İftirayla zindana gömülmüş, bu arada oğlunu trafik kazasında kaybetmiş bir baba: Fatih Hilmioğlu(henüz ölmedi)
Balyoz sanığı, emekli bir albay, salıverildikten sonra bahçede dengesini kaybedip düşen ve hayatını kaybeden: Halil Yıldız(2013)
Mit Asya Bölgesi Başmüşaviri olan, duruşmaya çıkmasına az bir zaman kala, koğuşunda hazırladığı 1000 sayfalık savunma ve belgelere el konulup, kendisiyle beraber yok edilen: Kaşif Kozinoğlu(2011)
Ve işin en acı taraflarından birisi de TSK ile TERÖRİSTİN yer değiştirmesiyle büyük darbeyi yaşayan bir adam… Bir suçu, Abdullah Öcalan isimli terörist pisliği alıp getirmek olan… Diğer suçu da Tayyip salona girince ayağa kalkmamak olan: Engin ALAN (hayatta)
Silivri’ye konulunca kanser olup, geçenlerde 6 aylığına salıverilen: Cem Aziz Çakmak (yaşıyor)
Ergenekon’un kasası diye hapse giren, kanser olan, cenazesi beş parasız kaldırılan: Kuddusi Okkır(2008)
Ergenekon’dan gözaltındayken ilaçları verilmeyen, çıkınca ölen: Prof.Dr.Uçkun Geray(2009)
Kanser hastasıyken evini polis basan, Türkiye’de cüzzamla savaşan, fakir kız çocuklarını okutan: Prof.Dr.Türkan Saylan(2009)
83 yaşında evi basılan, 85’inde vefat eden duayen gazeteci: İlhan Selçuk(2010)
..Ve  ismini sayamadığımız onlarcası: İftiradan hapisteyken çocuklarını, anne ve babalarını kaybeden asker, gazeteci veya bilim adamları….

İlk iki yılda altı onur intiharının sahibi:

1. TABİP YARBAY, NURSAL GEDİK: (11 Kasım 2007) 
2. EMEKLİ JANDARMA ALBAY, ABDÜLKERİM KIRCA : (10 Ocak 2009)  1998'de teröristlerle girilen çatışmada belden aşağısı felç olan Kırca'ya, 2004'te 'Devlet Övünç Madalyası'' verilmişti. PKK itirafçısı Abdükladir Aygan’ın ifadesiyle alınmak istendi.
3. EMEKLİ ALBAY, BELGÜTAY VARIMLI : (21 Kasım 2009)
4. KIDEMLİ YÜZBAŞI, OLGUN URAL: (26 Mart 2009) 
5. ASKERİ HAKİM YARBAY, TANJU ÜNAL: (26 Haziran 2009) 
6. DENİZ YARBAY, ALİ TATAR: (18 Aralık 2009)

İşte bu tabloya bakıp ta, Türkiye’nin birinci gündem maddesinin ne olması gerektiğini anlamayanlara ibret olacaktır yaşanan vahim sonuçlar. Muhalefet misiniz nesiniz?
Tutturmuşsunuz bütün mitinglerde:“rüşvet-yolsuzluk birinci gündem maddesidir, unutturulmasın” diye. Size unutturun diyen de yok zaten.
Ancak hayır kardeşim, o senin dediğin yolsuzluklar, “ikinci” gündem olabilir bu koşullarda…
Yukarıdaki tabloya bakacak olursan, yaşanan büyük trajedinin yanında diğer skandalların esamesi bile okunmaz. 
Gene yap muhalefetini, hem de her konuda yap. Ancak birinci gündem” yaşam hakkıdır, onurdur, insanlık suçlarıdır”. Bunları bangır bangır bağırmayan vicdanların özgürlüğünden ve adaletinden söz edilemez. 
Beş no’lu harddisk midir, böcek midir, yoksa böcek gibi adamlar mıdır, neyse bu pisliği yaratan?
İşte onları temizlemeden de o “rüşvet ve yolsuzluğun hesabını sormayı”, rüyanda görürsün ancak!..
Ergenekon ve Balyozda yaşanan ölümlerin ağır travmasına, bir de her gün içimizi dağlayan kanser ve diğer hastalıklar eklenmiştir. Nedir yani Hitler’in ruhu mu dolaşıyor tepemizde? Cumhurbaşkanı denilen şahıs topu adli tıpa, bakanlığa filan atıyor. Sen ne demeye oturuyorsun o koltukta o zaman? Gezi olaylarında gençler öldürüldüğü zaman da sustun ve korktun. Bu insanlık dramı karşısında da eğer susacaksan veya ağırlığını koyamayacaksan… Kuklaysan, robotsan ya da korkaksan… Layık olmadığın şu koltuktan çekiliver de herkes kurtulsun artık…
Bu Ergenekonu, bu Balyozu ve bu Kanseri yenebilmemiz için tarih bizi sınıyor. İnsanlıktan nasibini almamış olanlar, bu sınavı asla geçemeyeceklerdir.