Tarım ve Orman Bakanlığı, gıda güvenliğinde kritik bir adım atarak gıdalarda doğal olarak bulunabilen "bitki toksinleri" için yeni denetim ve analiz kurallarını belirledi. Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren "Türk Gıda Kodeksi Gıdalardaki Bitki Toksinleri Seviyelerinin Resmi Kontrolü İçin Numune Alma ve Analiz Metodu Kriterleri Tebliği" ile birlikte, üreticiden sofraya uzanan süreçte daha sıkı bir kontrol mekanizması hayata geçiriliyor. Avrupa Birliği (AB) mevzuatıyla uyumlu hale getirilen bu yeni kurallar, özellikle bitkisel ürünlerdeki gizli tehlikelere karşı halk sağlığını korumayı amaçlıyor.
Yeni tebliğ, gıdalardaki bitki toksinlerinin seviyelerinin resmi kontrolleri için numunelerin nasıl alınacağını, hangi metotlarla analiz edileceğini ve bu analizlerin hangi kriterlere uyması gerektiğini net bir şekilde tanımlıyor. Bu kapsamda analiz yapan kurum ve kuruluşların, belirlenen yeni standartlara uyum sağlaması için 31 Aralık 2025'e kadar süre tanındı. Bu adım, Türkiye'nin gıda güvenliği standartlarını uluslararası seviyeye taşıma ve tüketicileri daha etkin bir şekilde koruma hedefinin önemli bir parçası olarak görülüyor.
Bitki Toksini Nedir ve Hangi Gıdalarda Bulunur?
Bitki toksinleri, bitkilerin kendilerini zararlılardan, böceklerden veya hastalıklardan korumak için doğal olarak ürettikleri kimyasal bileşiklerdir. Bu toksinler, hasat sırasında veya sonrasında, tarladaki yabancı otların karışmasıyla ya da uygun olmayan saklama koşulları nedeniyle gıdalara bulaşabilir. İnsan sağlığı için zararlı olabilen bu maddeler, özellikle tahıllar, baklagiller, baharatlar, bitki çayları ve bu ürünlerden yapılan gıdalarda (un, ekmek, bebek mamaları vb.) bulunabilir. Örneğin, "pirolizidin alkaloidleri" gibi bazı toksinler karaciğere zarar verebilirken, "tropan alkaloidleri" sinir sistemini etkileyebilmektedir.
Yeni düzenleme, bu görünmez tehlikelere karşı somut adımlar atılmasını sağlıyor. Belirlenen yeni analiz metotları, bu toksinlerin gıdalardaki çok düşük miktarlarını bile tespit edebilecek hassasiyete sahip olacak. Tebliğde, farklı gıda kategorileri için (örneğin parçacık boyutuna göre) numune alma yöntemlerinin nasıl belirleneceği de detaylandırılıyor. Bu sayede, denetimlerin daha adil, tutarlı ve bilimsel bir temelde yapılması hedefleniyor.
Yeni Tebliğ Ne Getiriyor? Uyum Süreci ve Önemli Tarihler
Avrupa Birliği mevzuatına uyum çerçevesinde hazırlanan bu tebliğ, gıda işletmeleri ve denetim laboratuvarları için yeni bir yol haritası sunuyor. Düzenlemenin en önemli noktalarından biri, resmi kontrolleri gerçekleştirecek kurum ve kuruluşlar için belirlenen uyum takvimidir. Halihazırda faaliyet gösteren ve bu alanda analiz yapan tüm kurumların, 31 Aralık 2025 tarihine kadar yeni tebliğde belirtilen numune alma ve analiz kriterlerine tam uyum sağlaması zorunlu hale getirildi. Bu süreç, laboratuvarların ekipmanlarını, metotlarını ve personel yetkinliklerini yeni standartlara göre güncellemelerini gerektirecek.
Bununla birlikte, tebliğde bir geçiş süreci de öngörülüyor. Mevcut analiz yöntemlerinin, yeni tebliğde belirtilen tüm özel gereksinimleri tam olarak karşılamasa bile, 1 Temmuz 2028 tarihine kadar kullanılabilmesine imkan tanındı. Bu esneklik, sektörün yeni düzenlemeye adaptasyon sürecini kolaylaştırmayı amaçlıyor. Ancak nihai hedef, 2028'den itibaren tüm analizlerin en güncel ve güvenilir metotlarla yapılarak tüketici sağlığının en üst düzeyde korunmasıdır. Bu tarihler, gıda sektöründeki tüm paydaşların hazırlıklarını planlaması açısından kritik önem taşıyor.