Günümüzde insanlar arasındaki, kişilerin kendi dünyalarında yaşadıklarının benzerlerinin geçmişte de yaşandıklarını okuyarak öğreniyoruz.
İnsan olarak başımıza gelen olumlu veya olumsuz olayların ilk kendi başımıza gelmiş gibi düşünüyoruz genelde.
İnsanların yaradılışları aynı olduğundan olsa gerek, aynı sebeplerin sonuçları da aynı olmaktadır. Geçmişte iyi insanlarda vardı, kötü insanlarda.
Geçmişte ki insanların davranışlarının aynısı olmasa da yaptıklarımızın çoğu benzeşmektedir. Genelde bizler güçlü insanların yanında olmayı severiz.
Zenginlerin masalarında çay içmek, zenginlerin selam vermesi, bize tebessümle gülümsemesi, halimizi hatırımızı sorması bizim zafiyetimiz varsa bizi değiştirmeye yeter.
İnsanların birçoğu zaafını telafi edemediğinden herhangi bir yerde söz sahibi olunca çoğu insanımızın hal hareket söz ve davranışları genel itibariyle değişmektedir.
Hep kendi konuşsun, hep dinlenilsin ister.
Daha önceden aynı makamda ki kişiler hakkında olumlu olumsuz konuşanlarımız, özellikle eleştiride bulunduğu kişilerin alt makamına bile geçtiğinde eleştiride bulunduğu kişiye rahmet okutur.
İnsanın güçlü olduğu dönemlerde çevresindekilerin çokluğu da değiştiriyor insanlarımızın hayat tarzlarını olabilir. Gücümüzün yanlış kullanılmasına da sebep olur bu tür düşünceler.
Sorumluluk alındığında kendimizi çok güçlü görerek başkalarına yukarıdan bakmak yakışmaz.
Ziyaretçilerimizin çok olması, itibar göstermelere aldanmamak gerekmektedir. Bu gün varız yarın yokuz.
Görevimizin gereğini yerine getirme esnasında kasılmaya gerek yoktur. İfade de güçlük çeken insanların derdini anlamaya çalışmalıyız.
Etrafımızda insanlar çok olsa da, az olsa da tavrımız değişmemelidir. Zengin iken insanların itibarı direk şahsımıza olmadığının farkına varmalıyız.
Zenginlik zamanların da insanların size hürmet sunmaları, konuşmanızın dinlenilmesi, masanıza teşrif etmeler sevildiğinizden olmasa gerektir. Aynı kişilerin durumuz riske girerse hiç birini bulamazsınız.
İtibarın yanlış yerde aranmasından dolayı ve yanlış özelliğe gösterilmesinden aldanıyoruz. Para insana saygınlık kazandırır.
Size insanlar ne zamana kadar saygı duyarlar? Varlığınız olduğu sürece ve sizden nemalanıldığı vakte kadar.
İnsanların çevresine örülen duvarların niçinlerini irdelemeli? Daha önce bana selam vermeyenler niçin selam veriyor? Tanımayanlar niçin tanır oldular?
Yaradılışımızın özelliğinden dolayı itibarı makama, paraya, çevreye gösterirken aşırılığa kaçmamalıyız.
Ziyaret esnasında yaşadığım olayı hiç unutmam. Kendisi Trakyalı olan görevlinin birisinin yetkili kişiye döktüğü dilleri duyunca şaşırmıştım. İsteğinin yerine getirilmesi amaçlı konuşmasında abartı vardı.
Şahsen o kişinin kullandığı iltifat kelimelerine ne denir bilmem? Sonuçta işi oldu. Göreve atandı. Görev yerinde ebedi kalacak gibi ifadeler kullanan kişinin altı ay sonra tayinin yapıldığını duydum.
Makama saygı olmasın demiyorum. Makama saygı duyulmalı. İtibar etmeliyiz. Varlıklı insanlarla, yoksul insanlara tavırlarımızı değerlendirmeliyiz. Güçlü kişilere söyleyemediklerimizi, alt kademedekilere söyleyebiliyorsak dikkat etmemiz gerekir. Zenginlerin düğününe iltifat ederek, fakirlerin düğününü önemsemiyorsak kişiliğimizi gözden geçirmeliyiz.
Özellikle fakirlerin davetlerine icabet ederek onların ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için davetin gereğini fazlasıyla ifa etmeliyiz. Onların yalnızlıklarına merhem olmalıyız. Günümüzde paran varsa, itibarın var kuralının olduğunu unutmadan, fakir ve yoksul kişilerinde yalnız kalmayacaklarını ispatlarcasına onların yanlarında olmalıyız.