Hazine Bakanı karamsar kesime seslenerek: “Sen enflasyon altında ezilirsin, ben tüm varlığımı kaybederim.” demiş.

Bir ülkenin hazine bakanını düşünün ki, vatandaşı değil, kendi durumunu dert ediniyor. Sen alt tarafı maaşını kaybedersin ama ben tüm mal varlığımı kaybederim diyerek, emekçinin geçim kaynağını küçümsüyor. O küçücük maaş ile evini, çoluğunu çocuğunu geçindirdiğini unutuyor. O, enflasyona ezdirdikleri maaşın, bir çalışan için ne kadar değerli olduğunu bilmiyor. Bilse de önemsemiyor. Vatandaş ezilmiş ne gam! Yeter ki onun tezgâhı sağlam kalsın…

Hazine Bakanı aynı zamanda da iş insanı olduğu için ülkeyi, kendi şirketlerine benzetiyor anlaşılan. Hazine Bakanlığı’nı da şirket kasası… Vizyonsuz ve liyakatsiz insanların oturdukları makamlara bakış açıları işte bu kadar sığ oluyor. Hal böyle olunca da ülkenin ekonomisi sığ sularda boğduruluyor. Paranın baronlarının olur olmaz konuşmaları Türk parasının biraz daha aşağılara çekilmesine neden oluyor. Siyasilerin konuşmaları yetmezmiş gibi bir de akrabalar ekonomi konusunda ahkâm kesiyor. İşte bir örnek:

Hazine Bakanı’nın kendisi gibi iş insanı kardeşi, alınacak faiz kararı için, “Merkez Bankası bence pas geçmeli” diyebilme aymazlığını gösterebiliyor. (16 Aralık 2021) Bir Allah’ın kulu da çıkıp “Sen, hangi yetkiyle böyle bir açıklama yapıyorsun; amacın piyasaları manipüle ederek döviz üzerinden kazanç sağlamak mı?” diye sormuyor. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti, ehliyetsiz ve liyakatsiz siyasilerin elinde kaldı. Devlet ciddiyeti diye bir şey bırakmadılar. Yandaş, yoldaş, akraba, eş dost, bir kakofoni halinde ülke ekonomisine yön vermeye çalışıyorlar. Bu şahısların tek düşündükleri kendi çıkarları… Tek düşünmedikleri ise vatandaş… Vatandaş acından ölmüş, işsizlikten, borç batağında debelenmekten bunalarak intihar etmiş kimin umurunda!

Devam ediyor, iş insanı Bakan’ımız; “Bu model tutmazsa üzülürüm.” diyor… Çünkü tüm mal varlığını kaybedeceğinden korkuyor. Ama bize göre asıl korktuğu Tek Adam… Başarısız olursa istifa edip gitme lüksüne bile sahip olmadığını biliyor; kulağından tutulacak ve kapının önüne konulacak. Durum böyle olunca da bütün kanallar tıkanacak. Menkul, gayrimenkul akışı kesilecek ve bu muhterem her şeyini kaybedecek.

Milyonlarca insan geçim sıkıntısı içinde kıvranıyormuş, bunların umurunda mı? Varsa yoksa kendileri ve mideden bağlı oldukları sistem… Sistem bir çökerse, mideye inen bütün boğaz yolları kapanacak. Hani, “üzülürüm” diyor ya; işte bundan sebep…

Merkez Bankası (MB) faizde bir puan daha düşürdü. Politika faizi (repo faizi) %15’ten %14’e düştü. (16.12.2021) Merak edenler için “politika faizi” ni kısaca verelim.

MB’ de Para Politikası Kurulu (PPK) her ay toplanır ve politika faiz oranını belirler. (Belirler demek artık ne kadar doğru bilinmez, zira görünen o ki kararlar Cumhurbaşkanı’ndan çıkıyor.) Bu oran ile bankalar Merkez Bankası’ndan TL satın alıp yurt dışından buldukları kaynakları ve topladıkları mevduatları da ekleyerek piyasaya kredi verirler. MB, faiz oranını artırırsa, bankaların ucuz borçlanma imkânları tehlikeye düşer ve diledikleri kadar borçlanamazlar. Hal böyle olunca da kredi muslukları azalır ve piyasalar dönmez. İşte bu her ay belirlenen faiz oranına günümüzde politika faizi denir.

Politika faizi yine, yeniden artınca döviz bir kez daha pik yaptı. 1 TL 16 ABD dolarına, yine 1 TL 18 EURO’ya dayandı.

Bu yazının yazıldığı saatlerde 1 ABD doları 17 TL’ yi aşmıştı ve Merkez Bankası müdahalesi sonucunda 16,60 TL’ ye indi. An itibariyle EURO ise 19 TL’ den 18,78 TL’ ye indi.

Ben bu satırı bitirene kadar döviz sürekli oynuyordu. Yazı yayınlanana kadar neler olur Allah bilir. Yani sizler, döviz almaya karar verirseniz aman sakın ha bana güvenmeyin!

Faiz artınca iş insanı Hazine Bakan’ımız şöyle derin bir ohhhh çekmiştir sanırız. Kendisi mal varlığını kurtarmak şöyle dursun bu döviz artışı sonucunda eminiz ikiye katlamıştır.

Türkiye ekonomik açıdan oldukça hareketli günler yaşıyor. Faiz kararının ardından asgari ücret de açıklandı; tam 4.253 TL… Yani benim kuruma göre 256,20 Amerikan doları. (Saat,14.26 ve döviz sürekli inip, çıkıyor.)

2021 Ocak ayında asgari ücret ile 384 dolar alınabiliyordu. Bu hesaba göre emekçiler 112 dolar zararda. Asgari ücret açıklandığı an itibariyle 272 dolar alınabiliyordu. An itibariyle 256,20 dolar alınıyor ve emekçiler dünden bugüne yaklaşık 16 dolar daha zarar ettiler.

Tabi, ilk ücretler Ocak 2022’de alınacağına göre o günkü hesap ne olur bilemeyiz.

Aman canım boş verin! Ne dedi Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı: “Siz geçmişte dolarla mı çalıştırıyordunuz insanları?”

“Maaşınızı dolarla mı alıyorsunuz?” sorusunun asgari ücret versiyonu…

Ve devam etti Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı: “Dolara göre asgari ücreti belirlemek doğru değildir. Bizim paramız Türk lirasıdır. Türk parasını ezdirmeyeceğiz!”

Ezdirmezler, merak etmeyin…

(…)

Üzüldünüz mü? Üzülmeyin, üzülmeyin. Aksine sevinin çünkü asgari ücretten vergi ve damga vergisi de alınmayacak. Bi nevi seçim yatırımı yani. Çünkü bu, devlet açısından çok büyük bir gelir kaybıdır. Kısacası 2022 içinde seçim olursa hiç şaşırmayacağız.

Sadede gelecek olursak; Ekonomiyi “üzülme” ve de “sevinme” üzerine kurgulayan hazretler olduğu sürece ne bu sıkıntılar gider ne de dövizin ateşi söner…

Ama her şerde bir hayır vardır derler ya eskiler, çok haklılar… Enflasyon altında ezilen bu millet, bizim hazretleri seçim sandığında hem “ezecek” hem de biraz “üzecek” gibi görünüyor.

Siz hâlâ döviz ne olacak diye üzülüyor musunuz? Bırakın üzülmeyi! Ekmeği dolarla mı alıyorsunuz? Boş verin…

Yazının sonuna geldim ve benzine 56 kuruşluk zam yapılmış…

Size ne! Siz arabanızın benzinini dolarla mı alıyorsunuz?

Siz pinpon topuna bakın… Asgari ücret orada…