Sosyal medya, ana akım medyadan farklı olarak herkesin yaratıcılığına ve paylaşımına açık olan, ana akım medyaya göre daha ucuz ve hızlı uygulamalara sahip yeni bir medya anlayışını temsil eder. Kullanıcıların bu platformlar üzerinden yaptıkları paylaşımlar, sadece belirli kişilere değil, milyonlarca kişiye aynı anda ulaşabilme potansiyeli taşır. Sosyal medya, sadece iletişim ve haberleşme amacıyla değil, toplumsal yaşamın pek çok yönünde etkisini göstermektedir. Ancak, terörizmin sosyal medya ayağı, ülkeler için ciddi bir tehdit oluşturur. Sosyal medyanın etkisi o kadar güçlüdür ki bireyler, aniden ortak bir amaç etrafında bir araya gelebilirler ve bu grup etkisini önce kendi ülkelerinde, daha sonra ise küresel düzeyde gösterebilirler.

Sosyal medyanın asimetrik bir savaş aracı olarak değerlendirildiği çalışmaların çoğu terörizme odaklanmaktadır. Bu noktada teröristlerin ve terör örgütlerinin politik amacı dikkat çekmektir. Gabriel Weimann, amacı anında zayiat değil, kitle iletişim araçlarının dünya sahnesine hükmetmek olan terör örgütleri tarafından yürütülen, yarı tiyatro olarak değerlendirilebilecek prodüksiyonda dramanın kullanımını vurgulamak için “terör tiyatrosu''na atıfta bulunmaktadır. Bu bağlamda etkinliğin kendisi, algısından daha az önemlidir. Dolayısıyla; medya üzerindeki savaş, çağdaş terörün ayrılmaz bir unsurudur, terörist stratejinin merkezi ve bir bileşenidir.

Sosyal ağlarda bu tür mesaj yayımlamanın algı yönetimi dışında çeşitli amaçları da vardır. Bunlar:

*Politik ya da ticari itibar sarsmak ve bu yolla avantaj sağlamak,

DSİ’nin Çorum’da tamamlanan projesi yok DSİ’nin Çorum’da tamamlanan projesi yok

*İnfiale sebep olmak ve insanları etkilemek,

*Şantaj yolu ile istekleri yaptırmak,

*Karalama ve böylece bilgi kirliliği yaratmak,

*Muğlaklık ile gerçekleri saptırmak ve kafa karıştırmaktır.

Oxford İnternet Enstitüsü’nün raporuna göre; incelenen devletlerin sosyal medya üzerinden yürüttükleri bilgisayımsal propagandalar arasından son üç yılda tespit edilen vakalarda bot hesap, kişisel hesap ve sayborg hesap olmak üzere üç tip sahte hesap belirlenmiştir.

İsrail Filistin çatışmasında özellikle istatistikler ve sayılarla algı yönetimi yapılmaktadır ölen kişiler kaçırılan kişilere atılan füze sayısı yıkılan bina sayısı gibi başlıklarda taraflar yanıltıcı bilgileri sosyal medya üzerinden yaymaktadır. Her iki tarafta daha önceden başka coğrafyalar da ya da Orta Doğu’da oluşan görüntü ve resimleri yeniymiş gibi paylaşmakta ve böylece bir yanılsama oluşturmaktır. Sosyal medyanın çiftler üzerindeki gücünü ön plana alan gruplar kendilerini meşru göstermek adına tarafların yaptığı sivillere dönük davranışları paylaşmaktadır.

En çok görüntülerin yayınlandığı Twitter üzerinden hashtag savaşı yapıldığı tarafların hackerlarının karşılıklı saldırı düzenlediği propaganda filmlerinin önceden hazırlandığı ve servis edildiği ölülerin bedenlerine ve kutsiyetlerine dönük ilk defa bu denli büyük saldırıların sosyal medya da paylaşıldığı görülmektedir. Yorumların mesajların ve hatta emojilerin kullanıldığı bir savaş olmaktadır. Özellikle İsrail tarafından çeşitli dillerde Twitter üzerinden açılan hesaplarda algı yönetimi yapılmaktadır bu sayfalarda özellikle İsrail’in ağır bir şekilde Gazze saldırıları görüntüleriyle verilmektedir. Özellikle Twitter ve YouTube üzerinden taraflar bir sosyal medya savaşı yapmaktadır. Amerika üzerinden Twitter ve YouTube aynı zamanda etkili olmaktadır. WhatsApp gruplarının üzerinden de taraflar kendi propaganda malzemelerini paylaşmaktadır.

Sonuç olarak her alanda hızla dijitalleşme sürecinde olduğumuz bu dönemde bir tür asimetrik savaş aracı olarak karşımıza çıkan sosyal medya, ulusal bir güvenlik sorunudur. Sosyal medya bu açıdan değerlendirilerek ulusal savunma politikalarında etki gücü yüksek bir faktör olarak göz önünde bulundurulmalı; ulusal ve uluslararası arenada devlete ve kurumlarına zarar verici etkilerini minimum düzeyde tutabilmek adına çalışmalar yapılmalıdır.