Belediye Meclisi Toplantısında gündem dışı söz alarak bir konuşma yapan Arslan Kaynar, “Uygar insan, tüm canlıların haklarına saygı duyan insandır” diyerek bu dünyanın insanlarla birlikte aynı zamanda hayvanlara da ait olduğunu, hayvanların sağlıklı, güvenli koşullarda barınmalarının temin edilmesi gerektiğini söyledi.

Kaynar, konuşmasında şu konulara değindi:

“Yaklaşık yirmi yıl önce 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu çıkarılmıştır. Bu kanunla hayvanların rahat yaşamlarını ve hayvanlara iyi ve uygun muamele edilmesini temin etmek, hayvanların acı, ıstırap ve eziyet çekmelerine karşı en iyi şekilde korunmalarını, her türlü mağduriyetlerinin önlenmesi amaçlanmıştır.

Günlük yaşantımızda hemen her gün yaşadığımız ortamlarda başta birbirinden sevimli kediler ve köpekler ve doğada yaşamını sürdüren pek çok hayvanlarla karşılaşıyoruz. Bireysel olarak kimileri bu sokaklarda ve doğada sadece yaşamını sürdürmekten başka bir gayesi olmayan Allah'ın bizler gibi yaratmış olduğu ve bu dünyayı birlikte paylaştığımız bu canlılardan bazen korkup yolumuzu ve yolunu değiştirecekler olduğu kadar, bazen de sevimli ve cana yakın bulup başını okşamakla ve sevmekle de yetiniyoruz.

5199 sayılı kanun kamu adına, başta valiliklere ve diğer kamu kuruluşlarına bir takım görev ve yükümlülükleri vazife olarak vermiş ve yetkilendirmiştir.

Bu görev sadece kamunun yürüteceği bir görevden ziyade tüm insanlığa esasında yüce yaradan tarafından verilmiş bir görevdir.

Kanunun yetki ve sınırları çerçevesinde doğada yaşayan tüm evcil, yarı evcil ve yabani hayvanların başta yaşam hakları olmak üzere, beslenme, barınma, özellikle yabani hayvanların üreme gibi temel haklarına ilişkin tüm vazifelerimizi yerine getirmek üzere ilimiz Valilik makamını, Belediyemizi, Tarım ve Hayvancılık ile Çevre ve Orman İl Müdürlüğü ve diğer kurum ve kuruluşları daha aktif ve tatmin edici bir çalışma ortamı ve gayretine davet ediyoruz

Otomobil pazarı 30 yılda 6 kat büyüdü Otomobil pazarı 30 yılda 6 kat büyüdü

Almış olduğumuz bilgiler ışığında sokak hayvanlarına yönelik sadece belediyemizin yetkili birimleri ve çalışanları tarafından kısırlaştırma çalışmaları yapılmaktadır. Haricinde istisnai olarak imkânlar dahilinde müdahalelerin yapıldığını da görmekteyiz.

Lakin ilgili kanun bunların dışında başka görevler de yüklemiştir. Bu görevlerin ilgili kurumlar ve birimler tarafından daha aktif ve güncel olarak yerine getirilmesi ve takiplerin de yapılması yasal bir zorunluluktur.

Bu çerçevede belirtmek isterim ki, her canlı özeldir ve özellikle korunmaya muhtaçsa biz insanlara düşen de bu canlılara karşı bu görevi yerine getirmektir.

Doğadaki tüm hayvanlar, dünya üzerindeki yaşam döngüsünün en önemli halkalarından biridir. İnsanlığın var oluşundan beri tüm hayvanlar dahil olmak üzere tür hayvanlar ve insanlar günümüze dek birlikte yaşamışlardır. İnsanoğlu ezelden beri hayvanlardan tek taraflı fayda sağlayan taraf olmuştur.

Şunu unutmamak lazım ki bu dünya sadece bize ait değildir. İçinde yaşadığımız evreni aynı zamanda hayvanlarla paylaştığımız tüm insanlık tarafından idrak edilmelidir.

Doğada, kendi evinde kendilerine bahsedilen hayatı yaşamaktan başka bir şey yapmayan hayvanların, yerine göre anlamsız, vahşice, insan nesline zerre kadar yakışmayan bir şekilde şiddet gördüğünü de hem bireysel olarak görmekte, hem de basından takip etmekteyiz.

Hayvanlara şiddet bir vahşet olmakla birlikte adli bir suçtur. Yanı sıra vicdansızlıktır. Yaradan nezdinde de kabul görmeyecek bir aşağılık davranıştır.

Uygar insan, tüm canlıların haklarına saygı duyan insandır.

"Bir ülkenin gelişmişlik ve uygarlık düzeyi o ülkenin hayvanlara davranış biçimiyle ölçülür. Birçok dünya ülkesinde hayvan hakları ile ilgili pek çok dernek ve diğer sivil toplum çalışmalarına yönelik teşekküller oluşturulmuştur. Sistemli ve düzenli bir şekilde tüm hayvanların sorunlarına yönelik çalışmalar yapılmaktadır.

Zamanla ülkemizde de değişik il ve ilçelerde kurulan bu niyete yönelik dernekler faaliyete geçmiş ve yeni kurulanlarla birlikte bunların hem sayıları, hem de vatandaşlarımızın duyarlılıkları artmıştır.

Bu dernekler, düzenledikleri etkinliklerle hayvan haklarına dikkat çekmekte, sahipsiz veya hasta olan hayvanlara sahip çıkmaktadır. Ancak yeterli kaynakları olmadığı, yeterli ekonomik destek bulamadıkları ve daha birçok başka sorunları nedeniyle tam anlamıyla verimli olamamaktadırlar. Burada yapılması gereken, bu derneklerin sokak hayvanlarının bakım ve beslenmesinde kullanılacak bir kaynağa sahip olması ve bu kaynağın sürekli bir şekilde oluşturmasıdır.

Hal böyleyken, Çorum Belediyesi MHP grubu olarak Çorum Valiliğimiz tarafından kurulan Sahipsiz Hayvanları Koruma Birliğinin etkili çalışması için, gerekli kaynak ve teknik alt yapının bir an önce oluşturularak tüm Çorum genelinde kanayan bir yara olan bu meseleyi bir an önce çözüme kavuşturulacak çalışmalara başlanmasını talep ve arz ediyoruz.

Çorum Belediye Meclis Üyelerinin de birlik meclisinde bulunduğunu ifade ederek, meclisin faaliyete geçmesi için de sayın belediye başkanımızın konuyla ilgili hassasiyet göstermesini rica ediyoruz. Sahipsiz hayvanların doğal yaşam alanlarında olması ve daha sağlıklı bir şekilde yaşamlarını sürdürmeleri hakkının bizler kadar hakları olduğu fikrini savunuyoruz.”

Editör: Kubilay Olcan