Bu yıl 17'incisi düzenlenen Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı (EMITT) geçtiğimiz günlerde sona erdi. Hemen her vilayet gibi Çorum’da bu fuara katıldı. Merkez ilçe açısından bu tanıtım fuarı o kadar güzel geçmiş olacak ki hafta boyunca Çorum belediyesinden fuarla ilgili bol bol fotoğraf ve haber metinleri Çorum basınına servis edildi.
            Gelen haber metinlerine bakılırsa fuar şöyle güzel geçti ve böyle güzel geçti. Emitt fuarına Çorum damgasını vurdu. Çorum standı ziyaretçi akınına uğradı. Sayın Zeki Gül leblebi dağıttı ve Olay Tv’ye konuştu vb cümlelerle Çorum’un fuardaki hali anlatılmaya çalışıldı.
            Tabii ki konuyu Çorum merkezden değerlendirme durumunda olan Çorum basını fotoğraflarının bize söylediklerini çok fazla irdelemedi. Sonuçta Emitt fuarında Çorum turizmi şaşalandırılarak gazete sayfalarındaki yerini aldı.
            Ben ilçede ikamet ettiğim için fotoğrafları Osmancık penceresinden okumaya çalıştım. Fuar boyunca servis edilen seksene yakın fotoğraf ve beş altı haber metni içerisinde Osmancık’ın esamesi okunmadı. Koyunbaba köprüsünün adı yoktu. İskilip’ten hiç bahsedilmedi.
            Bu arada Hitit medeniyetine hiçbir diyeceğimiz yok. Tabii ki, Hitit medeniyeti Çorum turizminin olmazsa olmazlarındandır ve turizmde etkin bir şekilde kullanılacaktır.
            Ancak; Programın başından sonuna kadar Hititler şöyle medeni ve böyle medeni, Hititler şunu yaptı ve Hititler bunu yaptı. Ve son on yılda geriye doğru bir değerlendirme yaptığınızda gören duyanda Hititleri sanki Çorumluların gerçek ataları zannedecek.
            Öteden beri hep savundum. Hititlerin yanına Çorum’un öz değerleri olan Osmanlı geleneğini, Osmanlı mutfağı ve kültürünü koyamazsanız sonuç hüsran olur.
            Bakınız Amasya’ya  Kral mezarları ile birlikte kente bir Osmanlı medeniyeti ön plana çıkarılmış. Amasya müzeleri derseniz ha keza Osmanlı sadrazam ve şehzadelerinden cumhuriyetin kuruluşuna ve konaklardan Yeşilırmak boylarındaki yalı evlerine kadar Osmanlı’yı anlatıyor.
            Biz Çorumlular ise yaşayan Osmanlı kentleri olan Osmancık ve İskilip’ten vazgeçmiş ve Hititlere olan aşkımızı ilan etmiş gibiyiz.
            Osmancık kalesi, İskilip kalesi ve Osmancık cami ve çeşmeleri hiç hesapta yok.
            Amasya ile ilgili tespitlerimiz fazlası ile birlikte Kastamonu içinde geçerlidir. Ancak ne acıdır ki Hititleri olan aşkımızdan dolayı Amasya ve Kastamonu’nun turizm politikalarını bir başka ifade ile Osmanlı kültürüne yönelik kent turizmini inceleyecek ve sonuç çıkaracak halimiz yok.
            Çorum’da inanç turizmi yapılması ile ilgili değerlendirmeler ve demeçler birbirini takip etti. İnanç turizmi söylemini duyunca çok sevindim. Aklıma hemen Koyunbaba felsefesi geldi. Kendi kendime oh ne güzel; Osmancık ve Koyunbaba ile ilgili uygulamalar gündeme gelecek diye düşündüm. Birde baktım ki Koyunbaba ne gezer. Meğer inanç turizmi açısından Hıdırlık’taki sahabe kabirlerinin değerlendirileceği anlatılıyor. Ve yine Koyunbaba başka bahara kalırken benimde hevesim kursağımda kaldı diye düşündüm.
            Oysa ki; geçtiğimiz günlerde Osmancık’ta “Kızılırmak Havzasında Turizm” konulu bir panel düzenlenmişti. Bu panelden çıkan sonuçlara göre Çorum turizminde Kızılırmak havzasının önemsenmesi, Koyunbaba inanç turizminin değerlendirmeye alınması, Osmancık, Oğuzlar ve İskilip ilçelerinin Çorum turizmi açısından önemli değerlere sahip olduğu ifade edilmişti.
            Evet, Emitt fuarında Hititler’in tanıtımı yapıldı. Ha bir de merkez ilçe menşeili Çorum  leblebisi ve birkaç konak tanıtımı.
            Ancak bu tanıtımın içerisine kondurulması gereken  Osmanlı’dan miras Anadolu’nun en uzun köprüsü olan Koyunbaba vardı. Çorum topraklarında yetişen Osmancık pirinci vardı.  Erken Osmanlı mimarisinin Anadolu’daki ender örneklerinden Koca Mehmet Paşa (İmaret) camii, Osmanlı döneminde Anadolu’nun en büyük ikinci tekkesi ve Alevi İslam inancı ile Sünni İslam inancının ortak buluşma noktası olan Koyunbaba tekkesi, sırık kebabı, İskilip Şeyh Yavsi Camii, Çatalkara Kültür ve Sanat Evi vardı. Tabii ki birde ve İskilip dolması  vardı.