Bir düşünün...
Kimsesizsiniz... Emeklisiniz... Ve de kansersiniz...
Ne yaparsınız...
Kentler içinde yaşayan insanları kendilerine benzetiyorlar...
Kocaman İstanbul...
Kocaman yanlızlık... Kimsesizlik... Çaresizlik...
Kaybolup gitmek... Denizdeki kum misali... Damla misali…
Sessizce yok olmak...
İstanbul'da arkadaşımın dükkanında oturuyoruz... Önümüzden yaşı çok fazlada gözükmeyen bir insan geçiyor...
Arkadaşım, ''Ölmemiş, yine hastaneden atmışlar'' dedi, anlattı...
Bir gün bana bir not bıraktı ve tembihledi dedi ...
Beni göremezsen bu telefon numaralarını arar mısın...? Beni kontrol eder misin demiş...?
İçim burkuldu...
Anlatmaya devam etti...
Kansermiş, kimsesizmiş, hastaneler belirli bir süre kaldıktan sonra hadi git diyormuş...
Ameliyat edemeyiz seni, çünkü sen kimsesizsin sana bakacak kimsen yok demişler...
Emekli, hasta, kanser ve İLERİ DEMOKRASİ... yıllarca çalışmış primini ödemiş…
Biz sana bakamayız, çünkü, '' BAKAMAYIZ SEN bizim için YETERLİ KAZANÇDEĞİLİSN'' git evinde tek başına öl diyor... Kazanç demokrasisi...
Evin mezarın olsun diyor...
Ne yapsın adamcağız korkmuş, kendi çözüm yolunu bulmuş, evde çürüyüp kokmayayım diye not bırakmış...
Beni sokakta göremezsen haber ver diyor... Belki de belediyeye haber verilecek...
Kentler ve ülkeyi yönetenler insanları, nelere yönlendiriyorlar?
İnsanlığımız utanılacak hale gelmiş... Büyük kentler iyiden insansızlaşmış... Ruhsuzlaşmış...
Toplumumuzun yapısı ve özellikleri buralarda iyiden bozulmuş ve kirlenmiş, yozlaşmış...
Nerede yaşlıya hürmet, kimsesize kol kanat germek...
Nerde MÜKEMMELEŞEN SAĞLIK SİSİTEMİ...
Nerede benim MERHAMETLİ milletim...
Bozuk düzene kentlerde, yönetimlerde ve de insanlarda öyle sıradanlaşmış ve özümsenmiş,olağan hale gelmiş... Kimsesizler YİTİP GİTMİŞ...
Daha kötüsü bunlar artık kanıksanmış...
DEĞERLERİMİZ ÇÜRÜMÜŞ...
Bağlarımız kopmuş...
Büyük kentlerden köylere kadar çaktırmadan hızlı bir şekilde yayılıyor...
Hadi biraz sorgulayalım kendimizi nerelerde bulacağız..????