Peygamber efendimizin doğum haftası geldiğinde hislerime danışırım. Sen gerçekten yüce ahlak üzeresin. Öyle ki, yetiştirdiğin neslin benzeri gelmedi. Asrına fersah uzak kaldık.
Okuduklarımızı anladık, uygulamadık. Birbirinizin hakkını yemeyin buyurdun, kardeşimiz kabul ettiğimizin hakkını yedik. İnsanların akılları seviyesinde konuşunki, konuştuklarınız anlaşıldın nasihatini uyguladın, bizler kilometrelerce uzak kaldık.
Din nasihattir emrini anlattın. Dini eğitim alanlar nasihat alacak durumdalar. Sizin için puta tapma endişesi taşımıyorum fakat dünyayı çok sevmenizden korkuyorum buyurdunuz, halimiz meydanda.
Hastaları ziyaret ederdin, halkın içinde olurdun, pazarları denetler, çocukların başını okşardın, niyetlere büyük önem verirdin, kuranı kerimi ses güzelliğinden ziyade anlaşılmasını isterdin.
Kardeşinin hakkını gasp edene yüz vermezdin, itibar etmezdin; haksızlıklara imza atılan makamlara ateş olarak yorum yapardın. Ümmetinim diyen ben ne kadar ateşteyim bilmiyorum.
Hataları güzelce söyleyin, kardeşiniz bilmeden incitirse bağışlayın dediniz biz bunların neresindeyiz? Üç dua ile Allah arasında perde yoktur sakının buyurdun. Kim dinler peygamberimizi?
Anne babanın evladına yaptığı duayla, mazlumun zalim hakkında yapacağı duayla, misafirin ev sahibine yaptığı duanın kabulünde şüphe yoktur.
Makamlar emanettir, adil hükümdar cennet gölgesindedir; adaletsizliliği bilerek uygulayanın yeri cehennemdir buyurdunuz. 20. Yüzyılda âlimlerimizden biri “zalimler için yaşasın cehennemde dedi.” Amin( Allah’ı kabul et demektir, amin)
Ganimet malından iğne kaçıranın vay haline diyerek çok kötü hırsızlık yaptığını anlattınız, devlet hizmetinde olanların uyacağı kural bu olsa bile yeter.
Camilerde zamanı gelince dersler anlatırdın. Danışarak iş yapmayı öğrettin. Hatta İranlı Selmanı Farisi hazretlerinin bilgisine itibar ederek hendek kazdın. Şimdilerde bilmek için makam sahibi olmanız şart oldu. Makam sahibi değilsen itibarın yok.
Hırsızlık yapan için kayırmanızı isteyenlere söylediğini uygulayan vardır inşallah. Asilzade olan hırsız için torpil diyenlere o kadar hiddetlendiniz ki, yemin ederek hırsızlık yapan Fatma kızım bile olsaydı, Allahın hükmünde zerre şüphe etmez uygulardım.
Torpille hiçbir yere gelmeyin demek istiyor….
Temiz olun buyurdunuz, gönüllerimizi, sinelerimizi, en önemlisi kalbimizi kirler içinde bıraktık; dış görünümümüzü temizledik. İçimiz fesat doldu, taştı, taşıyor.
İnsanlar topraktan yaratıldı kimsenin kimseye Allah korkusundan başka üstünlüğü yok kuralını koydunuz, kimseler uymuyor.
Kardeşinizin etini yemeyin dediniz, aksine daha çok dedikodu yaptık. Dilinizle zarar vermeyin dediniz iftiralar mı atmadık?
Güzel olanları bıraktık.
Yasaklarını çiğnedik.
Günah işlemeyin, sevinerek günah işlerseniz ağlayarak cehenneme gidersiniz dediniz.
Zina etmek istiyorum diyen gence annesiyle, kardeşleriyle aynı fiili başkası yapsa nasıl davranacağını sordun.
Zina yapmam dedi.
Gül dağıtıyoruz, kuran bile okuyoruz; ama kurallar çiğnenmeli inancı var. 
Dualarda ediyoruz. Fakat şartlara uyulmadığından ….
Dini yaşayın buyurdun, biz eleştirin anladık.