Vali Yardımcısı Hacı Osman Ebiloğlu, Türkiye’nin orman alanı genişleyen nadir ülkelerden biri olduğunu belirterek, bugün dünya toplam alanının %31’inin ormanlarla kaplı iken, bu rakamın Türkiye’de %27,2 olduğunu ve Çorum’un orman varlığı konusunda Türkiye ortalamasının üstünde olduğunu söyledi. 
Bu rakamlar dikkate alınacak olursa dünyanın 1/3’üne yakın bir kısmının ormanlarla kaplı iken 2/3’ünün yeşilden yoksun olduğunun altını çizen Ebiloğlu, “Ülkemizin ise ancak 1/4’ üne yakın bir kısmı yeşil ile buluşmuşken 3/4’ ü ise yeşillikten yoksun bir durumdadır. Çorum ilimizin toplam alanı 12.792 km2’dir.Orman alanımız 374.000 hektardır. Mevcut ormanlarımızın yarısı bozuk baltalık, diğer yarısı ise normal verimli orman durumundadır. Orman varlığımız itibari ile Türkiye ortalamasından daha iyi durumda olmamıza rağmen, bölge ortalamasının çok gerisindeyiz” dedi. 
Çorum Barajı’nda gerçekleştirilen Ormancılık Günü etkinliğinde konuşan Vali Yardımcısı Ebiloğlu, dünya nüfusunun sürekli arttığını artan dünya nüfusunun, doğal kaynaklar için çok büyük baskı unsuru oluşturduğunu kaydetti. 
Ebiloğlu, “Bu baskı her geçen gün biraz daha fazla ağırlığını hissettirerek bugüne gelinmiştir. Bu baskılara maruz kalan en önemli zenginlik kaynaklarımızın başında ormanlarımız yer almaktadır. Bu baskı sonucu ormanlarımız her gün biraz daha azalmakta, Dolayısı ile Dünyamızın çölleşmesi her gün biraz daha artmaktadır. Ancak sevinerek belirtmek isterim ki 1972 yılında 20 milyon hektar olan varlığımız bugün 21 milyon 500 bin hektara ulaşmıştır” dedi. 
Vali Yardımcısı Hacı Osman Ebiloğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Her yıl 21 Mart günü başlayan hafta, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de Orman Haftası olarak kutlanmaktadır. Bu hafta boyunca, toplumun ormancılık hakkında bilgisini, ilgisini ve görgüsünü artırmak Toplumun her kesiminde ağaç ve orman sevgisini çoğaltmak amacı ile il genelinde, değişik platformlarda çeşitli etkinlikler yapılmaktadır. 
Bugün bu alanda yapılan tüm etkinliklerin bir nevi finali, bir nevi galası durumunda olan “Ağaç Bayramını” kutlamak üzere toplanmış bulunuyoruz. Ormanların günlük hayatımız ve toplum sağlığı üzerinde faydaları sayılamayacak kadar çoktur. Bu kadar önemli, bu kadar yararlı olan varlıklarımız için yılda bir hafta gibi kısa zaman ayırmak sizlerin de takdir edeceği gibi oldukça yetersiz kalır. 
Bu kıymetli varlıklarımızı koruyup kollamak, bu alandaki çalışmalara yıl boyu gereken desteği vermek hepimizin vazgeçilmez bir yaşam tarzımız olmalıdır. Çünkü ormanlarımızı korumak kollamak demek, Kendi kendimizi koruyup kollamak demektir. Kendi geleceğimizi koruyup kollamak demektir. Tüm insanlığı koruyup kollamak demektir.
Orman İşletme Müdürlüğümüzden alığım bilgilere göre; 2012 yılından 4.100 hektarlık alan üzerinde ağaçlandırma ve erozyon kontrol çalışmaları yapılmış, bu alana 1.700.000 adet fidan dikilmiştir. Yine geçen yıl 5.464 hektarlık alan üzerinde bakım ve rehabilitasyon çalışmaları yapılmıştır. 2013 yılında ise 5.600 hektarlık alan üzerinde Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrol Çalışmaları yapılacak. Bu alana 2 milyon 500 bin adet fidan dikimi planlanmaktadır. Ayrıca 9.117 hektarlık alan üzerinde bakım ve rehabilite çalışmaları yapılacaktır. Bu çalışmaları küçümsemeyiniz, çok iyi rakamlardır. Çünkü bu rakamlarımız geçen yılın rakamlarını katlamaktadır.
Ancak bu yaptığımız işleri, yapacağımız işlerin yanına koyduğumuz zaman yeterli olmadığını görürüz. O nedenle ağaçlandırma çalışmalarına daha da hız vermek zorundayız, artırmak zorundayız. Ayrıca ağaçlandırma çalışmalarında başarıya ulaşmak için özel sektörün de mutlaka bu çalışmalara katkı vermesi gerekmektedir. Toplum olarak ağaçlandırma çalışmalarına hız verelim ki, kısa zamanda dünya ortalamasının üzerine çıkabilelim. Çünkü – orman toplumlar için bir uygarlık meselesidir. Çünkü – orman toplum için bir kültür meselesidir.
Bu alanda da ülkemizin çağdaş medeniyet seviyesinin üzerine çıkarmak zorundayız. Türk milleti olarak ağaç dikmeyi çok önemseyen bir inanç sistemine mensubuz. Kıyamet koparken bile ağaç dikmeyi emreden bir peygamberin ümmetiyiz. “Yaş kesen baş keser.” İlkesini kendisi için hayat tarzı edinmiş bir ecdadın torunları olarak ağaca ve ormana hak ettiği değeri vermek zorundayız.
Evliya Çelebi Seyahatnamesinde bir sincap toprağa dokunmadan daldan dala atlayarak Edirne’den Ardahan’a gidebileceğinden söz etmektedir. Birinci Dünya ve İstiklal Savaşı sırasında trenlerin yakıt ihtiyacı Ankara’nın Gölbaşı ormanlarından karşılanmıştır. Bugün neden %50 sinden fazlası gür ormanlarla kaplı bir Anadolu’muz olmasın. Biz bu ülkeyi gelecek nesillerden ödünç aldık. 
Bir kuşağın diktiği ağaçların gölgesinde bir sonraki nesil serinlenebilmektedir.
Gelecek kuşaklara yaşanabilir bir Türkiye bırakmak için ağaç dikmeliyiz. Şehitlerimiz mübarek kanlarıyla sulamak suretiyle vatan yaptıkları bu toprakların erozyonla denizlere sürüklenmemesi için ağaç dikmeliyiz. Küresel ısınma ve onun doğal sonucu oluşan afetlerin üstesinden gelmek için ağaç dikmek zorundayız. Toprak – su – bitki – insan sağlığı arasında bozulan dengelerin yeniden tesisi için ağaç dikmek zorundayız. 
Çorum ilimizin orman yangını yönünden çok iyi bir durumda olduğunu memnuniyetle ifade etmek isterim. Ancak anız yangını konusunda arzulanan noktaya henüz gelemedik. Hepimiz el ele vererek bu kötü gidişe dur demek zorundayız. Özellikle çiftçilerimiz mutlaka bu kötü gidişe dur demek zorundadır. Çünkü anız yangınları bir yandan toprağımızın verimini düşürmekte diğer yandan ülkemizin çölleşmesine yol açmaktadır. Bu olumsuz gidişi mutlaka durdurmak zorundayız. Bu duygu, bu düşünceler içinde daha yaşanabilir bir Türkiye için daha yeşil bir Türkiye dileklerimle hepinize sevgi ve saygılarımı sunarım.”