Hoş sohbet, keyifli, neşeli insanlar için "konuşurken ağzından bal damlıyor" deriz...
Söylediği sözlerle insanları mutlu eder, huzurlu kılar... Güzele ve iyiye yönlendirir. Konuşurken sakindir ve esprilidir. 
İşte o zaman "Ağzından bal damlıyor" deriz.
Çok düşündüm, taşındım bulamadım. Tam karşılığını yerine koyamadım. En iyisi size sorayım, siz yanıtlayın.
Her gün değişik illerde bağıra bağıra konuşan Cumhurbaşkanı adayı, geleceğin devlet başkanı, bugünün başbakanının ağzından ne damlıyor?
Selahattin Demirtaş'a "Sen Zaza’sın" diyor.
Kemal Kılıçdaroğlu'na "Alevi"...
Ekmeleddin İhsanoğlu'na "Mısırlı"...
Devlet Bahçeli'ye "Ağzından salyalar akıyordu" diyor.
Kimileri "Başbakan ipin ucunu kaçırdı" diyor. Neyi, nasıl kaçırdığını tartışacak değilim. Ancak tespitlerimizi yapalım ve yazımızı sürdürelim, soralım:
- Ey başbakan sen kafatasçı mısın?
Herkesin mezhebini, ırkını, rengini, dilini, inancını diline dolayıp, ağzını doldura doldura insanlara hakaret yetkisini nereden buluyorsun?
İnsanların Alevi olması, Zaza olması, bir başka ülkede doğan Türk olması kusur olarak başa kakılır mı? Yaptığınızı ülkemizde en cahil insanlarımız dahi yapmazken, kendisine inanmış milyonlarca insana, insanları ayrıştırıcı, kamplaştırıcı bir dil kullanılabilir mi?
Seçimi bu dili kullanarak kazanmayı hedefleyen bir başbakan oturacağı yeni koltukta yurttaşlara karşı ayrımsız davranabilir mi?
Cumhurbaşkanı adayı gibi değil, herkesi fişleyen ve herkesin geçmişi, kökü, mezhebi ile uğraşan bir siyasi polis şefi gibi davranıyor.
Hani bir söz vardır, kullanılır, "Açtırma kutuyu söyletme kötüyü" derler.
Daha seçilmeden kullanılan bu ayrıştırıcı dilin sahibi makama oturduğunda o koltuktan aldığı güçle insanlara "Alevi", "Zaza", "Kürt", "Türk" diye yaklaştığında bir ulus devleti yaratmış Mustafa Kemal Atatürk, "Bizim oturduğumuz makamlara bu kafa mı oturacaktı, yazıklar olsun milletime. Bunu da mı hissedecektim" der mi bilemem ama kemiklerinin sızlayacağına bahse girerim.
***
Son konuşmasında Ekmeleddin İhsanoğlu için, "Süleymaniye’de bayram namazı değil Ekmel, Süleymaniye’de bayram sabahı. Hale bak ya, pot üstüne pot kırıyor. Kılavuzu karga olanın nokta nokta...” diyor.
"Kılavuzu karga olanının nokta nokta" diyor...
Buldum yahu... Söyleyeceğim, aynen onun üslubuyla...
Başbakanın ağzından "nokta nokta" damlıyor.