Yöresel değerler turizmin can damarlarıdır.
Dolayısı ile mutfağından dokumasına, giyim kuşamından oyunlarına kadar yöresel değerler tarihin mistik havasını sunar.
Anadolu ise buram buram değer kokar. Anadolu tarih, Anadolu Türklük, Anadolu emek ve Anadolu ezgi demektir.
Gün be gün insanların tükettiği hemen her şey yapaylaştıkça Anadolu insanı eskiye döner.
Anadolu insanı eskiye döndükçe turizmin çarkları da bereket sunmaya başlar.
Bu açıdan turizm müdürlükleri, halk eğitim merkezleri ve belediyeler proje üstüne proje hazırlar eskiyi yeni yapmak için.
Gazeteciler, entektüeller ve şairler vardır yürekleri sevdalı nakış nakış ve desen desen Anadolu’yu işler mısralarında.
Ve gün gelir Anadolu yazarken klavyeler ve gün gelir Anadolu’yu resmeder ressamlar.
Şairler Anadolu sevdası ile yanıp tutuşur, Kızılırmak’ın akışını ve bir genç kızın saçları alev alev Kızılırmak’a bakışını yazar.
Artık her şey turizmdir Anadolu’da. Belediyeler yarış içerisindedir. Kent müzeleri kurulur yöreyi doyasıya anlatan.
Hediyelik eşyalar ve yöresel dokumalar bir başkadır. Rize bezi Karadeniz’in denize paralel dağlarının ezgisidir adeta ve kemençenin tellerinde hayat bulan bir sevdayı anlatır çizgi çizgi.
Kaçkarların eteklerinde bir türküye konu ve yamali bir peştemali anlatır Rize bezi Çaykara’dan Çayeli’ne doğru.
İşte Kargı’mız ve Kargı bezi hayat bulmuştur. “Bir usta bin usta” sloganı ile turizmde ben varım demekte ve yıllanmış Kargı bezine hayat aramaktadır.
Kargı’lı bir ses vermiş ve bin ses getirmiştir.
Osmancık dokuması için ise turizm treni kaçmak üzeredir. Dokuma ustası Hatice Biçer nine geçtiğimiz ay rahmet olmuştur.
Oğul bu dokumayı öğretmem gerek. Hatice nine dokumayı yaşatalım dedikçe yazarın tüyleri diken diken olsa da Osmancık dokuması hayat bulsa.
Mekanı cennet olsun Hatice nine yok artık ve gün gelecek Hatice nineler de bir bir göçecek nihayetinde.
Geride kalanlara Osmancık dokumasının vebalini bırakıp gidecekler elbette.
Oğul derdi Hatice nine. Böylesi hiçbir yerde bulunmaz. Diğerleri kendinden desenlidir. Osmancık dokuması bir başkadır.
Ve Osmancık dokuması Bayırdivan’ın Danişmentliye ve Osmanlıya sevdasını anlatır.
Osmancık dokuması tarihtir. Bir gelinlik kızın rüyası ve bıyıkları yeni terlemiş bir delkanlının Ayşesi ya da Fatmasıdır.
Osmancık dokuması Osmancık ve Osmancık dokuması Osmanlı’dır. Osmancık dokuması yiğitliktir, saflıktır, temizliktir ve mertliktir kıymetini bilene.
Osmancık dokuması hem kendinden desenli ve üstelik dokunurken üzerine nakış işlemelidir derdi.
Aslında Hatice nine’nin derdi Osmancık’ın derdi ve Hatice nine artık yok.
Projesiz insan rotasız gemiye benzer öyle değil mi?
Bir beldenin halk eğitimi o beldenin tarihi, kültürü, geçmişi geleceği ve türküsüdür değil mi?
Evet, fazla söze ne gerek var. Kargı’lı iç turizm treninin dokuma kompartımanından rezervasyon yaptırdı.
Rize’li vip salonda seyahat etmeye başladı.
Hatice Nine Osmancık dokuması için Anadolu’da böylesi yok.
Bu sanat işi derdi. Nakış nakış, desen desen. Bilmem ki son sözü nasıl söylesem.
Hatice nine merhum ve gözlerim yaşlı.
Ninemden dokumalar aldım tıpkı Hatice ninenin tarif ettiği gibi.
Osmancık dokuması mahsun ve tarih mahsun.
Gözlerim tarih okuyor ve yüreğim tarih dokuyor buram buram.
Kargı’mız bir usta ve bin usta diyerek son bir manevra ile kompartımanda yer almış ve vip salona geçmek için sabırsızlanıyor.
Peki ya siz ne yapıyorsunuz Allah aşkına.