Geçtiğimiz günlerde faaliyetlerini Ankara’da yürüten TÜRSAB’a bağlı tur acenteleri ile yemekli bir toplantı düzenlendi. Sayın Vali Sabri Başköy’ünde katıldığı toplantıya Çorum Belediye Başkan Yardımcısı Zeki Gül, İl Kültür ve Turizm Müdürü Ali Özüdoğru, Müze Müdürü Önder İpek, TÜRSAB Ankara Bölge Müdürü Ercan Durmuş, TÜRSAB İstanbul Asya Bölgesi Yürütme Kurulu Üyesi Recep Topal, TÜRSAB’a bağlı 12 tur acentesi temsilcileri ile ilimiz turizm işletmeleri ve acente sahipleri katıldı.
Gönlümüz isterdi ki bu toplantıya bölgede turizm potansiyeli olan Osmancık ve İskilip gibi ilçelerin kaymakamları ve belediye başkanları ile birlikte yine bölgede turizm adına faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin temsilcileri de katılsın.
Ancak istenen olmadı. Tabii ki ifade etmeye çalıştığım üzere Türsab yetkilileri ve acente sahipleri de Çorum’da turizmin çerçevesini bilinenin ötesinde çizme başarısını göstermediler.
İlimizde bulunmaktan duyduğu memnuniyeti ifade eden TÜRSAB Ankara Bölge Müdürü Ercan Durmuş, “Çorum’un tarihi, kültürel ve doğal güzellikleri bizleri fazlasıyla etkiledi. Turizm açısından çok yüksek bir potansiyele sahip olan Çorum’a tur düzenlememek için hiçbir neden yok. TÜRSAB olarak bu bölgeye önem veriyoruz. Umarım bu toplantıdan sonra önemli bir canlanma olur.” dedi.
Sayın Vali Başköy ise; Yedi bin yıllık tarihi geçmişi, tarihin ilk barış anlaşması olan Kadeş Antlaşması'nın yapıldığı, ülke genelinde ilk beşte bulunan müzesi ile inanç turizmi açısından Hıdırlık (Sahabe Kabirleri) gibi önemli değerleri olan ilimizin, ülkemiz ve dünya turizminden daha fazla pay alması gerektiğine dikkat çeken Vali Başköy, “Gerek doğal, gerek kültürel ve gerekse tarihi açıdan oldukça zengin olan ilimizin bu destinasyon alanlarını, yapılacak yeni açılımlarla, farklı alternatifler görmek isteyen turistlere ve daha geniş kapsamda ülkemiz ve dünya turizme, ilimizin bu güzelliklerini sunabiliriz.” dedi.
Turistlerin yeni alternatifler aradığını vurgulayarak, yeni destinasyon alanlarının önemini vurgulayan Vali Başköy, “İlimizde arkeoloji kazıları devam eden beş ören (Boğazkale, Resuloğlu, Alacahöyük, Eskiyapar ve Şapinuva) yerimiz var. Şapinuva Ören yerinin ülkemiz ve ilimiz turizmine kazandırılması için bakanlık nezdinde ki çalışmalarımız sürüyor. Yine Ortaköy ilçemizde İncesu Kanyonu üzerinde ki kayalara soketlenen blonlar üzerine yapılan, Kybele kabartmasına kadar devam eden yürüyüş yolu, doğal sevenleri bekliyor. Bunların yanında ilimizin İnanç turizmi açısından Hıdırlık (Sahabe Kabirleri) gibi çok önemli bir değere sahip. Ankara’da Hacı Bayram Veli, İstanbul’da Eyüp Sultan ne ise Çorum’da da Hıdırlık ziyaretgâhı odur. Bu kapsamda iyi tanıtım ve pazarlamanın yanında sürdürebilirlik bir kez daha ön plana çıkıyor.” dedi ve toplantıya katılan tur acentelerinden Çorum’a tur düzenlemelerini beklediklerini ifade etti.
 
*          *          *          *
Netice itibarı ile İskilip’in yapmaya çalıştığı turizm hamlesi hiç gündeme gelmedi. Osmanlı döneminde Anadolu’da inşa edilen en uzun köprü olan 2. Beyazıt (Koyunbaba) köprüsü değerlendirmeye alınmadı. Koyunbaba inanç turizmi ile ilgili bir değerlendirme yapılmadı.
Evet bu listeyi uzatmak mümkün. Osmancık ve bölgesinin tarihi, turistik ve kültürel değerlerini yazmaya kalkarsam bu satırlar bana yetmez.
Yine de meraklı olan varsa google arama motorundan tırnak içerisinde “ Sakin Karakaş- turizm- kültür-eğitim” anahtar kelimelerini yazar ve konu ile ilgili derdimizi yıllardır nasıl anlatmaya çalışmışız öğrenir.
Osmancık’ın turizm derdi ile dertlenirken o kadar çok yazı kaleme aldık ki sayısını çoktan unuttum. Sözün özü şu linkleri tıklayanlar konu ile ilgili çok şey öğrenir diye düşünmekteyim.
Yazı Başlığı “Osmancık Türkiye Turizminin Neresinde” Link: http://www.osmancikkulturturizm.org/?Syf=22&Mkl=430913 “Emitt Turizm Fuarı Çorumluya Ne Söyler?” http://www.osmancikkulturturizm.org/?Syf=22&Mkl=474659 , http://www.osmancikkulturturizm.org/?Syf=22&Mkl=326736 Osmancık’ta turizm olur mu? , Turizm meselesi memleket meselesi. Sadece son yıllarda kaleme alınan bir kaç yazı örneğidir.
Yıllar yılı Osmancık ve bölgenin sorunları hakkında aynı şeyleri düşündüğümüze inandığım değerli bir yazar da aynı konuyu kaleme almış.
Evet; aynı şeyleri düşünüyor, aynı sorunların çözümü için çaba sarf ediyor ve bu cennet vatan köşesinin değerlerinin mücadelesini yapıyoruz.
Ancak; söz konusu yazıda var olan bilgi eksikliklerine de açıklık getirmem gerekiyor.
Öncelikle şuna inanmak gerekir ki; gelişmekte olan bütün kentlerde olduğu gibi Osmancık’ta da sivil örgütlenmelerde rol alarak emeklerinizi yaşadığınız coğrafya için faydaya dönüştürmek büyük bir sorumluluk gereği olup oldukça güçtür.
Aza koyarsınız dolmaz ve çoğa koyarsınız almaz. Halishane fikir ve düşüncelerinizle yola çıktığınızda bireysel çabalarınızla lobi faaliyetlerinde bulunur, bilim insanlarını ve kurum ve kuruluş yetkililerini ikna etmeye çalışır ve bir noktada da başarılı olursunuz.
Bütün bu çabalar neticesinde sizi alkışlayanlar olduğu gibi kimi nalına vurur, kimide mıhına. Aynı sorunları düşünüp aynı sorunlara çözüm getirmeye çalışsanız da kıskançlık bir nevi ruhsal bir durum olunca eleştirilerin önüne geçemezsiniz.
Evet, güneş balçıkla sıvanmaz. Osmancık’ta kültür turizm ve tanıtma dermeği kısa zamanda ilçenin turizm gündemine damgasını vurmuştur.
Düşüncelerine ve Osmancık için düşündüklerine saygı duyduğum ve çoğu zaman aynı şeyleri düşünüyoruz diyebildiğim kalem sahibi arkadaşın derneğimiz ile ilgili bilgi eksikliği olduğunu düşünmekteyim.
Öncelikle Osmancık kültür turizm ve tanıtma derneği Osmancık belediyesinin maddi ve manevi destekleri ile kurulmamıştır.
Ancak hepimizin doğduğu ve doyduğu bu güzel vatan köşesine hizmet üretebilmek adına etkinlikler düzenleyen diğer sivil toplum örgütleri gibi Osmancık kültür turizm ve tanıtma derneği de belediye ile birlikte programlar gerçekleştirmiştir.
Bu birliktelikten belediyenin desteği ile kurulan dernek sonucunu çıkarmak eksik ve kirli bir bilgidir.
Ha keza derneğimiz Osmancık belediyesinin maddi ve manevi destekleri ile kurulmuş olsaydı, aynı amaca hizmet etmek adına bunu da gururla kamuoyu ile paylaşmamız mümkün olurdu.
Osmancık’tan Osmancık dışına gezi organizasyonu konusu ise derneğin tüzüğünde var olan ancak 2013 yılında her hangi bir etkinlik yapılmayan bir faaliyet alanıdır.
Gezmek ise bir sanattır. Gezmek vatanı sevmektir. Gezmek kültürel bir etkinliktir, geleceği okuyabilmektir ve dolayısı ile gezme arzusu bilgi, birikim ve kültür bağları ile ilgilidir. İşte bu sevda ile aradan geçen 20 yıl içerisinde bu cennet vatanın yetmişe yakın vilayetini gezdim. Çorum ilinde bu husustaki rekorunda şahsıma ait olduğunu düşünmekteyim.
İş bu sebeple hangi kurum, kuruluş ve örgüt olursa olsun ilçemizden özellikle Çanakkale, Karadeniz, Şanlıurfa, Kapadokya gibi kültürel değer ve yörelerimizi gezmek ve görmek için yapılan etkinlikler takdirle karşılanmalı mutlaka desteklenmeli ve değer bulmalıdır.
Bu bağlamda Osmancık’a turist gelsin, Osmancık’tan dışarı giden olmasın düşüncesi son derece ilkel ve güdük bir düşünce olup memleketin turizm mantığı ile bağdaşmaz. Zaten bu mantıkla herkes sizin gibi düşünürse memleketinize gezmek için gelen olmaz.
Turist kelimesi anlam olarak gitmek ve gelmek, gezmek ve görmek sözcüklerini içermektedir. Herhalde bu ifadeler konuyu daha da açıklığa kavuşturmaktadır.
 
*          *          *          * 
Sivil toplum örgütleri alanı ile ilgili görüş belirten, tavsiye eden ve sorunları dile getirerek gündem oluşturmaya çalışan sivil inisiyatiflerdir.
Yukarıda ifade edildiği ve sayın yazarında haklı olarak kaleme aldığı üzere Çorum Anitta otelde yapılan Tursab toplantısına davet edilirseniz katılır ve düşüncenizi dile getirirsiniz.
Her fırsatta olduğu gibi fikrinizi söyler ve bölgenizin turistik ve kültürel değerlerini savunursunuz. İşin eksik yönünü ifade eder, Alperen Koyunbaba, Akşemseddin Hazretleri, Osmanlı başbakanları Baltacı Mehmet Paşa, İmamzade Halil Paşa, Koca Nizamüddin Mehmet Paşa, Osmancık erenleri Salihler Dede, Küşdereci Dede ve daha pek çok değerinizi savunursunuz. Böyle bir organizasyon içerisinde Osmancık’ın dışarıda tutulmasının haksızlık olacağını ifade edersiniz. Bana ayrılan satırlar içerisinde bu kadar ifade yeter sanıyorum.
Evet; Sivil toplum örgütleri icra makamı değildir. İcra makamları devletin resmi organlarıdır. Netice de bu derneğin elinde sihirli değnekte yoktur. Eğer sizin elinizde bu konuda sihirli bir değnek varsa birlikte hareket ederek sorunu çözeriz. 
Derneğimizi sanki icra makamı gibi gösterip olumsuz bir kefeye koymak insafsızlıktan başka bir şey değildir. Derneğimizin ne iş yaptığı bellidir. Yaptıklarımız ise yapacaklarımızın teminatıdır.
Biz sizlerin Osmancık için yapmaya çalıştıklarına saygı duyuyor ve yeri geldiğinde de takdir ediyoruz. Ha keza siz Osmancık için ne yapmaya çalışıyorsanız bizde benzer faydalar için yoğun emek sarf ediyoruz.
Yeter ki birbirimizi iyi anlayıp kirli bilgilerle kamuoyunu yanıltmaya çalışmayalım. Bütün bu bilgiler ışığında biz buradayız. Eğer fikirlerimize, ürettiklerimize ve emeğimize saygı duyabiliyorsanız hoş geldiniz ve sefalar getirdiniz.
Sizlerinde niyetleri halis olursa Osmancık kazanacaktır. Her şeye rağmen hala halis ve duru düşünceler okunamıyor, anlaşılamıyor ve halen ısrarla olumsuz yorumlar yapılıyorsa algılama sorunu var demektir. Sonuçta umarım yetkililerden ses gelir ve her iki yazıda amacına ulaşır.