Toplumsal olaylara duyarlılığı ile bilinen oyuncu Cem Yiğit Üzümoğlu ve 20 aktivist hakkında, 2 Nisan'da sosyal medya üzerinden ülke genelindeki tüm ticari faaliyetlerin durdurulmasına yönelik yaptıkları 'boykot' çağrıları nedeniyle başlatılan soruşturma iddianameyle sonuçlandı. Başsavcılık, bu çağrıların sadece bir protesto olmadığını, halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiğini ve ülke ekonomisini sekteye uğratma amacı taşıdığını öne sürdü.
İddianamenin Perde Arkası: 'Set Basalım' Mesajları ve Boykot Çağrısı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, soruşturmanın İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve bazı ilçe belediyelerine yönelik yürütülen soruşturmalara tepki olarak sosyal medyada başlatılan boykot ve ticari faaliyetleri durdurma çağrıları üzerine başladığı belirtildi. Savcılık, şüphelilerin paylaşımlarının toplumun birlik ve beraberlik değerlerine aykırı olduğunu, farklı sosyal sınıflar arasında kin ve düşmanlığı körüklediğini iddia etti. Yapılan paylaşımların "ayrıştırıcı ve nefrete yönlendirici" olduğu, kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlike oluşturduğu vurgulandı.
İddianamenin en çarpıcı bölümünü ise Cem Yiğit Üzümoğlu'nun cep telefonu incelemesinden elde edildiği öne sürülen mesajlar oluşturdu. Üzümoğlu'nun, çok sayıda üyesi bulunan 'Oyuncular Sendikası' isimli bir mesajlaşma grubunda, "Teşkilat setinin nerede olduğunu öğreniyorum, basalım mı?", "Set durduralım", "Ben bugün lokasyonlarını öğrendim set basmak için" şeklinde mesajlar attığı iddia edildi. Bu mesajların, TRT'de yayınlanan 'Teşkilat' dizisindeki bir oyuncunun işine son verilmesinin hemen ardından paylaşılması, savcılık tarafından "ayrıştırıcı ve şiddetli nefrete yönlendirici eylem" olarak nitelendirildi.
Cem Yiğit Üzümoğlu ve Diğer 20 Kişiye Hangi Suçlamalar Yöneltiliyor?
İddianamede, Cem Yiğit Üzümoğlu ile birlikte toplam 21 şüphelinin eylemleri detaylı bir şekilde ele alındı. Savcılık, şüphelilerin 2 Nisan'da yaptıkları genel boykot çağrılarının, kişilerin olağan ekonomik faaliyetlerini engelleme kastı taşıdığını ileri sürdü. Şüphelilerin siyasi ve sosyal gerekçelerle hareket ederek ülke ekonomisine zarar vermeyi amaçladıkları ve toplumsal nefreti körükledikleri iddia edildi.
Bu doğrultuda, aralarında Aslı Yirsutimur, Deniz Bulutsuz, Zeynep Ocak ve Sertaç Doğanay gibi isimlerin de bulunduğu 21 şüphelinin iki ayrı suçtan cezalandırılması talep edildi. Şüphelilere, "Kişiler arasında ayrımcılık yaparak bir kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını engelleme" ve "Basın ve yayın yoluyla halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme" suçlamaları yöneltildi. Savcılık, her bir şüpheli için toplamda ayrı ayrı 2 yıl 6 aydan 7 yıl 6 aya kadar hapis cezası istedi.
Dava Süreci Nasıl İşleyecek? Şüphelileri Ne Bekliyor?
Hazırlanan iddianame, değerlendirilmek üzere yetkili Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Mahkemenin iddianameyi kabul etmesi halinde, Cem Yiğit Üzümoğlu ve diğer 20 şüpheli önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkacak. Dava sürecinde, savcılığın sunduğu deliller, özellikle mesajlaşma kayıtları ve sosyal medya paylaşımları, yargılamanın seyrinde belirleyici olacak.
Şüphelilerin avukatlarının ise bu çağrıların ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ve herhangi bir suç kastı taşımadığını savunması bekleniyor. Kamuoyu tarafından yakından takip edilecek olan bu dava, Türkiye'de ifade özgürlüğü, sosyal medya aktivizmi ve sivil itaatsizlik eylemlerinin hukuki sınırları konusunda emsal bir karar ortaya çıkarabilir. Mahkemenin vereceği karar, hem sanat dünyası hem de sosyal medya kullanıcıları için önemli sonuçlar doğuracak.