19 Ağustos 2012 mübarek Ramazan bayramı, bayram namazı öncesi Sayın Başbakan yine Süleymaniye camisinde her zaman ki yerini almış oturuyor. Kameralar ara sıra “Bakınız Başbakan burada” dercesine gösteriyor. Kürsüde Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Raşit Küçük vaaz veriyor. Başbakan’a adeta “Ne duruyorsunuz Suriye’ye savaş açınız, Allah ve Peygamber bunu emrediyor” dercesine anlatıyor.
 
Raşit Küçük Başbakan’ın kadim dostlarındandır ve yanlış bilmiyorsam AKP’nin kurucularındandır. Sayın Başbakan da Raşit hocaya desteğini esirgemedi. Din işleri fetva biriminin başında bulunuyor.
 
Sayın Küçük hocanın Peygamberimizin iyiliği emir etmek kötülükten nehiy etmekle ilgili meşhur hadisini sanki Tayyip Erdoğan’ın Suriye’ye savaş açmasına gerekçe olarak anlatma çabasını hayretle izledim. Anlaşılan o ki iktidarın Suriye bataklığına girmesinin fetvası da hazır durumdadır.
 
Daha aylar öncesinde Suriye Diyanet Başkanı, Türkiye Diyanet İşleri Başkanı Görmez ile görüşme talebinde bulunmuştu. Ancak Sayın Görmez bu görüşme talebini reddetti. Adı “barış” olan dinimizin Türkiye temsilcisi olarak barış görüşmesini elinin tersiyle itmişti.
 
Diyanet Başkanı bu tavrıyla Allah’a değil, Tayyip’e yakın olmaya çalıştığını göstermiştir. Diyanet bu yaklaşımlarıyla Suriye’de akan ve akacak kanların vebaline ortak olmak arzusundadır. Kardeş katili olan Padişahlar nasıl Şeyhülislam fetvası ile o günaha girmişlerse bu gün de benzer şeyler tekerrür ediyor.
 
Diyanet İşleri Başkanı Sayın Görmez mihrapta Başbakan’ı süzerek oturuyor. Biraz sonra bayram namazını kıldıracak ve bayram hutbesini Başbakanın huzurunda, onun huzur bulacağı şekilde irad edecek. Bayramın mutluluğundan çok Başbakan’ın huzurunda olmanın ve camiyi, mihrabı, kürsüyü, Başbakanın arzuladığı şekle dönüştürmenin sevincini yaşar gibiydi.
 
Başbakan cami çıkışında verdiği beyanatta yine muhalefete veryansın etme geleneğini sürdürdü.
 
Mübarek Ramazan Bayramı sabahında, bayram namazı çıkışında ve cami kapısında Sayın Başbakan sanki bayram sabahı değil, sanki bayram namazı akabinde değil ve sanki cami çıkışı değilmiş gibi her zamanki tavrıyla hırsını, kinini ve intikamını ortaya koymuştur.
 
Sayın Başbakan siz nasıl imam hatip mezunusunuz? İmam hatibin bir kapısından girip diğer kapısından mı çıktınız? Bayramların birlik, beraberlik, dostluk, kardeşlik, dayanışma, kaynaşma, el ele, gönül gönüle olmamız gereken müstesna günler olduğunun farkında değil misiniz? İslam adab ve muaşeret kaidelerine göre bayramların sevgi, saygı, hoşgörü, muhabbet duygularımızın yoğun olduğu günler olduğunu bilmez misiniz?
 
Sizin kindarlığınızı mübarek Ramazan Bayramı da mı kesmiyor? Nasıl bir haleti ruhiye içindesiniz? Rahmet ve mağfiret ayı mübarek Ramazan demediniz ağzınıza geleni söylediniz. Hiç değilse dargınlığa ve küskünlüğe yer olmayan bu mübarek bayrama bari saygı gösteriniz.
 
Ne cami diyorsunuz, ne de bayram diyorsunuz. Sürekli toplumu ayrıştırma ve ötekileştirme içerisindesiniz. Allah’tan korkunuz. Hiç değilse bunu mübarek bayramda yapmayınız.
 
Allah sizi ıslah etsin.