En son kimden ayrıldınız? Kime hoşça kal dediniz…?
Gidiyordu. Sarılamadım. Kokusunu duydum ama gözlerine bakamadım. Yabancıydık. İki millet kadar uzaktık birbirimize. Hayatlarımızı bilmiyorduk, hayallerimizi. Kal demeye hakkım yoktu. Ben de sustum…
Zor geliyor bazen yüzüne bile bakamamak. Düşünceler zor geliyor. Sorular çok zor… Gidince ben neyi özleyeceğim? Hangi şehri kıskanırım acaba? Ankara’yı mı, İstanbul’u mu? Yoksa daha sıcak bir yeri mi? En sevdiğim rengi değiştirmiştim gözlerindeki ışığı görünce. Şimdi en sevdiğim rengi bir daha göremeyeceğim. Hiç düşündünüz mü bir kızın ne kadar ağlayabileceğini. En sevdikleri öldüğünde bile donuk halde, güçlü duran bir kız ne kadar ağlar? Düşünmeyin…
Benim her şey için kafamda yarattığım duvarlarım var. Gurur mu dersiniz yoksa aptallık mı bilemem. Ama ruhunuzun dik durmasının ihtişamını bir kere görünce o duvarları yıkmaktan vazgeçiyorsunuz. Çünkü o duvarlar sizin ruhunuzun dayanağı. Dalga dalga büyüyen yalnızlığınız da o duvarların arasında yaşayan, uçmayı unutmuş, kanadı kırık kuş…
Güldüğünde duvarlarım titriyor, ruhuma bir ağrı giriyor. Eminim göremesem de gidişini, gülerek gidecek bu şehirden. Öyle olması gerekecek. Ağlamaz o, erkek adamdır. Oralarda çalışırken sürekli sinirlenecek. Hızlı sinirlenir, çabuk vazgeçer. Ama işte gerçek hayat. Sinirlendiğinde elindekini kırsa da eğer gururuna dokunmazlarsa hırsla çalışır. Sigarasının yanında çayı varsa gözleri parlar. Çabuk arkadaş edinir, sıcakkanlıdır o. Güvenilirdir. Yalan söyler mi bilmiyorum. Bana söylemişti. Ama ben arkadaşı değildim. Ben hiç kimseydim. Sevdiğini… işte bunu bilmiyorum sevdiği zaman ne yapar? Acaba sever mi oralarda birini? Elini tutar mı onun?
Neyse ne gidiyor zaten. Ne kadar çok soru olsa da içimde kalması gerekecek. Ayrılık acısı dinecek. Dinmek zorunda. Anladım. Geç oldu fazlasıyla. Sevgim de büyümekten vazgeçecek. Belki o en sevdiklerim gibi ölür aşkım. Gülüşünü görmeyeceğim için ruhum ağrımayacak. Kalbim teklemez artık. Küçük krizler biter. O dizlerimi titreten her şey gidiyor nasılsa. Benim da hastalığım diner. Ama keşke sarılsaydım son defa. Güle güle deseydim. Diyemem. O zaman dayanamam. Ruhumun ızdırabına kalbimin hızına dayanamam.
Diyecek bir şey kalmadı. Kuru bir hoşça kal dışında… Uzaktan…