ekonomisi haline gelmesine rağmen elektrik enerjisi üretiminde 239,3 Milyar kWh (2013 yılı) lık bir üretimi ile dünyada 20.ci sırada yer almaktadır.
Tüm yerli kaynaklarımız, 118 Milyar kWh’ lik  linyit ve  140 Milyar kWh olan hidrolik kaynaklarımızın tamamını kullansak bile  2023 yılı üretim hedefimiz olan 500 Milyar kWh’ın ancak 258 Milyar kWh ‘ı karşılanabilecektir.
Yukarıda belirlenen hedeflere ulaşabilmek ve dışa bağımlılıktan kurtulmak için yerli ve yenilenebilir kaynaklarımızın azami kullanımı yanında, Türkiye ilave enerji kaynaklarını bulmak durumundadır.
Türkiye hedeflediği dünya’nın  10.cu en büyük ekonomisi olma yolunda adımlarını sıklaştırarak kurulacak olan Akkuyu ve Sinop Nükleer Enerji Santrallarını bir an evvel üretime dahil etmek durumundadır.

MERSİN AKKUYU NÜKLEER SANTRAL PROJESİ
12 Mayıs 2010 tarihinde Ankara’da, Türkiye ile Rusya hükümetleri arasında Akkuyu Nükleer Santralının kurulması ile ilgili işbirliği anlaşması imzalanmıştır. Anlaşma uyarınca kurulacak santral her biri 1200 MW  4 adet üniteye ve toplam 4800 MW kurulu güce sahip olacaktır. Santral’da  dört ünitenin de devreye girmesi ile birlikte yıllık  30 Milyar kWh’ in üzerinde bir elektrik üretimi yapılabilecektir.
Santralın ömrü 60 yıl dır. Kurulacak proje şirketi Rus’lara ait olacaktır.Proje şirketi çoğunluk hisseleri Rus şirketinde olmak şartıyla Türk şirketlerini ortak alabilecektir.
Akkuyu Nükleer Santralının ilk iki ünitesinde üretilecek elektriğin  % 70’ini, üçüncü ve dördüncü ünitelerinde üretilecek elektriğin ise % 30’unu her bir ünitenin devreye girmesinden itibaren 15 yıl boyunca ortalama 12,35 sent/kWh (ABD) den alım garantisi bulunmaktadır.
15 yıllık süre sonunda proje şirketi yıllık net karın % 20’sini Türk tarafına verecektir.
Santralı inşası ve işletimi sırasında mümkün olduğunca Türk personelin çalıştırılması için 2010 yılında beri toplam 257 öğrencimiz Rusya’ya gönderilmiştir.Toplam 600 öğrencinin Rusya’da eğitim görmesi hedeflenmektedir.
Proje şirketi Mart 2014 tarihinde ÇED (Çevre Etki Değerlendirme) raporunu tamamlayarak Çevre ve Şehircilik  Bakanlığına sunmuş olup, Bakanlığın nihai kararı beklenmektedir.
Proje şirketince Mart 2015 tarihinde ilk santral ünitesi için inşaat lisansı başvurusunun yapılması ve bu ünitenin 2020 yılında işletmeye alınması beklenmektedir.

SİNOP NÜKLEER SANTRAL PROJESİ
3 Mayıs 2013 tarihinde Türk Hükümeti ile Japonya Hükümeti arasında Sinop’da bir nükleer güç santralının kurulmasına ilişkin işbirliği anlaşması imzalanmıştır. Sinop ili sınırları içerisinde inşa edilecek nükleer santral, her biri 1120 MW 4 adet üniteye ve toplam 4480 MW kurulu güce sahip olacaktır. Santralın toplam çalışma süresi 60 yıldır. Anlaşma uyarınca santralın ilk iki ünitesi 2023 ve 2024, diğer iki ünitesinin de 2027 ve 2028 yıllarında işletmeye alınması planlanmaktadır.

NÜKLEER SANTRALLAR GÜVENLİ Mİ ?
1986 yılında Ukrayna’daki Çernobil Nükleer Santralı’nda maydana gelen kaza, her biri 1000 MW gücündeki dört reaktörün hatalı tasarımının yanında reaktörlerden birinde deney yapmak için güvenlik sisteminin devre dışı bırakılması ve peşpeşe yapılan hatalar nedeniyle olmuştur. Santral aşırı güven ve ekonomik nedenlerden dolayı açık sistem yapılmıştı. Yani koruma kabuğu yoktu.Batı tipi nükleer santrallar gibi koruma kabuğu olsaydı kaza meydana gelmeyecekti.
Günümüzde inşaa edilen modern nükleer enerji santralları çok kademeli güvenlik sistemleri ile donatılmıştır. Bu sistem iç içe konulan matruşka oyuncağına benzemektedir .Birinci koruma bariyeri; içinde uranyum bulunan yakıt peleti (peletler yakıt zarfı içine konulmaktadır)  ikinci koruma bariyeri, reaktörün kendi gövdesidir.Üçüncü Koruma bariyeri, iç içe iki adet beton ( iç ve dış ) koruyucu kab’dır.
Beton koruyucu kab, deprem, kasırga, hortum, toz fırtınası ve uçak düşmesi gibi her türlü dış etkilere karşı son derece dayanıklıdır.
Kaynaklar: (UEA,WNA,IAEA,ESİS)