Geçtiğimiz gün bir dostumla birlik ve beraberlik üzerine konuşurken birbirimize dert yanıyorduk. Artık o kadar sıkılmış ve bunalmışız ki insanların şu çekememezlikilletinden... Ne yapabileceğimizi ve toplum olarak bu illetten nasıl kurtulabileceğimiz üzerine beyin fırtınası yapıyorduk. Derken nerden esti bilemiyorum ama ben ona bir şiirle,

Yiğidim hele anlatıver olup biteni
Sen dertli vatan dertli oturup ağlayalım
Ağlayıp sinelerimizi dağlayalım…

Diyerek takıldım. O da bana, hocam duygusala bağlamaya başladın. Bak ben sana içinde bulunduğumuz durumu bir fıkrayla anlatayım ve ne kadar zor bir iş üzerine konuştuğumuzu anla dedi.
Cehennem inceleme kurulu bir heyet oluşturmuş ve bu heyeti “gidin bakalım cehennemde işler nasıl yürüyor” inceleyin diye göndermiş. Komite toplanmış ve heyet başkanı eşliğinde cehennemde insanların yakıldığı çukurları gezmeye başlamış. Her şehrin günahkârları için ayrı bir çukur varmış. Her çukurun başında da zebaniler bekliyormuş. Heyet “bu zebaniler niye burada bekliyor” diye sormuş. “Çukurda yananların kaçmasını engellemek için” diye cevap vermişler. Heyet izlemeye başlamış ve bakmışlar ki hakikaten öyle.Çukurdan kaçmaya yeltenen olursa zebaniler çıkmaya çalışanları yukardan tepikliyor ve geri çukura atıyormuş. Heyet başkanı işleyişi çok beğenmiş cehennem personelini tebrik ettikten sonra tam ayrılacakken bir başka bir çukur dikkatini çekmiş. “Şu karşıdaki çukur kullanılmıyor mu neden başında hiç zebani yok” diye sormuş. Cehennem amiri de“efendim o çukurdakilerin farklı bir yapısı var. Yananlardan biri kaçmaya yeltenince bizim zebanilere gerek kalmadan diğerleri paçasından aşağı zaten çekiyor o sebeple başlarına zebani koymadık demiş.
Anlayacağınız dostlar. İri olmak ve diri olmak istiyorsak bir olmalıyız. Birlik olmadan dirilik olmaz…
Tekrar görüşünceye dek hepinize saygılar sunarım…