Türkiye'nin en büyük otel facialarından biri olan ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Grand Kartal Otel yangını davasında yedinci gün, tansiyonun zirveye tırmandığı anlara sahne oldu. Duruşmada izletilen güvenlik kamerası kayıtlarında, otel genel müdürünün yangın anında sadece kendi ailesini kurtardığının görülmesi üzerine, mağdur yakınları "Katilsiniz!" diyerek isyan etti.

Kamera Kayıtları Mahkemeye Damga Vurdu

Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, müşteki avukatının talebiyle otelin 7. katına ait güvenlik kamera kayıtları izlendi. Görüntülerde, tutuklu sanık ve otelin genel müdürü olan Emir Aras'ın odasından çıkıp yangını fark ettiği, ancak diğer odaların kapısını çalmak yerine kendi odasına dönerek eşi ve çocuklarını alıp eşyalarıyla birlikte yaklaşık bir dakika içinde koridordan uzaklaştığı anlar yer aldı.

"Yan Odadakileri Bile Uyandırmadınız"

Aras çiftinin kaçarken diğer odaların kapılarını çalmaması ve kimseyi uyarmaması, salondaki mağdur ailelerini ayağa kaldırdı. Yangında 15 yaşındaki oğlu Eren Bağcı'yı kaybeden Gözde Ezgi Çilingir Bağcı, "Otel yönetimi otelden çıkarken, yan odadakileri bile uyandırmamıştır. Bu nasıl bir caniliktir anlamak mümkün değil" dedi. Bilirkişi raporlarına atıfta bulunan Bağcı, "30-40 yıldır oteldeki sirenler çalmamıştır çünkü kablosu yoktur. Yangın alarm paneli kayıptır" diyerek ihmaller zincirini gözler önüne serdi.

"Kızımın İs Kokan Ayakkabılarını Kokluyorum"

Duruşma boyunca mağdur ailelerinin feryatları ve yaşadıkları travmalar anlatıldı. Yangında eşi Ceren Yaman Doğan ve kızı Lalin Doğan’ı kaybeden Rıfat Doğan'ın sözleri yürekleri dağladı. Doğan, "O is kokusunun gitmesini istemiyorum. Kızımın odadan çıkan ayakkabılarını yatmadan önce kokluyorum. Onları buz gibi toprağa koyduk. Bu acı benden kanser olarak çıktı. 2 aydır sizin yüzünüzden kanserle boğuşuyorum" dedi. Doğan ayrıca, bir sanık yakını tarafından tehdit edildiğini belirterek, ailesinin başına bir şey gelirse kimden bilinmesi gerektiğine dair şerh düşülmesini istedi.

"Bu Bir Katliamdır, Sorumlular Yargılansın"

Acılı aileler ve avukatları, olayın sadece bir ihmal değil, "organize bir kötülük" ve "katliam" olduğunu savundu. Yangında babasını ve iki kardeşini kaybeden Pelin Türkmen, "2025 yılındayız Sayın Hakim, en son böyle yangını 1955 yılında gördük. Böyle ölünür mü?" diyerek isyan etti. Avukatlar, sorumluluğun sadece otel yönetimiyle sınırlı olmadığını, denetim görevini yapmayan Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkililerinin de sanık sandalyesine oturması gerektiğini vurguladı.

Mansur Yavaş'ın talimatıyla incelendi: Aziz İhsan Aktaş 15 yılda 594 kamu ihalesi aldı
Mansur Yavaş'ın talimatıyla incelendi: Aziz İhsan Aktaş 15 yılda 594 kamu ihalesi aldı
İçeriği Görüntüle

"Adalet Annemi Getirmeyecek Ama Canının Kıymetli Olduğunu Göreceğim"

Avukat Büşra Doğan, yangında annesini ve kardeşini yitiren Eylül Turan'ın mahkemeye gönderdiği mektubu okudu: "Biliyorum ki adalet annemi ve kardeşimi getirmeyecek ama en azından verilen kararla bu ülkede onların canının kıymetli olduğunu göreceğim. Elinizi sadece kanuna değil, vicdanınıza da koyarak karar vermenizi diliyorum." Duruşma, diğer mağdur ailelerinin beyanlarıyla devam ediyor.

Muhabir: Haber Merkezi