Kamuoyunun yakından takip ettiği ve usta gazeteci Uğur Dündar'ı hedef alan babalık davası, Yargıtay'ın nihai kararıyla kesin olarak sonuçlandı. Duygu Nebioğlu’nun ablası Dilara G. tarafından açılan davada, adli tıp raporu ve DNA testi sonuçlarını esas alan mahkeme, Dündar ile Dilara G. arasında biyolojik bir bağ bulunmadığına hükmetti. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin ve istinaf mahkemesinin daha önce verdiği ret kararlarını onayarak, "babalık iddiasının iftiradan ibaret" olduğuna karar verdi. Uğur Dündar, hukuki zaferini sosyal medya hesabından duyurdu.
Metin Akpınar'ın kızı olduğu ortaya çıkan Duygu Nebioğlu'nun gündeme getirdiği iddialarla başlayan ve magazin gündemine bomba gibi düşen süreç, böylece hukuken son bulmuş oldu. Aylardır süren ve Uğur Dündar'ın itibarını hedef alan iddialar, Türk adalet sisteminin en üst mercilerinden biri olan Yargıtay'ın kararıyla kesin olarak çürütüldü. Bu karar, davanın temelini oluşturan DNA testinin sonuçlarının ne kadar belirleyici olduğunu bir kez daha gösterdi.
Yargıtay'dan Kesin Karar: "Babalık İddiası İftiradan İbaret"
Dilara G.'nin açtığı babalık davası, hukuki sürecin tüm aşamalarından geçerek Yargıtay'a taşınmıştı. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, dosyayı detaylı bir şekilde inceledikten sonra 25 Haziran 2025 tarihinde nihai kararını verdi. 2025/4545 esas ve 2025/6464 karar sayılı ilam ile Yargıtay, hem ilk derece mahkemesinin hem de istinaf mahkemesinin Uğur Dündar lehine verdiği ret kararlarını hukuka uygun bularak onadı.
Yargıtay'ın karar metninde kullandığı ifadeler ise oldukça dikkat çekiciydi. Mahkeme, delilleri ve özellikle adli tıp raporunu göz önünde bulundurarak, "babalık iddiasının iftiradan ibaret olduğunu" hükme bağladı. Bu ifade, davanın sadece bir babalık tespiti talebi olmanın ötesinde, bir karalama ve itibar zedeleme amacı taşıdığına yönelik hukuki bir tespit niteliği taşıyor. Bu kesinleşmiş kararla birlikte, Uğur Dündar'ın davayla ilgili hukuki mücadelesi zaferle sonuçlanmış oldu.
Sürecin Kilit Noktası: DNA Testi Sonucu Belirleyici Oldu
Davanın en başından beri en çok merak edilen ve sonucunu belirleyecek olan delil, DNA testiydi. Yasal süreç kapsamında mahkeme kararıyla Uğur Dündar'dan DNA örneği alındı. Bu örnek, Adli Tıp Kurumu'nda Dilara G.'den alınan örnekle karşılaştırıldı. Yapılan bilimsel incelemeler sonucunda hazırlanan raporda, Uğur Dündar ile Dilara G. arasında herhangi bir biyolojik babalık bağının bulunmadığı kesin olarak tespit edildi.
Bu bilimsel rapor, davanın seyrini tamamen değiştirdi ve mahkemelerin kararının temelini oluşturdu. İddiaların aksine, DNA sonuçları Uğur Dündar'ı %100 akladı. Hukuk çevreleri, bu tür babalık davalarında bilimsel delillerin ve özellikle DNA testlerinin, tüm iddiaların ve tanık beyanlarının ötesinde, en güvenilir ve kesin kanıt olduğunu bir kez daha vurguladı. Süreç, iddiaların doğruluğunun ancak bilimsel kanıtlarla ispatlanabileceğini net bir şekilde ortaya koydu.
Davanın Geçmişi ve Metin Akpınar Bağlantısı
Bu davanın kamuoyunda bu kadar ilgi görmesinin temelinde, daha önce yaşanan benzer bir olay yatıyordu. Dilara G.'nin kardeşi Duygu Nebioğlu, yıllar sonra açtığı bir dava ile usta sanatçı Metin Akpınar'ın biyolojik kızı olduğunu kanıtlamıştı. Bu olayın ardından Duygu Nebioğlu, ablası Dilara G.'nin babasının da yine çok ünlü bir gazeteci olduğunu iddia etmiş ve okları Uğur Dündar'a çevirmişti.
Bu iddiaların ardından Dilara G., Uğur Dündar'a babalık davası açmıştı. Uğur Dündar ise en başından beri bu iddiaları kesin bir dille yalanlamış ve hukuki sürece olan güvenini belirterek DNA testi yaptırmaya hazır olduğunu açıklamıştı. Metin Akpınar davasıyla başlayan ve bir aile dramını gözler önüne seren bu olaylar zinciri, Uğur Dündar'a açılan davanın da kamuoyu tarafından yakından takip edilmesine neden olmuştu. Yargıtay'ın son kararıyla birlikte, bu zincirin Uğur Dündar ile ilgili olan halkası kesin olarak kopmuş oldu. Usta gazeteci, kararı sosyal medya hesabından "Adalet tecelli etti" notuyla paylaşarak süreci sonlandırdı.