Geçmişte eğitim kolunda hizmet veren sendikanın biri hakkında olumlu yazı yazdım. Hakikaten o dönemde ilimizde ki her türlü eğitim ve öğretim alanında ki ve kendi alanlarıyla ilgili konuları kamuoyuna taşıyorlardı.
Öğretim alanında ki tüzükleri ne gerektiriyorsa ona göre sendikacılık yapıyorlardı.
O zamandan bu zamana ne oldu ki, aynı sendika faaliyette olduğu halde aktifliği bitti. Belki yönetim kurulu değişti. Beklide basın yayın sekreteri de değişmiş olabilir.
Kurumlarımız maalesef böyle kişilerin özel yeteneğiyle yükseliyor, o kişi gidince emek ve başarılarda gidiyor.
Sendikalar hakkında zamanı gelince yazıyorum. Sendikaları ayakta tutan üyeleridir. Kıyıda köşedeyken, üye sayınız azsa veya yönetimde ki kişiler gerçekten çalışmıyorlarsa sizi ve sendikanızı kimseler tanımaz, bilmez. Hele üyeniz yoksa hiç kimse sizin varlığınızdan haberdar olmaz.
Üyelerin ayağına giderek çalışan, kamuoyu oluşturan ve sizin sosyalleşmenize katkıda bulunan temsilcinizi yönetim kurulunda ki kişiler silebilir.
Yönetimde altta olan kişilerin başarısını, çalışkanlığını kıskanma yerine ödüllendirmek gerekirken, rakip görerek uzaklaştırmalar seçkin meslek ehli olan bizlere hiç yakışmaz.
Yönetim kurullarının il bazında kesinlikle bir görevli üyelik formunu gönderdiğinde imzaladıktan sonra gereğini yapması gerekir. Sendika kanununda ve sendikaların tüzüğünde bunlar yazar.
Üyelik başvurusunun gereği nedir?
Sendika kanunu uygulayanlar için,  başvuran üye adayı genel merkez yönetim kurulunca kusurlu bulunursa üyeliği kabul edilmez. Fakat üyelik talebinde bulunanların iş mahkemelerine başvuru hakkı vardır.
Üyelik için gecesini gündüzüne katarak çalışan birisini rencide etmek, hakkını yemek, olmadığı yerde kayıtlı diyerek,  aleyhine kamuoyu oluşturmak doğru değildir.
Eğimcilerin birlik ve beraberlik içinde kanunların amir hükümlerine göre faaliyet göstermelerine evet. Buna hiç kimse hayır diyemez.
Öğretmen, hizmetli, memur, yönetici kadrolarının hakkını ister benim sendikamda olsun, isterse başka sendikada kayıtlı olsun hakkını kimse almamalıdır.
Bizler devletine hizmet etmek için okuyanlar olarak, toplumda örnek gösterilen kesim olarak daha hoşgörülü olmamız gerekir.
Kamu hizmetindeki kişilerin şahsi meselelerini, resmi ilişkide göz önüne almaması gerekir. Üyeliğini talep eden, formunu dolduran, imzasını atan üye adayının kanuni hakkına kimse mani olamamalıdır.
Sendikaya üye olma vatandaşlarımızın ve kamu görevlisinin, işçilerin anayasal hakkıdır. İsteyen istediği sendikaya üye olur der anayasada.
Sendikaların içinde de, aynı alanda faaliyet gösteren maalesef kendinden önce güçlü olan sendikanın uygulamalarını kıyasıya eleştiren sendikalar, haktan hukuktan bahsedenlerken bu sefer aynı güce ulaştıklarında diğerine rahmet okutuyor.
Böylece aynı hataya kendileri düşmüş olmuyorlar mı?
Öncelikle insanlarımızın iradesine, kişiliğine, kariyerine saygı duymalıyız. Öğretmen olmuş, idareci olmuş kişilere neyin ne olduğunu öğretmeye kalkmak bence uygun değildir.
Temsilci olmak, kendi üyeni tanımamaksa, sendikandan istifa etmiş olan üyeden iki ay sonra haberin oluyorsa bu temsilcilik değildir.
Bizzat yaşayan arkadaşım anlattı. Temsilci olarak atanmış olan bir arkadaşı,  görev yapmış olduğu okula ziyarete gelmiş. Öğretmen arkadaşımla hal dert ettikten sonra, ilçe temsilcisi demiş ki, ismiyle hitap ederek sizi sendikamıza üye kayıt edelim demiş.
Ben demiş altı aydır sendikada üyeyim demiş. Yine anlamamış temsilci tamam demiş, benim temsilcisi olduğum sendikaya üye olur musun demiş?
Zaten ben sizin temsilciliğini yaptığınız sendikaya üyeyim demiş. Kendi üyesinden haberi olmayan, toplumun içine girmeyen, telefon açtığınız zaman telefonu açmayan insanlar kâğıt üzerinde sendikada görevlisi, delegede olabilir ama gerçekten sendikacı mıdır?
Buna benzer toplumun tüm kesiminde yetkili kılınmış binlerce insan vardır. Bunun yanında yetenekleriyle, çalışkanlığıyla göz dolduran, aktifliğiyle hayran bırakan insanımızı ötelemişizdir.
Toplumda iş ve güzel projeler üretmek için ortaya çıkanların sinirleri gergin olmamalıdır.
Liderlik insanın ruhunda olur olmaz, fakat kitapları okuyarak, zamanı gelince de uygulayarak tecrübe kazanır.