Çorum Kaleli Vakfı’nda Miraç Kandili münasebetiyle bir program düzenlendi. 

Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kaşif Hamdi Okur’un konuşmacı olarak yer aldığı konferans ile Çorum’un seçkin mevlithanları tarafından icra edilen Kuran-ı Kerim-dua-naat ve ilahilerin yer aldığı Tasavvuf Musikisi Programı; Kaleli Vakfı Başkanı Selahattin Kaleli ve davetlilerin katılımları ile manevi bir atmosfer içerisinde gerçekleştirildi.

RAMAZAN'A KAÇ GÜN KALDI? 2025 Ramazan ayı ne zaman başlıyor? İlk sahur ve oruç tarihi belli oldu RAMAZAN'A KAÇ GÜN KALDI? 2025 Ramazan ayı ne zaman başlıyor? İlk sahur ve oruç tarihi belli oldu

Çorum Ulu Camii Müezzini İlhami Kurt tarafından kıraat olunan Kur’an-ı Kerim ile başlayan programın açış konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen Kaleli Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Vakıf Müdürü İsmail Tuncel, davetlilere ve sosyal medya hesabı üzerinden de canlı yayınla izleyicilere hitaben bir konuşma yaptı.

Tuncel, konuşmasında, “Yüce Allah (c.c.) mü’minun suresi 115. ayeti kerimede şöyle buyurmaktadır: “Bizim, sizi boş yere yarattığımızı ve sizin bize geri döndürülmeyeceğinizi mi zannediyorsunuz?” diyerek, bu bağlamda Kuran-ı Kerim’den örnekler vererek; Cenab-ı Hakk’ın ölüm ve hayatı imtihan için yarattığını ve insanların ve cinlerin de ancak Allah’a ibadet etmek amacıyla yarattığını vurguladı.

Tuncel, Ziya Paşa’nın “Odun yanar kül olur, insan yanar kul olur” veciz sözünü hatırlatarak, milli ve manevi duyguların doruğa çıktığı bu özel gecelerin birlik ve beraberliğimize vesile olması temennisi ve Cenab-ı Hakk’ın peygamberimize ilahi ihsanı olan miraç mucizesi üzerinde çok düşünülmesi gerektiğini, Yüce Allah’a sevgi ve saygı ile peygamberimize bağlılığı noktasında insanın kendisini yeniden gözden geçirmesi ve değerlendirmesi gerektiğini vurguladı.
Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kaşif Hamdi Okur ise, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“İçinde bulunduğumuz Recep Ayı, Ramazan ayına bizleri ulaştıran yolun ilk durağını teşkil etmektedir. Bundan dolayı bazı ilim ve irfan ehli Recep ayını tohumun ekildiği; Şaban ayını sulandığı; Ramazan ayını ise hasadın gerçekleştiği bir zaman dilimi olarak nitelemektedirler. Diğer bir benzetme şekli de Recep ayında ağacın yaprak açtığı; Şaban Ayında meyvenin çiçeklendiği; Ramazan ayında ise olgunlaşan meyvenin toplandığı şeklindedir. Regaib ve Miraç gecelerinde Hz. Peygamber’i ve insanlığa tebliğ ettiği esasları anlamaya çalışmak, bunlara ilişkin bazı bilgileri okuyup, öğrenip yakınlarımızla paylaşma gayreti içerisinde olmak son derece isabetli olacaktır. Şaban ayı, Berat gecesi ise artık ramazanın yaklaşmaya başladığı, ibadetin yoğunlaştığı bir zaman dilimidir. Kişinin kendisini hesaba çekmesi, manevi açıdan eksikliklerini tespit edip düzeltme yoluna girmesi, bu uğurda iradesini kullanıp kendisine söz vermesi ve sözüne sahip çıkması, bu mübarek zaman diliminde yapılacak en hayırlı ibadet olacaktır. 

Miraç kandili de bu kutlu zaman süreci içerisinde yer alan önemli bir duraktır. Bu gecenin manasını idrak edebilmek için, Hz. Peygamber’in neden böyle bir mucizeyle onurlandırıldığını ve desteklendiğini anlayabilmek için, Miraca kadar uzanan sürecin çok iyi bilinmesi gerekmektedir. Cenabı Hakkın son elçisi Mekke’de on yıl boyunca insanları Allah’ın emirlerine uymaya, onun son mesajına inanmaya çağırdı. Bu süre içerisinde istihza, alay, hakaret, tartaklanma gibi türlü çeşit sıkıntılara maruz kaldı. Son aşamada kendisine inanan bir avuç insanla beraber Mekke’nin kenar mahallelerinden birinde üç yıl açlık ve sefalet içerisinde kuşatma altında tutuldu. Bu arada önce kendisini küçüklüğünden beri bir baba şefkati ile seven ve koruyan, üzerine kol kanat geren amcası Ebu Talib’i, ardından da mutlulukları ve hüzünleri beraberce paylaştığı kendisine her zaman destek olan hayat arkadaşı Hz. Hatice’yi kaybetti. Bütün bunlar azmini kırmadı. Yanına evlatlığı Zeyd’i alarak bir ümit ışığı yakalayabilmek amacıyla Taif’e gitti. Hedefi Taiflileri ikna ederek Mekke’de bulamadığı desteği burada temin edebilmekti. Gel gör ki Taifliler ona inanmadıkları gibi, alay ettiler, hatta ayaktakımını kışkırtarak taşa tutturdular. Hz. Peygamber karşılaştığı bunca eziyete rağmen, kendisini taşa tutan serseri güruhu için dua etti. Yüce Allah’tan onların soyundan yalnız Allah’a ibadet eden, ona hiç bir şeyi ortak koşmayan bir nesil çıkartmasını niyaz etti. En sıkıntılı zamanında gördüğü bunca eziyete rağmen alicenaplığını göstermiş, kendisini taşlayanların ıslahını istemek suretiyle âlemlere rahmet olduğunu ortaya koymuştur. İşte Miraç mucizesi Hz. Muhammed’e bu olayların ardından hem bir teselli kaynağı olmuş hem de artık Hicretle birlikte yeni bir sayfanın açılacağının habercisi olarak kabul edilmiştir. Böylece insanın ulaşabileceği en yüce makama kadar yükselen efendimiz orada kalmamış, görevinin tamamlamak üzere ümmetinin arasında geri dönmüştür. Bu bakımdan Miraç gecesini gereği gibi değerlendirebilmek için bu sürecin çok iyi bilinmesi ve anlaşılması gerekmektedir. Bu açıdan, dikkat çektiğimiz bilince sahip olarak Miraç ve Berat gecelerini gereği gibi idrak etmek suretiyle Ramazan’a hazırlanmanın gayreti içerisinde olalım.”

Çorum’un seçkin mevlithanları ve musiki üstadları Hasan Çakmak, İlhami Kurt, Muammer Özcan, Ebubekir Atalay ile devam eden programda; Tilavet olunan Kur’an-ı Kerim-ilahi-naat ve kasideler eşliğinde oluşan manevi atmosfer ve coşku, dinleyenleri adeta mest etti. 
Miraç Gecesi özel duası ise Emekli Din Görevlisi Ömer Kazancı tarafından yapılarak Peygamberimizin mübarek ruh-i şerifleri ile Kaleli Vakfını kuran, hizmet eden, maddi ve manevi katkılarda bulunanlar ile ahirete irtihal edenlerin de ruhları şad edilerek, vatanımız ve milletimizin huzuru için hep birlikte semaya açılan ellerle niyazlarda bulunuldu.