Çocuklarımıza, köylerimize, binalarımıza, iş yerlerimize, derneklerimize, vakıflarımıza, köylerimize, mahallerimize, köylerimize, caddelerimize, sokaklarımıza, parklarımıza, iş yerlerimize ve hatta soy adlarımıza Türkçe ismi verelim.

Oğuz Boy Damgalarını kullanalım; Sendikalarımız, konfederasyonlarımız, federasyonlarımız, platformlarımız, birliklerimiz, odalarımız, vakıflarımız, derneklerimiz ve işyerlerimiz logolarında kullanalım ve kendi markalarımızı oluşturalım:

Bilelim, milletleri millet yapan ve onu dünya milletleri yanında güçlü ya da güçsüz kılan en önemli unsurun kültür olduğunu ve milli kültürünü koruyan milletlerin dünya milletleri arasında güçlü, yozlaştırmış milletlerinde güçsüz sayıldığını.

Oğuz, Oğuz Han, Bozok, Üçok, Gök, Gök Han, Ay, Ayhan, Yıldız, Yıldız Han, Gün, Gün Han, Dağ, Dağ Han, Deniz, Deniz Han, Kayı, Kayı Han, Yazır, Yazıran, Yazır Han, Döğer, Toker, Döğer Han, Dodurga, Dodurga Han, Beydili, Avşar, Afşar Han, Bayandır, Bayındır Han, Peçenek, Çavun, Çavuldur, Çepni, Çepninaz; Çepnian, Çepni Han, Eymür, Eymir, İmir, Eymür Han, Alayundlu, Yüreğir, Yüreğir Han, Salur, Sungur, Salur Han, İğdir, İyidir, İğdir Han, Beğdüz, Beğdüz Han, Yıva, Yuva, Yıva Han, Kın, Kınık, Kınık Han gibi boy ve bey isimlerimizi,

Alper, Alper Tonga, Mete, Mete Han, Atilla, Teoman, Bilge, Kaan, Bilge Kaan, Sabir, Sabur, Artuk, Saltuk, Dilmaç, Çaka, Sevli, Tomris, Sökmen, Alp Arslan, Afşin, Melik, Melikan, Melik Han, Melik Şah, Berk, Berke, Berikan, Berke Han, Timur, Ayaz gibi bey, Saka, Altay, Uygur, Gök Türk, Kıpçak, Kazak, Özbek, Babür gibi devlet, Tirkeş, Türkeş, Bali, Türkan, Ahi, Tahmaz, Kalender, Çor, Tiğin, Canbek, Buğra, Buğra Han, Dirican, Yörük, Türkmen, Abdal, Gacal, Çıtak, Tahtacı gibi kabile/gurup ve Demir, Durak, Dursun, Dursune, Durmuş, Durdu, Durak, Yeter, Yaşar, Satı, Satılmış gibi Türk Halk inançlarından gelen isimlerimizi yaşatalım.

Bırakalım Arap’ın Enes’lerini, Talha’larını, Fars’ın Gıyasettin’lerini, Hüsrev’lerini, Gürcülerin Gürcü isimlerini, Yezidi’lerin Adeviye’lerini, Tarikat ve cemaat şeyhlerinin Fetullah’larını, Gülen’lerini, İpek’lerini, Nurullah’larını, Nur’larını, Şağban’larını …

Çocuklarımıza, yerleşim yerlerimize, derneklerimize, sokaklarımıza, binalarımıza, park ve bahçelerimize Türkçe isimler verelim, kendi damgalarımızı dernek ve firmalarımız logolarında yaşatalım.

Dünya ve İslam medeniyetine büyük katkılar yapmış, İslam medeniyetini Çin, Hindistan, Rusya, Afrika coğrafyasına yaymış Türk atalarının isimlerini yaşatarak Arap’ın, Fars’ın, Gürcü’nün, Yezit’in ve emperyalist batının kültür yozlaştırmasına dur diyelim.

Unutmayalım, Türk Milli Kimliğini Korumazsa, Tanrı da Türk’ü Korumaz ve Yüceltmez.

Araştırmacı Yazar

İsmail UÇAKCI