CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, önümüzdeki yerel seçimlerin öylesine basit ve sıradan bir seçim olmadığını belirterek, “CHP olarak bu seçimlere basit bir belediye başkanlığı seçimi olarak bakmıyoruz. Bu seçimlere Türkiye'nin kaderinin değişeceği bir seçim olarak bakıyoruz” dedi.
Türkiye’nin geleceğini yakından ilgilendiren yerel seçimlere halkın istediği adaylarla katılacaklarını özellikle vurgulayan Gökhan Günaydın, “buradan bir kez daha belirteyim ki bu seçimlerde halk kimi isterse onu aday göstereceğiz. Bu yüzden CHP’den aday olmak isteyenlere tavsiyem şudur. Parti genel merkezinden çok halka yakın olsunlar” dedi.
CHP Merkez İlçe Başkanlığı tarafından ‘sosyal demokrat belediyecilik’ adı altında düzenlenen Merkez İlçe Danışma Toplantısına katılmak üzere Çorum’a gelen CHP’nin yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcısı Gökhan Günaydın, burada yaptığı konuşmada yaklaşan yerel seçimlere değinerek, AKP Hükümetine yüklendi.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin 90 yıllık bir parti olduğunu kaydeden Günaydın, “Bu ülkeyi işgalcilerden kurtarmak için, emperyalizme karşı savaşmak için kurulmuş bir parti. Aynı sorumluluk bir kez daha omuzlarımızda” dedi.
Bugün hiç kimseyi ayırabilecek bir durumda olmadıklarını ifade eden Günaydın, konuşmasına şu şekilde devam etti:
‘CAMİ DE BİZİM, CEMEVİ DE
“Bu ülkenin 77 milyon insanını eşit görürüz biz. Her türlü ayrımı özenle reddederiz. CHP, ‘cami de benim, Cemevi de benim’ diyenlerin partisidir. Kutsallara karşı eşit mesafede olan bir partidir. Vatandaşı camiye gidenler, Cemevi’ne gidenler diye ayırmaz. ‘Kim nereye giderse gitsin o onun özgünlüğüdür’ der.
Ülkemiz 1950 yılından buyana koalisyon hükümetleri saymazsak sağ iktidarlarla muhatap. Bir yerleri yok saymak, bir yerleri kutsamak insan olana yakışmaz. Bu ülke 1950 yılına sıfır borçla ve kasası altın dolu bir hazine ile devredildi. 2002 yılına kadar yapılan dış borcu AKP hükümeti 11 yılda tam 2.5 katına çıkardı. AKP’nin ekonomik başarısını arayanlara bu rakamları verebiliriz.
Ülkemizin dış ticaret açığı yıllık 100 milyar dolardır. Yani 100 satıyoruz, 200 alıyoruz. Bunu biraz daha basitleştirirsek, bir eve gittimizde evin sahibi ‘benim 1 lira gelirim var ancak 2 liralık harcamam var, her şey gayet yolunda’ diyorsa onun akıl sağlığından şüphe duymamız lazım.
‘SEN RANTİYENİN VE FAİZ LOBİSİNİN ADAMISIN’
Bu memleketin yıllık 50 milyar lirası faize gidiyor. Kim bunlar, iç ve dış rantiye çevreleri. Faize 50 milyarı bulan Recep Tayyip Erdoğan, emeklilerin intibakı için 5 milyar lirayı neden bulamıyor? Çünkü sen rantiyenin ve faiz lobisinin adamısın. ‘Ben bu emekliye hem para vermem, hem de oylarını alırım’ diyorsun.
Yunanistan’dan pamuk, Ukrayna’dan buğday, Şili’den saman, Uruguay’dan Angus, ABD’den mısır alıyoruz. 11 yıldır bu ülkede çiftçi 30 milyon dönümlük alanı ekmekten vazgeçti. Çünkü tarlayı ekmek iflas etmek demektir.
1 Mart 2003’de bir teskere çıkarılmak istendi. Bu tarihi kimse unutmasın. O zaman Meclis’te CHP ve AKP vardı. CHP’nin onurlu tutumuyla beraber 20 AKP’li vekil de bu teskereye hayır oyu verdi. 1.5 milyon Iraklı’yı katleden bu teskereye evet demek mi onurluydu, hayır demek mi?
‘SURİYE’DE AKAN KANIN SORUMLUSU ERDOĞAN’DIR’
Şimdi de 2 yıl evvel ailecek tatil yaptığı Esad’ı devirmek için işbirliği yapıyorlar. Değişen ne oldu? Ne Esad değişti, ne de sen. Burada ABD’nin dış politikası değişti. Maşaysan, taşeronsan sen de değişirsin. Suriye’de akan kanın sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan ve AKP hükümetidir.
Genel merkezde ahbap-çavuş ilişkisi kurarak, abi-abla edinerek işini yürütmeye çalışanlar var. Aday olmak isteyenler kesinlikle bana yakın olmasın, halka yakın olsun. Bu parti objektif biçimde, en doğru neyse ona göre adaylarını belirleyecektir. Bunun yolu bazen anketten, bazen üye bazlı eğilim yoklamasından, bazen ön seçimden geçer. İthal aday diye tansiyonunuzu yükseltmenize gerek yok. Bu işleri hep beraber birlikte yapacağız.”
‘BOZDAĞ BAKANLIK YAPARSA’
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'a yapılan saldırıya da değinen Günaydın, şunları söyledi: “Hacıbektaş'ta 15 korumanın arasında birinin kolu geldi, bir yumruk atma girişimi oldu ve göğsüne çarptı, galiba çenesini de sıyırarak göğsüne çarptı. Bekir Bozdağ, bir haftadır 'nasıl olur da bu saldırgan zanlının tutuksuz yargılanmasına karar verebilir hakimler' diyor.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, yani AKP'nin yeniden biçimlendirdiği kurul dayanamadı, açıklama yaptı. Dedi ki 'ya 2012'de bu yasayı sen çıkarttın. Tutuklulukta üst sınır, cezada üst sınır 2 yılı geçmiyorsa tutuklama yasağı var'. Hakim olarak 'tutuksuz yargılanmasına karar verilmesine ben mecburum' dedi
Bu ülkede kameraların gözü önünde Ethem Sarısülük öldürülürken, onu öldüren polis tutuksuz yargılanıyor. Ancak Bozdağ’a yapılan bir saldırının ardından saldırganın tutuksuz yargılanması Bozdağ’ı isyan ettirdi. Ben böyle birisine vicdanlı diyemem. Bekir Bozdağ’ın bakanlık yaptığı bir yerde TBMM’nin çaycısı bile bakanlık yapar.”