Bilim insanlarının yıllardır uyardığı iklim krizi senaryoları, korkulandan çok daha erken bir şekilde gerçeğe dönüştü. Avrupa, tarihinin en sıcak Haziran aylarından birini yaşarken, 2050 yılı için yapılan sıcaklık tahminleri İspanya ve Fransa gibi ülkelerde şimdiden aşıldı. Avrupa Birliği'ne (AB) bağlı Copernicus İklim Değişikliği Servisi'nin verilerine göre, Haziran 2025'te kıta genelindeki sıcaklıklar uzun yıllar ortalamasının 1,10 derece üzerine çıkarak rekor seviyelere ulaştı. Türkiye'nin de içinde bulunduğu Akdeniz havzası, şiddeti ve süresi giderek artan sıcak hava dalgalarının etkisi altına girerken, uzmanlar "acil durum" uyarısı yapıyor.
Yaklaşık on yıl önce Dünya Meteoroloji Örgütü'nün (WMO) 2050 yılı için öngördüğü apokaliptik sıcaklık haritaları, bugün Avrupa'nın gerçeği oldu. O dönem bir varsayım olarak görülen senaryoların bu kadar kısa sürede hayata geçmesi, iklim değişikliğinin hızının ne denli endişe verici boyutlara ulaştığını gözler önüne seriyor. Örneğin, 2050'de İspanya'nın Huelva kenti için 43 derece sıcaklık beklenirken, bu yıl Haziran'da termometreler 46 dereceyi gösterdi. Benzer şekilde Fransa'nın birçok kenti için öngörülen rekor sıcaklıklar da 25 yıl erken geldi.
Fransa Kırmızı Alarmda, Türkiye Yeni Sıcak Hava Dalgasının Pençesinde
Sıcak hava dalgasının en yıkıcı etkilerinin görüldüğü ülkelerin başında Fransa geliyor. Haziran sonundan bu yana ülkeyi etkisi altına alan aşırı sıcaklar nedeniyle Fransız meteoroloji kurumu Meteo France, 16 vilayette en üst seviye olan "kırmızı alarm", 68 vilayette ise "turuncu alarm" ilan etti. Ülke genelinde sıcaklıkların 40 derecenin üzerine çıktığı, gece saatlerinde dahi 20 derecenin altına inmediği ve en az iki kişinin bu nedenle hayatını kaybettiği bildirildi. Bu durum, günlük yaşamı felç ederken, sağlık sistemleri üzerinde de ciddi bir baskı oluşturuyor.
Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi'nden Prof. Dr. Murat Türkeş, durumun Türkiye için de farklı olmadığını vurguluyor. Türkiye'nin yaklaşık iki hafta önce yeni ve güçlü bir sıcak hava dalgasının etkisine girdiğini belirten Türkeş, bu dalgaların artık daha uzun sürdüğünü ve daha şiddetli yaşandığını ifade ediyor. Küresel ısınmada kritik eşik olarak kabul edilen sanayi öncesi döneme göre +1,5 derecelik ısınma sınırının artık neredeyse her ay aşıldığı bir normale dönüştüğünü söyleyen Türkeş, "Yaklaşık 30 yıl önce 2050 için yapılan öngörüler, bugünden yaşanır hale geldi," diyerek durumun ciddiyetine dikkat çekiyor.
Denizler de Kaynıyor: Orman Yangınları ve Sağlık İçin Büyük Tehdit
Sıcak hava dalgalarının tehlikesi sadece karasal sıcaklıklarla sınırlı kalmıyor. Deniz suyu sıcaklıklarındaki artış, tehlikeyi daha da büyütüyor. Prof. Dr. Türkeş, Akdeniz ve çevresindeki deniz suyu sıcaklıklarının normalin 2 ila 5 derece üzerine çıktığını ve bunun "denizel sıcak hava dalgaları" yaratarak karadaki sıcaklıkları daha kalıcı hale getirdiğini belirtiyor. Isınan denizler, bir yandan buharlaşmayı artırarak kuraklığı tetiklerken, diğer yandan ekosistemleri altüst ediyor. Bu durum, uzun vadede tarımsal verim kaybından su kıtlığına kadar birçok sorunu beraberinde getirme potansiyeli taşıyor.
Artan sıcaklık ve kuruyan hava, orman yangınları için de en elverişli ortamı yaratıyor. Uzmanlar, Avrupa'nın güneyi, ABD ve Türkiye'nin yaz ayları boyunca yüksek orman yangını riski altında olduğu uyarısını yapıyor. Özellikle nem oranının düştüğü ve rüzgarın etkili olduğu günlerde küçücük bir kıvılcımın bile büyük bir felakete yol açabileceği belirtiliyor. Yetkililer, vatandaşları anız yakmama ve ormanlık alanlarda ateşle yaklaşmama konusunda sürekli uyarırken, sağlık otoriteleri de sıcaklara karşı alınması gereken önlemleri sıralıyor. Özellikle yaşlılar, çocuklar, hamileler ve kronik rahatsızlığı olanların, riskin en yüksek olduğu 11:00-17:00 saatleri arasında kesinlikle dışarı çıkmaması, bol su tüketmesi ve açık renkli, hafif giysiler tercih etmesi hayati önem taşıyor.