Siyasete girmek istemiyorum. Aktüaliteden uzak kalmaya çalışıyorum. Muhalefet partilerine yönelik tek kelime etmek istemiyorum. Hele çok değer verdiğim ana muhalefet partimiz Cumhuriyet Halk Partisi ve çok sevdiğim genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili olumsuz en ufak bir şey yazmak istemiyorum

Bunun için de kılı kırk yarıyor, kendime sürekli siyaset dışı konular bulmaya uğraşıyorum.

Bu sadece benim arzum ve sıkıntım mı diye düşünüyorum, soldan sağdan pek çok yazarın da benzer duyguları taşıdığına tanık oluyorum. 

Ama Kemal Bey sağ olsun, bırakmıyor ki içinde siyaset olmayan yazı yazalım...

Önce inanmadım, “Olur mu öyle şey, yine birileri sırf kötülemek için atmış” dedim.

 Sonra grup konuşmasındaki ses kaydını gönderdiler, dinledim. Kemal bey, vergilerle ilgili eleştiri getiriyor, asgari ücretliden vergi alınmamasını istiyor: "Sen asıl vergiyi alınması gereken yerlerden vergiyi alacaksın. Uyuşturucu ticareti yapan adamdan vergiyi alacaksın. Organ ticareti yapan adamdan vergi alacaksın. Kara parayı aklamayacaksın. Kara parayla devleti dolandıranlardan vergi alacaksın."

Saygıdeğer Kemal Bey, maliye sizin uzmanlık alanınız, vergi, gelir, bütçe, harcama gibi kavramlara pek çok siyaset adamından daha fazla hakim olmanızı gerektirecek bir mesleki deneyimden, birikimden geliyorsunuz.

Meslek hayatınız içinde öyle vergi kaydı olan namuslu, şerei, haysiyetli, vatandaşlık bilinci olan uyuşturucu kaçakçısı, organ ticaretçisi, kara para aklayıcısı “mükellef” sıfatını taşıyan birilerini gördünüz mü?…

Bunlar hep namussuz adamlar, gelirlerinin, kazançlarının kayıtları kuyutları yok.

Kuşkusuz ki asgari ücretten alınan verginin düşürülmesi veya kaldırılması yönündeki öneri değerlidir. Bunun üzerinde düşünülmelidir. 

Genel olarak özellikle bu Covid - 19 ve buna bağlı kriz günlerinde hem dar ve sabit gelirlilerin, hem de esnaf ve sanatkârın vergi yükünün azaltılmasına yönelik adımlar atılması yerinde olacaktır. 

Kamu hizmetlerinin finansmanı bakımından vergi alınmaması düşünülemez. Herkesin bu topraklar üzerinde ürettiği, kazandığı ölçüde vergisini vererek sürdürülebilirliğe katkısı olmalıdır. 

Üretim olması için de insanların kudretlerinin üzerinde bir vergi mükellefiyetine tabi olmamaları gerekir. 

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun ana muhalefet lideri bir siyasetçi olarak vergiye, hayat pahalılığına ilişkin önerilerini, kamu harcamalarında tasarruf düşüncelerini kamuoyu ile paylaşmasını bu bakımlardan önemli görüyorum. 

Ancak, kamu harcamalarında tasarruf demişken, partisine mensup belediye başkanlarının olduğu yerel yönetimlerde savurganlıklara, suistimallere de bir göz atsa daha iyi olacak. 

Bir atasözü var: “İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır” diye… 

Yerel yönetimlerin finansmanı vergiler üzerinden olmuyor mu? Onlar da vergilerle iş görüyorlar, hizmet veriyorlar.

Dolayısıyla kötü yönetim, kaynak israfı, suistimali, yolsuzluklar söz konusu olduğunda yerel yönetimler üzerinden yapılanlar görmezden mi gelinecek?

“Bizim lider dürüsttür, yemez” demek tek başına yetmez. “Yedirmez de” olmak lazım.

Üstelik, yerel yönetimleri ele geçirmek için girişilen örtülü ittifaklarda yapılan pazarlıklar sonucu varılan rant paylaşım anlaşmalarının artık iyice gün yüzüne çıktığı bir dönemde Kemal Bey gibi saygın bir isme düşen ilk görev, partisine odaklanmasıdır.