Eski Fox TV sunucusu ve eski asker Pete Hegseth, ABD Başkanı Donald Trump tarafından aday gösterildiği Savunma Bakanlığı görevine Senato’nun 51’e karşı 50 oyla onayıyla atandı. Ancak, Hegseth’in geçmişindeki tartışmalar gündemdeki yerini koruyor.
Senato’daki Oylama Kıl Payı Sonuçlandı
ABD Senatosu’nda gerçekleştirilen oylamada, Cumhuriyetçilerin 53 sandalyeyle çoğunlukta olduğu mecliste Hegseth, 50 “hayır” oyuna karşı 51 “evet” oyu alarak Savunma Bakanı oldu. Oylamanın 50-50 eşitlikle sonuçlanmasının ardından, Başkan Yardımcısı JD Vance'in Hegseth lehine verdiği oy, atamayı kesinleştirdi.
Cumhuriyetçi senatörlerden Lisa Murkowski (Alaska), Susan Collins (Maine) ve Mitch McConnell (Kentucky) gibi isimlerin “hayır” oyu kullandığı oylama, Cumhuriyetçi Parti içinde de fikir ayrılıklarını gözler önüne serdi.
Trump Kabinesinde Onaylanan Üçüncü İsim
Hegseth, Senato tarafından onaylanan üçüncü Trump kabinesi üyesi oldu. Daha önce Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve CIA Direktörü John Ratcliffe, Senato’nun onayını almıştı.
Tartışmalı Geçmiş ve Ciddi İddialar
Pete Hegseth’in Savunma Bakanı olarak atanması, geçmişinde yer alan tartışmalı olaylar nedeniyle kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Hegseth’in hakkında öne çıkan iddialar şunlar:
Cinsel saldırı iddiası: 2017 yılında bir kadına cinsel saldırıda bulunduğu iddia edilen Hegseth, olayın “rızaya dayalı” olduğunu savundu. Ancak Senato’daki açıklamasında, kadına 50 bin dolar ödediğini itiraf etti.
Alkol ve nefret söylemleri: 2015 yılında bir gaziler etkinliğinde sarhoşken “Tüm Müslümanları öldürün” şeklinde bağırdığı öne sürüldü. Ayrıca, Hegseth’in işe alkollü gitmesi nedeniyle disiplin cezaları aldığı iddia edildi.
Tepkilere Rağmen Atandı
Hegseth’in pozisyona uygunluğu hakkındaki tartışmalar devam ederken, Cumhuriyetçi senatörlerin desteğiyle bakanlık koltuğuna oturdu. Demokrat Parti ise bu atamaya sert tepki göstererek, geçmişteki iddiaların ciddiyetle araştırılmadığını savundu.
Kamuoyu ve Siyasi Yankılar
Hegseth’in atanması ABD kamuoyunda ikiye bölünmüş bir tepkiyle karşılandı. Destekçileri onun asker geçmişini ve savunma politikalarındaki sert tavrını öne çıkarırken, muhalifler geçmişindeki iddialar ve nefret söylemleri nedeniyle bu göreve uygun olmadığını savundu.