Türkiye’nin artık iki pirinç türü var. Bunlardan bir tanesi “Osmancık pirinci” diğeri ise “Baldo” olarak adlandırılan Trakya menşeili pirinç.
Buradan şöyle bir sonuç çıkıyor. Pirinç sektöründe artık Tosya’nın adı yok.
Bir başka deyişle Tosya adında bir pirinç türü yok.
Pirinç Tosya’da da yetişse artık Türkiye’de pirincin adı Osmancık.
Pirinç denildiğinde artık Osmancık adı geçiyor. Bakliyatta pirinç konu olduğunda hep Osmancık pirinci konuşuluyor.
Tabii ki her Osmancık pirinci Osmancık’ta yetişmiyor.
Trakya’dan Çukurova’ya, Gönen’den Terme’ye ve Bafra’dan Tosya’ya kadar ülkenin bütün pirinç ekim alanlarında Osmancık pirinci ekiliyor.
Yani Türkiye’de artık pirincin adı Osmancık.
Peki pirincin adı nasıl Osmancık oldu. Dilerseniz kısa öyküsünü anlatalım.
Türkiye’de pirinç tarımı Cumhuriyetin ilk yıllarında başladı. Pirinç tarımının başlaması ile birlikte Tosya’ya kamu iktisadi teşebbüsü olarak devlet tarafından bir pirinç fabrikası kuruldu.
Bu fabrikayı takiben bir de özel teşebbüs tarafından kuruldu ki Tosya’ya yakın yerler olan Boyabat, Kargı ve Osmancık’ta üretilen çeltikler pirinç olmak için Tosya’nın yolunu tuttu.
Doğal olarak kamu kuruluşları başta olmak üzere bütün kurum ve kuruluşlar pirinç ihtiyacını Tosya’dan karşıladılar.
Dolayısı ile Tosya’ya yakın bölgelerin pirinçleri de Tosya pirinci adı ile anılır oldu. Oysaki söz konusu bölge içerisinde yetişen ve Tosya’da pirinç olan çeltikler içerisinde Tosya sınırları içerisinde yetişeni %20’yi geçmiyordu.
Tosya bu haksız rekabette on yıllarca önde gitti. Devrez çayı kenarına dizilmiş yarım yamalak arazilerde Türkiye’nin önemli oranda ihtiyacını karşılayacak pirincin yetişmesi mümkün değildi.
On yıllarca zamandır Kargı ve Osmancık bölgesinden kamyonlarla pirinç Tosya’ya gitti ve Tosya pirinci olarak pazarlandı. Maalesef bu uygulama bu gün bile devam etmektedir.
Tosya’da D 100 karayolu çevresinde pirinç satışı yapan işyerleri orada satacak pirinç bulamazken Osmancık’tan alıp götürdükleri pirinci pazarlamak zorunda kalmaktadırlar. Bir başka ifade ile Tosya üretim açısından potansiyel teşkil edecek yeteri derecede pirinç ekim alanı mevcut değildir.
Tüketiciler şunu bilmelidir ki Tosya’da pazarlanan pirincin adı da Osmancık’tır.
Bu haksız rekabete bir yerde dur demek gerekiyordu.
Osmancıklılar bu haksız rekabeti sonlandırmak için 1995 yılında çalışmalara başladılar.
Çalışmalar 1997 yılında meyvesini verdi ve Türkiye’nin iklimine en uygun ve verimli çeltik türü seçilerek Osmancık 97 adında tescillendi. 
Osmancık 97 çeltik tohumu aradan geçen yıllar içerisinde Çeltik tarımı ile uğraşan çiftçilerin tercih nedeni oldu.
Gün geldi Osmancık pirincinin çiftçi açısından tercih edilme oranı %90 ları buldu. Hatta Osmancık 97 Yunanistan, Romanya ve Bulgaristan’da da tercih edilmeye başlandı.
Doğal olarak aynı isimle ambalajlandı ve pazarlandı. Osmancık pirinci Türk gıda sektörünün en önemli markalarından birisi oldu ve Osmancık pirinçte aranılan ve tercih edilen bir marka oldu.
Hatta gün geldi Osmancık pirincinin şöhreti Osmancık ilçesinin bile önüne geçti.
Evet kolay değil Osmancıklılar pirincin cefasını çekmelerine rağmen sefasını Tosya sürüyordu.
Yıllarca Tosya’nın haksız rekabeti altında ezildiler. Sonra da yukarıda açıklamaya çalıştığım süreç başladı. Şimdi bu haksız rekabet sona erdi ve artık pirincin adı Osmancık oldu. Dolayısı ile artık pirinçte Tosya’nın adı yok.
Ancak, Osmancık’ta pirinç tarımı ve ticareti alanında yapılan kritik hatalar ve ihmaller birbirini takip etti.
Barajlar ve hesler nedeni ile pirinç ekim alanları azaldı. Pirinç tarımı ile ilgili kamu ya da özel kurum ve kuruluşları etkili bir politika üretip yeni ve projelere imza atılamadı.
Evet; Osmancık’ta pirinç sektörü can veriyor. Osmancık’ta bie numaralı istihdam ve gelir kapısı olan pirinç sektöründeki liderlik elden gidiyor.
Aşağıda sıralamaya çalıştığım sebeplere dayalı olarak Osmancık’ta pirinç sektörü başka merkezlere doğru kayma eğiliminde
Pirinç üreticilerinin bilinçlendirilmesi, fabrikaların yenilenmesi, pirinç tüketimini artırıcı önlemler alınmaması, pirinçle ilgili bir borsa oluşturulmaması, ana maddesi pirinç olan mamul maddelere yönelik çalışmaların gerçekleştirilmemesi, pirincin iç turizm sektörü içerisinde hediyelik olarak geri planda kalması, iç turiste yönelik pirincin hikayesinin anlatılacağı fabrika ziyaretlerine önem verilmemesi, D 100 karayolunda satılan pirinçlerin kontrolden yoksun olması, şehrin giriş ve çıkışlarında pirincin sembolize edildiği kavşak vb. düzenlemelerin yapılmaması, “Pirincin Başkentine Hoş Geldiniz” vb. sloganlarn üretilmemesi, tohum kontrolü yapılamamsı, çiftçinin eğitimine yönelik projelerin planlanmaması gibi sebepler Pirincin ticaret merkezi olan Osmancık iş dünyasını tehdit ediyor.
Bütün bu tespitlerin yanı sıra Çankırı, Bayat ve İskilip bölgesinde pirinç ekim alanlarının çoğalması ile bu bölgelerde de pirinç ticaretinin yapılıyor olması da önemli bir ayrıntı.
Pirinç ticareti ile uğraşanların günübirlik politikalarla yeni ve albenisi olan ambalajlama tekniğine gitmeden, pirincin kullanıldığı sütlaç, dolam, tatlı, sabun vb. sektörlere yönelik üretim ve pazarlama teknikleri geliştirilmeden sonuç almak mümkün değildir.
Sonuç itibarı ile “Osmancık 97 ile markalaşan Osmancık pirinci ile geçen 13- 14 yıl çok güzel geçmiş ve bölge büyük bir başarı elde etmiştir.
Osmancık 60 yıl öncesinde olduğu gibi sektörde devrim yapacak merhum Şevki Derindere (Şevki ağa), Abdülmuttalip Karakaş (Muttalip ağa) ve Ali Rıza Günal(Şubali) gibi lider işadamlarından yoksun kalmıştır.
Osmancık pirinç sektörü bu gün hala sektörde devrim yapmış merhum iş adamlarının sektördeki mirası yenilmektedir.
Değerli iş adamı Sakin Bilge’nin liderliğinde sektörle ilgili toplantılar yapılsa da pirinç ticareti ile uğraşanların önemli bir kısmı bu tehlikeden bir haber kendi yoluna yanlış veya doğru devam etmektedir.
Mevcut iş adamları çağa uygun yeni vizyonlar geliştirememiş, ülkede ses getirecek ve bir misyon oluşturacak hava yakalanamamıştır.
Örgütsüz. Ürkek kokak ve günübirlik uygulamalarla yapılan pirinç ticareti yavaşa yavaş elden gitmektedir.
Yıllar yılları aratmakta ve pirinci ile meşhur olan Osmancık sektörde kan kaybetmekte ve pirinç elden gitmektedir. Haberiniz olsun.